Bildirici: Fatih Portakal ne yaptı da böyle hedef alınıyor?
'Biz gazeteciler Erdoğan'ın, Portakal'a ağır ifadeler kullanmasına itiraz etmeliyiz.'
Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Fox TV sunucusu Fatih Portakal'ı "Haddini bilmezsen bu millet patlatır enseni" sözleriyle tehdit etmesine dair bir yazı kaleme aldı. Portakal'ın sunduğu haber programında hiçbir suça teşvik yapılmadığına dikkat çeken Bildirici, "Buna rağmen insanları sokağa çağırdığını öne sürerek, Portakal’ı suçlamak ve hedef alan yayınlar yapmak gerçeği saptırmaktır" yorumunda bulundu. Bildirici, gazetecilere çağrı yaparak "Mesleki dayanışma göstermemiz gereken bir noktadayız. Biz gazeteciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu haber ve yorumlardan hareketle Fatih Portakal’a ağır ifadeler kullanmasına da itiraz etmeliyiz. Cumhurbaşkanı, bütün vatandaşların hakkını hukukunu koruması, basın ve ifade özgürlüğünün de teminatı olması gereken bir konumda..." diye uyardı.
Faruk Bildirici'nin Hürriyet'te "Gazetecilerin mesleki dayanışması" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:
Portakal’ın sözlerinde suça teşvik var mı? Hayır. "Barışçıl eylem"lerden söz ediyor. Bu eylemler için sokağa çağrı var mı? Hayır. Gösteri ve protesto hakkının Türkiye ve Fransa’da uygulanamadığını anlatıyor. Sözleri çok açık. Buna rağmen insanları sokağa çağırdığını öne sürerek, Portakal’ı suçlamak ve hedef alan yayınlar yapmak gerçeği saptırmaktır.
Mesleki dayanışma göstermemiz gereken bir noktadayız. Biz gazeteciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu haber ve yorumlardan hareketle Fatih Portakal’a ağır ifadeler kullanmasına da itiraz etmeliyiz. Cumhurbaşkanı, bütün vatandaşların hakkını hukukunu koruması, basın ve ifade özgürlüğünün de teminatı olması gereken bir konumda...
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, ülkemizdeki gazetecileri bağlayıcı nitelikte ve evrensel etik değerleri içeren temel metin. Günümüzde medya ve iletişim alanındaki hızlı değişim, 18 yıl önce Umur Talu’nun öncülüğünde hazırlanan bu metnin güncellenmesini gerektirdi.
Altan Öymen başkanlığında oluşturulan ve benim de aralarında bulunduğum komisyon aylarca çalışarak bildirgeyi güncelledi. Yeni oluşturulan metni TGC yönetimi önümüzdeki dönemde açıklayacak.
Ben ivedilik taşıması nedeniyle bildirgeye eklediğimiz iki yeni maddeden söz etmek istiyorum. "Hedef gösterme" başlığını taşıyan maddede gazetecilerin "meslektaşlarını hedef gösterici ifadeler kullanmaması" gerektiği vurgulandı. Yeni eklenen "Dayanışma ve rekabet" maddesi de ilkini tamamlayıcı nitelikte:
"Gazeteci, rekabet nedeniyle de olsa, bir başka gazeteciye bilinçli ve açık, mesleki zarar vermekten kaçmalıdır. Bir meslektaşının yayınını engelleyici davranışlarda bulunmamalıdır. Gazeteci mesleki nedenlerle zor durumda kalan meslektaşlarıyla dayanışma içinde olmalıdır."
İnanın bildirgeye böyle iki madde koymak, buna ihtiyaç duymak, hele de bu ilkeyi Latin Amerika ülkelerinden örnek almak üzücüydü. Benim mesleğe başladığım yıllarda gazeteciler, meslektaşlarını siyasilerin ya da diğer güç odaklarının suçlamalarına, hedef almalarına karşı hep birlikte savunur, sahip çıkardı. Şimdi bırakın dayanışmayı, önce medya mensuplarından geliyor hedef alan yayınlar.
