'Basit bir trafik kazası olarak ele alınsa bile iki sanık en az 5 yıl hapis alırdı'
Taksim Dayanışması Gezi Parkı eylemlerinde hayatını kaybeden Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümüyle ilgili davada iki sanık hakkında verilen beraat kararıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
ARTI GERÇEK - Taksim Dayanışması ve ailesi, Gezi Parkı eylemlerinde bir aracın kalabalığa dalması sonucu hayatını kaybeden Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümüyle ilgili davada çıkan beraat kararına tepki gösterdi.
Taksim Dayanışması’nın TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin Karaköy binasında düzenlediği basın toplantısında açıklamayı Taksim Dayanışması’ndan Akif Burak Atlar, Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş ve ailenin avukatı Sevgi Evren yaptı. Toplantıyı Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ve basın mensupları izledi.
İlk sözü avukat Sevgi Evren aldı ve 6.5 yıllık hukuki süreci özetledi. Evren, Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümüne, Seyit Kartal’ın ise ağır şekilde yaralanmasına neden olan iki sanığın cezalandırılması hatta tutuklanması için mücadele ettiklerini ve bu konuda çok sayıda delil bulunmasına rağmen ceza aldıramadıklarını dile getirdi.
AVUKATI MEHMET AYVALITAŞ DAVASINDA 6.5 YILI ÖZETLEDİ
Evren süren 6.5 yıl boyunca mahkemenin beraat kararı vermesini engellemeye çalıştıklarını kaydederek dava sürecini şöyle özetledi:
"Dosya iki kez Adli Tıbba gitti. Ama yarımşar raporlarla bu kazadaki sanıkların kusurları görmezden gelindi. Üstü örtüldü. Konuyla ilgisi olmayan termodinamik uzmanlarına hazırlatılan raporda da sanıklar kusursuz çıktı. Yaptığımız itirazlar sonucu rapor Adli Tıbbın üst kuruluna gitti ancak oradan da sanıkların kusursuz olduğuna dönük bir karar geldi. Tekrar itiraz ettik Trafik Anabilim’e gitti, İTÜ’den üç kişiden alınan raporda da sanıkların kusursuz olduğu iddia edildi. Uzmanlık içeren bu dört raporda da dosyada bulunan hiçbir delil değerlendirilmedi. Deliller karartılmaya çalışıldı, görmezden gelindi. Bunun üzerine biz ne yaptık, İTÜ Trafik Ana Bilimi Bölümü Başkanı olan Ergun Gedizlioğlu’nu tanık olarak dinlettik, alternatif bir keşif yaptırdık. Görüntü aldık. Tespitler yaptık. İfadeler tutanaklara geçti. Bu rapor üzerine uzman tanık mahkemede dinlendi. Alternatif rapor gösterdi ki bu iki sanık politik havanın etkisiyle tvlerden Gezi’yi marjinal göstermeye çalışan beyanatlara dayanarak kendilerini meşru gördüler, güvenli sürüş sorumluluklarını yerine getirmeyerek yola çıkan protesto hakkını kullanan insanları gördükleri halde durmayarak frene basarak bu ağır kusuru işlediler. Mahkemenin görmezden geldiği noktaların başında bu geldi."
BASİT BİR TRAFİK KAZASI OLARAK BAKILSA BİLE EN AZ 5 YIL HAPİS CEZASI VERİLİRDİ
"Bu olay basit bir trafik kazası olarak işlense bile sanıklar bugün en az 5 veya 6 yıl ağırlaştırılarak 7-8 yıl ceza alacaklardı çünkü kusurları çok net. Delillerle ispatlanmış durumda" diyen Evren, "ne yazık ki ceza vermemesi meseleye ne kadar politik baktığını ve bunun en başında işaret etmiş olması bize net bir şekilde gösteriyor" ifadelerini kullandı.
