'Bülent Şık değil, suçluları bildirmeyen kamu görevlileri yargılanmalı'
Sağlık Bakanlığı'nın gizlediği kanser raporunu açıkladığı için hakkında dava açılan bilim insanı Bülent Şık'ın avukatı Can Atalay 'suçluları bildirmeyen kamu görevlileri yargılanmalı' dedi.
Rıfat DOĞAN
ARTI GERÇEK- Kocaeli, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ ve Antalya ilinde yapılan ancak Sağlık Bakanlığı tarafından gizlenen çalışmayı kamuoyuyla paylaşan akademisyen Bülent Şık hakkında hakkında 5 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
Sağlık Bakanlığı tarafından 2011-2015 yılları arasında Kocaeli, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ ve Antalya ilinde kanserojen kimyasalların toprağa, yeraltı ve yerüstü sularına, çeşitli gıdalara ve havaya ne ölçüde karıştığını, insan sağlığı açısından bir risk olup olmadığını belirlemeye yönelik kapsamlı bir halk sağlığı çalışması yapıldı.
Çalışma Sağlık Bakanlığı tarafından çok sayıda üniversite ile birlikte yürütüldü. Çalışmada yer alan akademisyenlerden biri de Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nde teknik müdür yardımcısı olarak görev yapan Yard. Doç. Dr. Bülent Şık’tı. Bülent Şık araştırmada gıda ve su örneklerinin analizi işini organize etmek, gıdalar ve sularla ilgili araştırma bulgularını değerlendirmek gibi görevler üstlendi.
ŞIK, BAKANLIĞIN GİZLEDİĞİ VERİLERİ PAYLAŞTIĞI İÇİN YARGILANIYOR
Araştırma, 8 milyon insanın yaşadığı bölgedeki çevre kirliliğinin gıdalarda ve suda kanserojen etkiler yarattığını ortaya koyuyordu. Şık bu verileri Cumhuriyet gazetesinde 16-17-18-19 Nisan 2018 tarihleri arasında "Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi" yazı dizisi olarak kamuoyuna duyurdu.
Raporu, önlem alması gereken kamu kurumlarına bile göndermediği ortaya çıkan Sağlık Bakanlığı bunun üzerine Bülent Şık hakkında suç duyurusunda bulunmuş, şikayet üzerine bilim insanı Şık’a "Yasaklanan gizli bilgileri açıklama (TCK 258)", "yasaklanan gizli bilgileri temin etme (TCK 334)" ve "göreve ilişkin sırrı açıklama (TCK 336)" suçlamaları yöneltilerek 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açılmıştı.
Şık, KHK ile çalıştığı Akdeniz Üniversitesi'nden ihraç edilmişti.
Davanın ilk duruşması 7 Şubat 2019 tarihinde İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılmıştı. Mahkeme, Şık haricinde bir kişi tarafından olayla ilgili olarak herhangi bir haberin yayınlanıp yayınlanmadığının incelenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilerek dijital rapor hazırlanmasının istenilmesine de karar vermişti.
BİLİRKİŞİ RAPORU DA BENZER HABERLERİN DAHA ÖNCE ÇIKTIĞINI DOĞRULAMIŞTI
Raporda çeşitli tarihlerde çeşitli sitelerde Kocaeli, Ergene Çayı ve Antalya ile ilgili çıkan haberlere yer verilerek suç tarihinden önce de benzer haberlerin sitelerde ve gazetelerin internet sitelerinde yer aldığı belirtilerek şöyle denmişti: "İnternet ortamında yapılan araştırmalarda suça konu bölgeler ile ilgili suç tarihi olan 16 Nisan 2018 tarihinden önce de haber sitelerinde ve gazetelerin internet sitelerinde benzer haberlerin yapıldığı kanaatine varılmıştır."
30 Mayıs 2019 tarihli ikinci duruşmada Sağlık Bakanlığı mahkemeye cevaben üniversite ile bakanlık arasında yapılan sözleşmeyi iletti. Bülent Şık yaptığı savunmada, halk sağlığı alanında "korumanın tedavi etmekten iyi olduğunu" belirtmiş ve bahsi geçen rapor sonrasında Sağlık Bakanlığı’nın halk sağlığının korunması için ne gibi önlemler aldığının araştırılması talebinde bulunmuştu. Ancak bu talep Mahkeme tarafından davanın esasına ilişkin bir katkı sunmayacağı gerekçesiyle reddedilmişti.
