Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden kayyım rektöre tepki
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri: Onlar bizlere kayyım rektör atadıkça, bizleri hedef gösterdikçe mücadeleyi daha da büyüteceğiz, yandaş rektörlere geçit vermeyeceğiz.
Yağmur KAYA
ARTI GERÇEK- Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanması öğrenciler tarafından tepkiyle karşılandı. "Rektör atanmaz, seçilir" diyen öğrenciler, "AKP’nin kindar ve dindar nesli olmayacağız" dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan 5 üniversiteye rektör atadı. Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararlarına göre Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne Prof. Dr. Melih Bulu atandı.
Boğaziçi Üniversitesi’ne, 12 Kasım 2017 yılında rektörlük seçimlerine katılmamasına rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Mehmet Özkan atanmıştı. Öğrenciler duruma tepki göstererek "kayyım rektör istemiyoruz" demişti.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden 4. sınıf Kimya Bölümü öğrencisi, üniversiteye rektör olarak seçilecek kişinin 5 yıl yurt dışında yüksek lisans ya da doktorasını yapmak gibi bir kriter ile seçildiğini, dolayısıyla Bulu'nun rektör olabilecek donanıma sahip olmadığını belirtirken "Ama atadıkları rektör zaten Boğaziçi Üniversitesi'ne hoca olacak bir rektör değil, sadece kayyım olacak bir rektör" dedi.
‘BOĞAZİÇİ GELENEĞİNİ BOZAMAYACAKLAR’
Kimya öğrencisi, atanan Rektör Melih Bulu’nun Haliç Üniversitesi'nde görevliyken bir öğrencisine Twitter sosyal medya hesabından "Parayla okuyorsun zaten bunu alabilirsin", "Eğer iş fikrinizi annenize anlattığınızda anlıyorsa o işi yapmayın" gibi cinsiyetçi, aşağılayıcı ve eril ifadeler kullandığını ifade etti. Melih Bulu’nun daha önce yine sosyal medyadan , "Türkiye’de yurtdışına en fazla kaçış Boğaziçi’ndendir. Demek Boğaziçi ile yarışıyoruz" sözleriyle üniversiteyi hedef haline getirdiğini ekledi.
‘LAİK, BİLİMSEL EĞİTİM AKP TARAFINDAN YOK EDİLMEK İSTENİYOR’
Boğaziçi Üniversitesi'nin demokratik yapısına dikkat çeken kimya öğrencisi şunları ekledi:
"Boğaziçi Üniversitesi özgür, eşit bir yaşam alanının olmasını sağlayan bir alan ve bunları korumaya çalışan bir geleneğe sahiptir. Burada insanlar birbirlerine saygı duyarlar. İnsanlar birbirlerini polise gammazlamazlar. Üniversitemizde hala açıktan siyasi faaliyetler yürütebilir. Sol hala Boğaziçi Üniversitesi’nde güçlüdür. Bu gelenek, atanan kayyum rektörlerle yıkılmak isteniyor ve biz de bu geleneği korumaya çalışıyoruz. AKP'nin kindar dindar kalıbına girmediğimiz için laik, bilimsel eğitim AKP tarafından yok edilmek isteniyor."
Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat'ı öğrencisi Ecem Güler, bir önceki rektör Mehmet Özkan’ın da seçilmiş rektöre karşı üniversitelerine kayyım olarak atandığına dikkat çekerek, o dönem bu durumu protesto ettiklerini ve okulun kendi bileşenlerinin kararı ile rektörün seçilmesi gerektiğini okul yönetimine ilettiklerini ancak taleplerine herhangi bir cevap alamadıklarını söyledi.
‘ÖZGÜR DÜŞÜNCENİN MERKEZİ OLMASI İKTİDARI RAHATSIZ EDİYOR’
Güler, Boğaziçi Üniversitesi’ne ikinci kez rektör atamasını şu sözlerle değerlendirdi: "Görüyoruz ki eski rektörden istediğini alamayan iktidar onun yerine de kayyım birini atamış. Üstelik bu kişi AKP teşkilatından gelme ilçe yöneticiliği yapmış milletvekili aday adaylığını açıklayan biri olan Melih Bulu. Burada yapılmak istenen çok açık; Boğaziçi Üniversitesi yıllardır özgür düşüncenin merkezi olmuş ve her zaman iktidarı rahatsız etmiştir. Hatta o kadar rahatsız etmiş ki Tayyip Erdoğan meydanlardan okulumuzun öğrencilerini hedef göstermiş, bir kısmını tutuklatmıştır. AKP kendi siyasal ihtiyaçlarına uygun olarak üniversiteleri dizayn etmeye çalışmakta öğrenci gençliğin tüm itirazlarını susturmaya çalışmaktadır. Ancak şunu bilmedikleri kesin, onlar bizlere kayyım rektör atadıkça onlar bizleri hedef gösterdikçe mücadeleyi daha da büyüteceğiz. Yandaş rektörlere geçit vermeyeceğiz."
‘KAYYIM REKTÖR İLK DEĞİL’
Üniversitelerde anti-demokratik, emek, bilim ve kadın düşmanı çeşitli uygulamaların yıllardır artmaya devam ettiğini belirten Öğrenci Sendikası ve Boğaziçi Üniversitesi Meclisi’nden Baran Can Ayaz, "Kendi üniversitemden bir örnek vermem gerekirse, hiçbir demokratik süreç içermeden yürütülen rektör atamaları, Boğaziçi Üniversitesi'nde etkisini ilk olarak 2016 yılında göstermiştir. Rektörlük seçimlerinde %85 civarında bir oy oranıyla seçilen Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu'nun mevcut rejim tarafından görevine atanmaması ve akademik hayatını noktalaması ile başlayan bu süreç Boğaziçi Üniversitesi'nde kayyum yoluyla rektör atanması ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin buna bir tepki koyması ile süregelmiştir." dedi.
2016’dan beri olduğu gibi öğrencilerin bu rektör atamasına da sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Ayaz, Her yıl mezuniyet töreninde öğrencilerin kayyumun konuşması esnasında yüzünü dönmesi, sıra arkadaşlarımızın mevzu duruma yönelik tepkisinin en net tezahürüdür" diye ekledi.
‘TEPEDEN İNME ANLAYIŞA KARŞI MÜCADELE’
Öğrenci Sendikası olarak öğrencilerin hak mücadelelerinin "Geleceksizlik", "Özgürlük" ve "Öğrenci Hakları" adı altında üç başlıkta somutlaştırdıklarını ifade eden Can Ayaz, tüm öğrencileri bu tepeden inme anlayışa karşı bir araya gelmeye ve mücadelenin bir parçası olmaya çağırdı.