Ayhan Bora Kaplan, silahlı adamlarıyla TRT önündeki fotoğrafı için 'Ben bu soruya yanıt veremem' dedi
Artı Gerçek - Ankara'da, Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada haklarında dava açılan 28'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına bugün devam edildi. Dün başlayan davanın bugünkü ikinci duruşmasında, Ayhan Bora Kaplan savunma yaptı.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi'ndeki duruşmada Kaplan, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
'GÖZALTINDA İŞKENCE YAPILDI'
Kaplan, “Kaçarken yakalandığım söylendi. Kaçacak insan iki gün önce tarifeli uçak bileti alır mı, geri zekalı mı? Kaçacak adam kendi pasaportu, kendi arabasıyla gider mi?” dedi. Gözaltına alındığı sırada yere yatırılmasının da tamamen şov amaçlı olduğunu belirten Kaplan, gözaltı sürecinde polislerin kendisine işkence yaptığını söyledi.
''SOYLU HAKKINDA BİLGİ VER' DEDİLER'
Gözaltındayken, Süleyman Soylu ile ilgili kendisinden bilgi alınmaya çalışıldığını söyleyen Kaplan, şunları anlattı: "2 gün boyunca bürokratlarla, emniyetçilerle, Süleyman Soylu ile ilgili bilgi ver dediler. Ben hiçbir duruma şahit olmadığım için bir şey diyemedim. İkinci gün sonu bana 7-8 sayfalık kağıt getirdiler. Onu da imzalamadım."
'AĞIR SİLAHLARI NEREDEN BULDUNUZ?'
Mahkeme Başkanı'nın, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlatarak "TRT’ye gittiğinizde nereden buldunuz uzun namlulu silahları?" sorusuna Kaplan, ''Devlet görevlilerini suçlamamı bekliyorlar. Ben bu sorunun cevabını burada veremem. Özel size söyleyebilirim. Çünkü hemen internete düşüyor burada söylediklerim. Bunun için de önlem almanız gerek'' yanıtını verdi.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında dönemin Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, kuzeni olan Sadık Soylu'nun telefonundan Ayhan Bora Kaplan'ı arayarak TRT önüne davet etmişti. Kaplan da bunun üzerine silahlı adamlarıyla birlikte TRT Genel Müdürlüğü önüne gelmişti. Bu tarihten sonra Kaplan hakkındaki soruşturmaların polis ve adliyede kapatıldığı iddia edilmişti.
TATAR CİNAYETİ
Mahfuz Tatar cinayetine dair savunma yapan Kaplan şu iddialarda bulundu: “Ben tanımam etmem, şaşkınlık içerisindeyim. Onca emek verdiğim, masraf verdiğim eğlence mekanı Tren’in açılışının ikinci gününde 29 Eylül’de yaşanmıştır bu olay. Açılıştan bir gün sonra yorulduğum için gelmeyeceğim dedim. Konserin olduğu gün evime gittim, yattım dinlendim. Mahfuz Tatar’ın geldiğinden haberim yoktur. Ben kapıda karşılama değilim ki her geleni göreyim. İçerisi de loştur benim dışarıyı görme imkanım yoktur. 2-3 mekan gezdikten sonra gelmişler Mahfuz Tatarlar zaten geldiklerinde alkollülermiş.”
“Mahfuz öldürüldüğü gece ben orada değildim” diyen Kaplan, “Ama orada gördüğünü söyleyen tanık var?” sorusunu soran Mahkeme Başkanı’na “Onunla ilgili de konuşacağım” dedi. “Daha önce neden telefonunun Umut Çabuk’ta olduğunu hiç söylemedin?” diye soran Mahkeme heyeti başkanına “Neden söyleyeyim ki efendim ben desem Umut Çabuk hakkında da pek çok şey söylenecekti. Küfürleşmeden kaynaklı meydana gelen olayı benim üstüme yıkmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.
İSTENEN CEZALAR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Ayhan Bora Kaplan ve 5 örgüt yöneticisi hakkında ''suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek'', ''kasten adam öldürme'', ''nitelikli kasten adam öldürme'', 'kasten yaralama'', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma'', ''nitelikli yağma'', ''eziyet', ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'', ''suç üstlenme'' ve ''suçluyu kayırma'' suçlarından 1'i ağırlaştırılmış 2'şer kez müebbet ve 169 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi. (HABER MERKEZİ)
Ayhan Bora Kaplan davası: Sanık Barış Kurt hayat hikayesini anlatarak ağladı, hakaretler yağdırdı