Bakanlık 'faili meçhuller'den habersizmiş

Bakanlık 'faili meçhuller'den habersizmiş
Adalet Bakanlığı faili meçhul cinayetlerin araştırılması ve sorumluların yargılanmasına dair verilen bir önergeye "bilgimiz yok" yanıtı verdi.  GÜNCEL...

Adalet Bakanlığı faili meçhul cinayetlerin araştırılması ve sorumluların yargılanmasına dair verilen bir önergeye "bilgimiz yok" yanıtı verdi. 

GÜNCEL – Türkiye’de faili meçhuller ve gözaltında kayıplar, aydınlatılmayı bekleyen binlerce dosya bulunuyor. HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy’un faili meçhul cinayetlerin araştırılması ve sorumluların yargılanması ile ilgili verdiği soru önergesine, Adalet Bakanlığı "elimizde bilgi yok" yanıtını verdi.

Özsoy, önergesinde özellikle 1980’li yıllardan sonra ağır hak ihlallerinin yaşandığını hatırlatarak, gözaltına alındıktan sonra yakınları tarafından bir daha haber alınamayan birçok kayıp insanın akıbetinin hala bilinmediğini anımsatmıştı.

HAKİKATLE YÜZLEŞME

Cumartesi Annelerinin de 17 Mayıs 1995’ten bu yana bir araya gelerek kaybolan yakınlarının akıbetini öğrenmek ve yakınlarının kaybedilmesine neden olan sorumluların yargılanması için eylem yaptığını ancak sonuç alamadığını kaydeden Özsoy, "Toplumsal barış ve adaletin sağlanması için devletin kayıp yakınlarına karşı yükümlülüklerini yerine getirip kayıpların akıbeti hakkında araştırma yaparak somut bilgi verilmesi, sorumluları bulup yargılaması ve bu ihlallerin yeniden yaşanmaması için hakikatleri ortaya çıkarması gerekmektedir" ifadelerini kullanmıştı.

‘GÖREVİMİZ AMA ELİMİZDE BİLGİ YOK'

Özsoy’un soru önergesine yanıt birkaç hafta içerisinde geldi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın imzasının bulunduğu yanıtta bakanlığın görevlerine atıf yapılarak, "Adli istatistikler sanık ve suç esas alınarak derlenmekte olup, soru önergesine konu edilen hususlara ilişkin olarak Bakanlığımızda talep edilen ayrıntıda istatistiki bilgi bulunmamaktadır" denildi.

KAYIP SİCİLİ KABARIK

Bakanlık tarafından "bilgi bulunmamaktadır" yanıtı verilse de faili meçhul ve gözaltında kayıplar konusunda Türkiye’nin sicili oldukça kabarık. Ağırlıkta 1990’larla gündeme gelen bu durum çeşitli sivil toplum örgütlerinin de yıllarca gündeminde oldu. Sadece İnsan Hakları Derneği'ne (İHD) yapılan resmi başvurulara göre; 1991’de 4, 1992’de 8, 1993’te 36, 1994’te 229, 1995’te 121, 1996’da 68, 1997’de 45, 1998’de 9 gözaltında kayıp vakası yaşandı.

FAİLİ MEÇHULLER AYDINLATILMAYI BEKLİYOR

2000’lere doğru Meclis bünyesinde faili meçhullerle ilgili kurulan komisyonun raporuna göre ise 1995 yılında 908 faili meçhul cinayet yaşandı. İçişleri Bakanlığı’na göre polis bölgesinde 1990 – 2000 arasında işlenen siyasi cinayet sayısı ise bin 912 idi ve bunlardan 608’i faili meçhul olarak kaldı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 1990-2000 arasında tuttuğu rapora göre ise; "kayıp" yurttaş sayısı ise 205 oldu.

