'Biden seçilirse Erdoğan ile hesaplaşacak'

Armağan Kargılı, Biden'ın seçilmesi durumunda Obama döneminden kalan ekiple çalışacağına dikkati çekti ve 'bu ekibin kısa vadede Türkiye'den alacağı bir rövanş var' dedi.

'Biden seçilirse Erdoğan ile hesaplaşacak'

ARTI GERÇEK- Artı Gerçek yazarı Armağan Kargılı, ABD'de 3 Kasım'da yapılan ve sonuçları hala kesinleşmeyen başkanlık seçimlerini değerlendirdi.

Armağan Kargılı Demokratlar'ın başkan adayı Joe Biden'ın eski başkan Barack Obama'nın yardımcılığını yaptığını hatırlattı. Kargılı, Biden'ın seçilmesi durumunda Obama döneminden tanıdığı, bildiği ekiple çalışacağına dikkat çekerek bu ekibin "ABD'nin Ortadoğu'da yaşadığı hezimetin sorumlusu olarak gördüğü" Erdoğan ile hesaplaşacağını söyledi. Kısa vadede bir hesaplaşma beklediğini vurgulayan Kargılı, uzun vadede ise ABD'nin Türkiye ile ilişkilerini yeniden yapılandıracağını kaydetti.

Artı TV'de yayınlanan Duygu Bozkurt'un sunduğu Odak programına telefonla bağlanan Kargılı, seçim sonuçlarıyla ilgili, "Aslında bıçak sırtı olacak bir seçim olacağı başından beri belliydi. Çünkü kamuoyu araştırmalarında Biden'ın seçimi önde götüreceği yönünde yorumlar vardı. Kamuoyu yoklamalarının yanıldığını son yıllarda çok fazlasıyla görüyoruz ancak buna rağmen sürpriz sayılmayacak bir sonuca herkes hazırdı. Böylesine kritik bir seçim olacağını hepimiz bekliyorduk" dedi.

'TRUMP KAYBEDECEĞİNİ BEKLİYORDU'

Kargılı, mevcut ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim sonuçlarını yüksek mahkemeye taşıyacağı yönündeki açıklamalarıyla ilgili değerlendirmesinde ise şunları söyledi:

"Aslında Trump kaybedeceğini bekliyordu, kaybedeceğini beklediği için de başından beri kendisi için bahaneler yaratıyordu. Özellikle işte posta ile verilen oylar konusu ile erken oylara ilişkin güvensizlik bildiriyordu. Posta ile verilen oyların ve erken oyların kendisine verilmeyeceğini tahmin ediyordu. İlk başta Trump'ın önde olduğuna dair bilgiler gelmeye başladı. Seçimlere rekor bir katılım var, yani daha önce yaşanmamış şekilde bir katılım var. Trump biliyordu ki eğer seçimlere yüksek katılım olursa kendisinin seçilme şansı olmayacaktı, seçilme şansı giderek azalacaktı. Bir de erken oylar ve postayla gönderilen oyların Biden'a gideceğini biliyordu. Biden seçim gününden önce Amerikan halkına 'posta ile oyunuzu kullanın, erkenden oyunuzu kullanın' çağrılarında bulunuyordu. Oysa Trump 'seçim günü oy kullanın' diyordu. Dolayısıyla erken ve posta oylarının kritik önemde olacağını kendisi de tahmin ediyordu. Şu anki projeksiyonlar Trump'ın başkanlığı kaybedeceğini gösteriyor. Eğer seçimi kaybederse başkanlığı pek de gönüllü bırakmayacağını herkes tahmin ediyor ama Amerika Birleşik Devletleri'nde anayasa güçlü... Sanırım böyle bir şeye izin verilmez. Amerika Birleşik Devletleri'nde başkanlık makamı kolay kolay tartışmaya açılacak bir makam değildir. Dolayısıyla Trump'a böyle bir izin verileceğini ben tahmin etmiyorum. Trump bugüne kadar kutuplaştırma siyasetinden nemalanmaya çalıştı, giderek körükleme çalıştı. Özellikle evangelistlerin desteğini alabilmek için onları konsolide edebilmek için. Propaganda faaliyetleri yürüttüğü Amerika'da bu ayrıştırma siyasetinde Trump istediği noktaya getiremedi ama istediğine yakın bir noktaya getirmiş durumda ülkeyi."