TEK BİR GEREKÇE SUNULMADAN MÜTALAA VERİLDİ
Bu süreçte üç heyetin değiştiğini, silahların gölgesinde duruşmaların yapıldığını ve insanların engellendiğini belirten Evren, "asıl hukuksuzlukların yaşandığı ilk dört duruşmada SEGBİS kaydı alınması yönündeki talebimiz reddedildi. Mobese görüntüleri 6 ay boyunca bizden kaçırıldı. Bu görüntüleri kaçıran polisler hakkında İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermedi. Duruşma girişinde aileye insanlara gösterilen muamele bir eziyet niteliğindeydi. Çevik kuvvet şiddetine maruz kaldı. Kalp hastası babaya darp uygulayan polislere de soruşturma açılmadı. Duruşmalara neredeyse hiç gelmeyen sanık Cengiz Aktaş’a, 160-170 km hızla gelip önce arabalara sonra refüje çarparak duramayan ve Mehmet’in üzerine düşerek ölümüne neden olan aracı süren sanık Mehmet Görkem Demirbaş’a ceza verilmedi" dedi.
"Savcı gerekçe sunmadan mütalaa verdi, düşünün 6.5 yıl süren bir davada tek bir cümle edilmeden mütalaa verdi. Bu mütalaa sonucunda elimize duruşma tutanakları elimize tutuşturularak karar okuma zahmetine dahi girilmeden dava sona erdirildi" ifadelerini kullanan Evren, bu davanın bu mücadelenin burada bitmediğini, istinaf süreci olduğunu, konunun AİHM’e taşınacağını belirtti.
BİZİ 6.5 YIL BOYUNCA SUSTURMAYA ÇALIŞTILAR
Mehmet Ayvalıtaş babası Ali Ayvalıtaş da "büyük bir acı süreci yaşadık. Gezi’de ilk şehit düşen benim oğlumdu" dedi. Ayvalıtaş, resmen oğlunun katledildiğini belirterek "olayla ilgili görüntüler bize ay boyunca verilmedi. Davaya yoğun katılım oldu ancak daha sonra soyadımızla aynı olmayan insanlar duruşmaya alınmadı. Bize büyük eziyetler yaşatıldı. Çok darbe gördük. Bizi susturmaya çalıştılar. Kalp hastası olmama rağmen bana saldırdılar. 6.5 boyunca biz içeride, insanlar dışarıda eziyet çekti. Karar günü çok sayıda polis vardı. Kararın yazıldığı tutanakları bildiri dağıtır gibi elimize tutuşturdular. Kendime gelemedim o günden beri. Biz vatanımızı seven insanlarız. Gezi’ye herkes gitti. AKP’lisi, MHP’lisi, CHP’lisi herkes gitti. Gezi’de halk ayaklanması vardı. Kimsenin camı kırılmadı. Kabataş yalanı ortaya çıktı" dedi.
MEHMET’İN DOSYASI FADİME ANANIN DOSYASIDIR
Avukat Can Atalay da Gezi Parkı eylemlerinde hayatını kaybeden 8 kişiyle ilgili devam eden hukuki sürece ilişkin "herkes sokakta adliye önünde adalet talep ediyorsa adalet yerin 40 kat dibinde saray kurmuş. Bu böyle sürdürülemez" dedi. Atalay, "Mehmet Ayvalıtaş’ın katledildiği dosya sadece Mehmet’in dosyası değil aynı zamanda gözlerimizin önünde evlat acısına rağmen her gün hem kendisine hem de diğer arkadaşlarımıza gözlerimizin önünde hakaret edildiğini göre göre eriyen Fadime Ayvalıtaş davasıdır" diye konuştu.
Atalay, bu dosyanın bilinçli taksirin en basit örneği olduğunu belirterek "5 yıl verilmesi gerekirken beraat kararı verilerek karar insanların yüzlerine dahi okunmadan oradan uzaklaşmalarını ima eden hareketlerle tutanak veriliyor. Bu dosya Mehmet’in bu dosya Fadime ananın dosyasıdır" diye konuştu.
AHMET ATAKAN DOSYASINDA 6 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN İDDİANAME YOK
Atalay devam eden diğer hukuki süreçlerle ilgili şunları söyledi: "Berkinimizin dosyası sürüyor. Olmadık işler oluyor. Ethem’in dosyasında asgari düzeyde ceza verdiler. Aileye çektirdikleri eziyet ortada. Ali İsmail’in katiliyle ilgili verilen cezanın kamuoyunu tatmin etmediği açıkça ortada. Ahmet’in dosyasında 6 yıl geçmesine rağmen henüz bir iddianame yok."