BM: 2 BİN ÖLÜM VAR TEK SORUŞTURMA YOK

Faili meçhul ve cezasızlık sadece 90’lı yıllara dair bir insan hakları ihlali olarak kalmadı. Sadece çatışmaların yeniden yoğunlaştığı 2015 Temmuz’dan bu yana birçok faili meçhul ve kayıp vakası yaşandı. Öyle ki bu durum birkaç gün önce Birleşmiş Milletlerin (BM) yayımladığı rapora da yansıdı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Raad El Hüseyin başkanlığındaki komisyon tarafından hazırlanan rapora göre; 18 ay devam eden operasyonlar sırasında aralarında "800 güvenlik görevlisinin de bulunduğu 2 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği, ciddi insan hakları ihlalleri" yaşandı. Rapordaki bir diğer detay ise bu kadar ciddi bir yaşam hakkı ihlaline rağmen "cezasızlık" politikasının devam etmesiydi. Yetkililere yönelik bir suçlamada bulunulan raporda ölümlere ilişkin soruşturma açmak yerine, öldürülen insanların örgüte katılmakla suçlandığı kaydedildi.

‘YANIT SUÇLUYU KORUMA, SUÇU GİZLEMEDİR’

Bakanlığın "bilgi yok" dediği failli meçhullerin en yoğun yaşandığı dönemde insan hakları savunuculuğu yapan ve bugün HDP Sözcüsü olan Osman Baydemir, konuya ilişkin görüşünü dihaber ile paylaştı. Baydemir, bu yanıtı "Yanıt vermemiş olmaları suçu gizleme çabası olarak ve suçluyu koruma çabası olarak değerlendirmek gerekir" şeklinde değerlendirdi.

‘TÜRKİYE TARİHİ FAİLİ MEÇHULLER TARİHİDİR’

"Türkiye siyasal tarihi aynı zamanda bir faili meçhul cinayetler tarihidir" diyen Baydemir, devletin bugüne kadar faillerin gizlenmesi, saklanması, vakaların üstünün örtülmesi konusunda istikrarlı bir irade ortaya koyduğuna işaret etti.

‘KATİLLER KORUNUYOR’

Hükümetlerin değişmiş olmasının faillerin cezasız kalması politikasında bir değişimi getirmediğinin altını çizen Baydemir, AK Parti döneminde yaşanmış ve halen aydınlatılmayan Hrant Dink ve Tahir Elçi cinayetlerini buna örnek olarak gösterdi. Baydemir, şöyle konuştu: "Hrant Dink, bugünkü iktidarın hükümet ettiği dönemde yaşandı. O günden bugüne halen tam manası ile cinayetin planlandığı ve talimatın verildiği mekanizma açığa çıkartılmış değil. Bu mekanizmanın korunmasından vazgeçilmiş değil. Yine Tahir Elçi cinayeti. Bir televizyon programındaki açıklamalarının ardından medya, siyasiler tarafından hedef gösterildi. Tutuklanmaya sevk edildi. Açık söylüyorum en uygun en kısa zamanda hayatına kastedilmesi kararı alındı. Olayın okunuş biçimi itibariyle söylüyorum. O günden bugüne değin avukatların vermiş olduğu neredeyse 10’u aşkın dilekçeye rağmen sordukları yüzü aşkın soruya rağmen Elçi cinayetinin katilleri bize göre korunuyor."

‘ ADALET BİR GÜN ADALET BAKANINA DA LAZIM OLACAK’

Baydemir, AK Parti hükümetinin 1990’lardan farklı olarak işkenceyi savunan bir hükümete dönüştüğünü ifade ederek, "O günlerde işkence vardı ama reddediliyordu. Bugün işkence var ve en üst düzeyde işkencenin savunuculuğu yapılıyor, işkence meşru gösterilmeye çalışılıyor. Devlet bir nevi 1990’ların ayarlarına geri dönmüş durumda ve bunun da savunuculuğunu yapıyor. Ama hukuk bir gün herkese lazım olacak. Adalet de bir gün herkese lazım olacak. Hukuk ve adalet bir gün Adalet Bakanı’na da lazım olacak" dedi.

Öne Çıkanlar