'TRUMP EN MUHAFAZAKARLARIN DESTEĞİNİ ALIYOR'

Armağan Kargılı, Coronavirus salgını olumsuz sonuçlarına ve siyah yurttaşların isyanına rağmen Trump'ın oylarında beklenen düşüşün yaşanmaması konusunda ise şunları söyledi:

"Seçmen psikolojisine teknik olarak değil de daha toplumsal olarak bakmakta yarar var. Belki biraz ekonomik taraftan bakmakta yarar var, şimdi Amerika Birleşik Devletleri kapitalizmin en sert şekli ile uygulanan ülkelerin öncüsü. Son zamanlarda en çok yaşanan şey gelir uçurumu; yani yoksullarla zenginler arasındaki gelir farklılığı. Trump en muhafazakar zenginlerin desteğini alıyor, onların desteği ile ayakta duruyor ama buna karşı Biden daha liberallerden yana. Örneğin vaat ettiği vergi reformu da aslında bunun bir göstergesi. İki görüşün çatıştığı bir seçim yaşadık. Ama biz bu iki görüşün çatıştığı bir seçimi ilk kez yaşamıyoruz. Birçok ülkede son zamanlarda bunu yaşadık."

"Trump'ın kaybetmesiyle sermaye bir miktar mevzi kaybetmiş olacak. Bence bu açıdan önemli bir seçim. Bana kalırsa bu seçimin en önemli yanı da buradan geliyor. İkincisi de evet, 'birleştiğimiz zaman yani; bir araya geldiğimiz zaman yenebiliriz' duygusu. Eğer Trump gerçekten kaybederse bu 'yenebiliriz, başarabiliriz' duygusunu insanoğlu, daha geniş gruplar yaşamış olacak. Çünkü oy veren seçmen açısından da baktığımız zaman eğitimli kesim, daha genç kesim Biden'ı desteklerken alt gelir grubunun oyu ise genelde Trump'tan yana oldu. Örneğin kadınların oyu Biden'dan yana erkeklerin boyu daha çok Trump'tan yana..."

'ORTADOĞU'DAKİ HEZİMETİN SORUMLUSU OLARAK EROĞAN GÖRÜLÜYOR'

Biden'ın kazanması durumunda bunun dünyaya etkilerinin ne olacağı konusundaki soruyu ise Armağan Kaygılı şöyle yanıtladı:

"Dünyaya etkisi olacak tabii. Çünkü Biden ile Tramp'ın politikaları arasında fark var. Otoriterlik yanlısı politikalar izledi Trump. Türkiye'dekine benzer bir medya yaratmaya çalıştı. 'Amerika'yı yeniden büyük yapalım' projesinde belli ki tabandan bir karşılık bulmuş. Trump'ın politikaları bugüne kadar ki bütün Amerikan başkanlarının yapmadığı kadar içeriye dönüktü. Mesela NATO konusunda 'neden biz jandarma olalım' görüşünü savundu. 'Neden Almanya'nın jandarması olayım' ya da 'Suriye'ye neden asker göndereyim', 'Irak'ta neden asker bulundurayım'... Dünyaya bakış açısı genellikle bu noktadaydı, dış politikada çok etkili bir rol oynamak istemedi, tersine politikalarını içeriye dönük olarak sürdürdü."

'BİDEN DIŞA DÖNÜK POLİTİKALAR YÜRÜTECEK'

"Biden ise muhtemelen dışa dönük bir politika izleyecektir. Trump dönemi dünyada Amerika'nın geri adım attığı bir dönem olarak yorumlanabilir şimdi Biden'la bu muhtemelen geri dönecektir. Biden daha önce bildiği Obama ekibindeki isimlerle çalışacak. Ve muhtemelen Ortadoğu'da yaşadıkları hezimetin sorumlusu olarak gördükleri Erdoğan'la bu ekip bir hesaplaşma yaşayacak. İkincisi özellikle yaptırımlar konusunda, özellikle Rıza Sarraf davası konusunda. Sarraf'ın yanı sıra son günlerde bu Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili gelişmeler yaşandı. Halkbank meselesinde yeni adımlar atılabilir. Dediğim gibi bir hesaplaşma olabileceğini düşünüyorum. Ama uzun vadede ise Türkiye ile ilişkilerini yeniden düzenlemeye çalışacaktır Amerika Birleşik Devletleri. Bunu Erdoğan'la ya da Erdoğan'sız yapacaktır. Kısa vadede dediğim gibi bu ekibin Türkiye'den alacağı bir rövanş var. Onu muhtemelen alacaklardır diye düşünüyorum. Unutmamak lazım Türkiye'nin bu kadar canhıraş şekilde Trump'ı destekliyor olması da sanırım bunun bir göstergesi. Eğer Biden seçilirse doların fiyatını iktidar bu seviyelerde de tutamayacaktır. Bir dolar krizi yaşayacaktır Türkiye."

erdoğan ABD seçim Armağan Kargılı Biden