Son örneğimiz Fox TV sunucusu Fatih Portakal hakkında kimi medya kuruluşlarında yapılan yayınlar. Portakal ne yaptı da böyle hedef alınıyor? Fransa’da meydana gelen protestolarla ilgili haberi verirken sözü Türkiye’ye getirerek, şunları söylemiş:
"Hadi bakalım barışçıl bir eylemle zamları, doğalgaz zamlarını protesto edelim. Hadi bakalım, yapalım. Yapabilecek miyiz? Kaç kişi çıkacak korkudan endişeden sokağa? Kaç kişi çıkar sokağa Allah aşkına söyler misiniz? Bireysel ve toplumsal muhalefeti baskı altına almaya ve yıldırmaya çalışıyorlar. En doğal hak ama uygulanamıyor. Fransa olmuş, Türkiye olmuş çok da farketmiyor açıkçası."
Bu sözler Portakal’ın kendi düşüncesi, kendi yorumu. İlkesel olarak haberle yorumun bu denli iç içe geçmemesi ve değerlendirmenin okura/izleyiciye bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Ama son yıllarda Türkiye’de ana haber sunucularının kendi yorumlarını dile getirmeleri yayıldı, iyiden iyiye yerleşti. Portakal’ın da barışçıl protestolara izin verilmemesi yorumunu kendisi üzerinden örneklendirerek aktarması onu suçlama gerekçesi olamaz. Zira neredeyse tüm sunucular yorum yapıyor haber programlarında.
Portakal’ın sözlerinde suça teşvik var mı? Hayır. "Barışçıl eylem"lerden söz ediyor. Bu eylemler için sokağa çağrı var mı? Hayır. Gösteri ve protesto hakkının Türkiye ve Fransa’da uygulanamadığını anlatıyor. Sözleri çok açık. Buna rağmen insanları sokağa çağırdığını öne sürerek, Portakal’ı suçlamak ve hedef alan yayınlar yapmak gerçeği saptırmaktır.
Mesleki dayanışma göstermemiz gereken bir noktadayız. Biz gazeteciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu haber ve yorumlardan hareketle Fatih Portakal’a ağır ifadeler kullanmasına da itiraz etmeliyiz. Cumhurbaşkanı, bütün vatandaşların hakkını hukukunu koruması, basın ve ifade özgürlüğünün de teminatı olması gereken bir konumda...
NE OLMUŞTU?
Portakal, 10 Aralık akşamı ana haber bülteninde şunları söylemişti:
"Hadi bakalım barışçıl bir eylemle zamları, doğalgaz zamlarını protesto edelim. Hadi bakalım, yapalım. Yapabilecek miyiz? Kaç kişi çıkacak korkudan endişeden sokağa? Kaç kişi çıkar sokağa Allah aşkına söyler misiniz? Bireysel ve toplumsal muhalefeti baskı altına almaya ve yıldırmaya çalışıyorlar. En doğal hak ama uygulanamıyor. Fransa olmuş, Türkiye olmuş çok da fark etmiyor açıkçası."
MEDYA HEDEF GÖSTERDİ
AKP’ye yakınlığıyla bilinen pek çok medya kuruluşu, Portakal’ın bu sözlerini, "Halkı sokağa çıkmaya kışkırtmak" olarak değerlendirmiş, Portakal’ı hedef göstermişti.
Söz konusu yayınların ardından Fatih Portakal hakkında çok sayıda suç duyurusunda bulunulmuştu.
PORTAKAL: BAŞIMA BİR ŞEY GELİRSE VEBALİ SİZİNDİR
Perşembe akşamki programında hedef gösterildiğini söyleyen Portakal, şunları söylemişti:
"(…) Canıma zarar geleceğinden korkuyorum. Çünkü beni her gün ekranlarınızda en az 10 dakika gösteriyorsunuz. Bir aklı evvel çıkacak, başıma bir şey geleceğinden korkuyorum. Kendim için önemli değil. Ailem, sevdiklerim var. Tek endişem o. Beni tabii ki eleştirebilirsiniz ama lütfen beni hedef göstermeyin. Bunu çok yapıyorsunuz ve bir gün başıma bir şey gelirse bunun vebali de sizindir."
ERDOĞAN: BİRİ PATLATIR ENSENİ
Bugün Konya'da konuşan Erdoğan bir kez daha Portakal'ı hdef alarak şöyle konuştu:
"Bay Kemal sokağa çağırıyor. Birileri çıkmış portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir sokağa çağırıyor.
"Haddini bil haddini. Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni. Bu ülkede benim milletimle, onuruyla oynanmaz. Hesabı ağır olur." (HABER MERKEZİ)