'Başkan' kıyafet kanunu mu planlıyor?

'Başkan' kıyafet kanunu mu planlıyor?
Başlığı okuyunca daha neler demeyin. Hürriyet Yazarı Mehmet Yılmaz, bunun hiç de zor olmadığını yazmış. GÜNCEL- Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3. Milli...

Başlığı okuyunca daha neler demeyin. Hürriyet Yazarı Mehmet Yılmaz, bunun hiç de zor olmadığını yazmış.

GÜNCEL- Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3. Milli Kültür Şûrası’nda yaptığı konuşmada "Eğer bugün İstanbul sokaklarında yürüyen bir kişinin kıyafetinden, ayakkabısından, şapkasından, vücut çalımından hangi kültüre mensup olduğunu çıkaramıyorsak kültürel kuraklığın pençesindeyiz demektir" demişti.

Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz, Erdoğan’ın bu sözlerinden yola çıkarak "Yeni bir ‘kıyafetinkılabı’ mı?" başlıklı yazısında bu sözlerin ne anlama gelebileceğini irdelemiş. Ve ‘Anayasa değişikliği’nin gerçekleşmesi halinde ‘Cumhurbaşkanı kararnamesiyle kıyafet işinin’ çözülebileceği sonucuna varmış.

Yılmaz’ın konuya ilişkin görüşlerini anlattığı yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Eski minyatürlerde, surnamelerde filan görüyoruz ki, erken Osmanlı dönemindeki İstanbul’da tam bir giysi cümbüşü vardı.
Şalvar, iç gömleği, entari, kaftan, hırka, sarık, külah, tülbent, ferace, aklınıza gelebilecek bir yığın giysi ve aksesuvar.
1554’ten 1562’ye kadar Avusturya’nın İstanbul Büyükelçisi olan De Busbecq, Türklerin daha çok yeşili tercih ettiklerini, beyazı da yoğun olarak kullandıklarını yazıyor anılarında.
Hıristiyanların, Yahudilerin de kendilerine özgü giysileri vardı, devletin hükümlerine göre belirlenirdi, bunun dışına çıkmak yasaktı. Giysisinden kimin hangi dine mensup olduğunu kolayca anlayabilirdiniz.
Sarayda giyilen kumaş, biçim ve renkte kıyafeti, halkın giymesi yasaktı ve törenler ile seferde giyilenler günlük giyilenlerden farklıydı.
Aynı elçinin yazdığına göre, o dönemde subaylar sarı, erler kırmızı, ulema ise mavi renkte ayakkabılar giyermiş.
18. yüzyıldan itibaren bunun değiştiğini, Avrupa etkisinde giyim tarzının saraydan başlayarak önce devlet görevlilerine, oradan da İstanbullu kentlilere yayıldığını da biliyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın sözlerini gazetede okuyunca "Acaba yeni bir kıyafet devriminin şafağında mıyız" diye düşünmedim değil.
İstanbul sokaklarında yürürken hangi kültüre ait olduğumu belli edecek şekilde giyineceksem, nasıl giyinmeliyim?
Yakın zamana kadar Fatih’te bir mekana yemeğe giderdik, bir arkadaşım oradaki insanların giysilerine bakarak hangi cemaate mensup olduklarını tahmin ettiğini iddia eder, bir şeyler de söylerdi. Ama doğru mu söylüyordu, kafa mı buluyordu, bilemiyorum.
"Kültürel kuraklığın pençesinden kurtulmak için" herkes böyle kendi kültürel aidiyetine göre mi giyinecek?
Anayasa değişikliği, referandumda kabul edilirse bunu sağlamak çok kolay.
Bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle iş biter.

OLMAZ DEMEYİN BAL GİBİ OLUR

Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kıyafet işi biter" derken abarttığımı düşünmeyin.
Referandumda oylayacağımız Anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanı’na ülkeyi kararnamelerle yönetme yetkisi veriyor.
Hüküm şöyle: "Cumhurbaşkanı yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir".
Bu yetki ile çıkarılacak Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, kanun ayarındadır."

Öne Çıkanlar