ŞIK HAKKINDA KARAR 26 EYLÜL’DE ÇIKACAK
Hem bilirkişi raporunun hem de Sağlık Bakanlığı’nın cevabının Şık’ın suç işlemediğine yönelik bulguları desteklediğini kaydeden müdafii avukatları, derhal beraat kararı verilmesini talep etmiş ancak Mahkeme bu talebi de reddetmişti.
Mahkeme, Bülent Şık’a ve müdafii avukatlara esasa ilişkin savunma yapmaları için bir sonraki duruşmaya kadar süre verdi. İstanbul Çağlayan Adliye Sarayı’nda 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 26 Eylül 2019 Perşembe günü, saat 14.00’da görülecek üçüncü duruşmada Mahkemenin nihai kararını açıklaması bekleniyor.
AVUKAT ATALAY: ŞIK HAKKINDA BERAAT VERİLMESİ GEREKİYOR
Şık'ın avukatı Can Atalay 26 Eylül Perşembe görülecek karar duruşması öncesinde Artı Gerçek'e yaptığı açıklamada "Bülent Şık hakkında hiçbir dava açılmaması gerekirdi. Dava açıldıysa da şu an itibariyle hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine hiçbir kuşku yok" dedi. Atalay, Şık'ın hem anayasa hem de uluslararası sözleşmeler göz önüne alındığında yargılanmaması gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi:
"Anayasa’nın 2., 5., 17., 56. ve 57. maddeleri uyarınca devletin kamu idaresinin yerine getirmesi gereken hükümlülükler var. Çok açık bir şekilde anlıyoruz ki kamu idaresi bu görevlerini yani çevrenin korunması, doğal varlıkların korunması ve bu vesileyle insan sağlığını korunması hükümlülüklerini yerine getirmiyor. Yerine getirmediği gibi buna ilişkin bilgisini ve görgüsünü yazan, bilim insanı sorumluluğuyla davranan bir insanla ilgili bir ceza davası gündeme gelebiliyor. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Sadece Anayasamız açısından değil Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 19. maddesi uyarınca, "Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisi’nin Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi’nin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi" anlamında da anılan davanın hukuken kabul edilebilir bir tarafı olmadığı çok açık."
ŞIK BİLİM İNSANI OLARAK GÖREVİNİ YERİNE GETİRİYOR
Şık'ın bilim insanı olarak sorumluluğunu yerine getirdiğini kaydeden avukat Atalay, "Öte yandan Şık, Sağlık Bakanlığı’nın açıklamaya yetinmeyip, aşama aşama çözmesi gereken bir büyük ekolojik yıkımı yazarak, hem bilim insanı olarak görevini yerine getiriyor, hem de bilim insanı olarak hakkını kullanıyor. TCK’nın 26. maddesi uyarınca hakkını kullanan kimseye ceza verilemez. Son olarak şunu söylemek isterim: Şık’ın, sevk maddeleri TCK’nın 258, 334 ev 336. maddeleri uyarınca cezalandırılması isteniyor. Şık ve benzer kamusal sorumluluklarını bilimsel sorumluluklarını yerine getiren hiçbir hocamız için anılan maddelerdeki tanımlanan suçun maddi unsurunu dahi gerçekleşmediği çok açık" ifadelerini kullandı.
SUÇLULARI BİLDİRMEYEN KAMU GÖREVLİLERİ YARGILANMALI
Atalay, suçluları bildirmeyen kamu görevlilerinin yargılanması gerektiğine işaret etti: "Aksine Şık değil, suçu öğrenmiş olan kanser oranlarını misliyle artıran özellikle başta çocuklar olmak üzere insan sağlığını tehdit eden bütün bu ekolojik yıkımın suçlularını bildirmeyen kamu görevlileri TCK’nın 278. maddesi uyarınca "suçu bildirmeme" suçu işliyorlar. Dolaysıyla Bülent Şık’ın beraat etmesi, görevine geri dönmesinin sağlanması ve kamudan bu bilgileri gizliyen, suçluları ilgili makamlara bildirmeyenler hakkında TCK’nın 278. maddesi uyarınca suçu bildirmeme nedeniyle soruşturma yapılması ve cezalandırılmaları gerekir."