Bursa’da üç fidan anması

Bursa’da Nilüfer Metro İstasyonu’nda buluşan gençlik örgütleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan’ı anmak için Üç Fidan Parkı’na yürüdü. Üç Fidan Parkı’nda anma gerçekleşti.

Ezgi Bulut


BURSA - 6 Mayıs 1972'de idam edilen 68 kuşağı önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan’ı anmak için Nilüfer Metro İstasyonu’nda bir araya gelen gençlik örgütleri anmanın gerçekleştiği Üç Fidan Parkı’na yürüyüş gerçekleştirdi. YPolis uzun süre kitlenin yürümesine izin vermedi. Yaklaşık yarım saat süren görüşmeler sonrasında gençlik örgütleri metro istasyonundan Üç Fidan Parkı’na yürüdü.

Yürüyüşte “Denizden nehire özgür Filistin”, “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm”, “İsyan, devrim, özgürlük”, “Faşizme karşı omuz omuza”, "Emperyalistler, işbirlikçiler, 6. Filo’yu unutmayın” sloganları atıldı.

Üç Fidan Parkı’nda gerçekleşen anmada gençlik örgütleri adına Emin İşlek konuştu.

6 Mayıs 1972’nin üstünden 52 yıl geçtiğini ifade eden Emin İşlek, “Onların adını duyanların, katliam daha dün olmuş gibi yürekleri sızlamakta; bu mahkeme kararlı ve meclis onaylı cinayeti ve cinayete ortak olanları lanetlemektedirler. Dahası ölümlerinden bunca yıl sonra onların adı; sadece kendi kurdukları örgütün geleneğine bağlanan gençlerin değil; ama kendisini, devrimci, demokrat, muhalif sayan, her milliyetten geniş bir yelpazede yer alan gençlik yığınları için birer önder, birer gençlik lideri, gençlerin önüne yeni ufuklar açan birer sembol olarak anlaşılmaktadır” dedi

'DENİZLERİN MÜCADELESİ HALA GENÇLERE YOL GÖSTERİYOR'

Denizlerin o dönem emperyalizme ve yerli işbirlikçilere karşı yükselttikleri mücadelenin bugün hala güncelliğini koruyarak gençlere yol gösterdiğini vurgulayan İşlek, Denizlerin idam sırasında son sözleri Yaşasın tam bağımsız Türkiye, kahrolsun emperyalizm ve yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği oldu. Denizlerin bu son sözleri bugün üniversitelilerin mücadelesine ışık tutuyor. Denizlerin o dönem emperyalizme ve yerli işbirlikçilere karşı yükselttikleri mücadele bugün güncelliğini koruyarak gençlere yol gösteriyor. Türkiye halklarını o gün sömüren emperyalizm ve işbirlikçileri bugün hala görev başındadır. Taksim ve Van başta olmak üzere hukuksuz bir şekilde yapılan gözaltılar ve yine hukuka aykırı bir şekilde alıkonan Atalay, Kavala, Demirtaş ve diğer tutsaklar… Emperyalist işbirlikçi AKP hükümetinin faşist bir rejim konusunda ne kadar iştahlı olduğunu bizlere gösteriyor” dedi.

Gençliğin eğitim kademelerinin her bir basamağında sermaye yanlısı ve gerici eğitimin yolunun açıldığını belirten İşlek, karamsar ve dindar-kindar bir nesil projesinin hayata geçirildiğini ifade etti.

'LİSELİLER MESEM UYGULAMASI İLE SERMAYEYE UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK SUNULUYOR'

MEB’e bağlı kurumlarda ÇEDES projesiyle laik eğitim ilkesinin terk edildiğini belirten İşlek, “Liseli gençliği çocuk işçiliği ile yasallaştıran MESEM uygulamasıyla eğitimden uzaklaştırarak sermayeye ucuz iş gücü olarak sunan AKP iktidarı Türkiye halklarını ve gençliğini derinleşen yoksulluğa iterek sermayeden yana tercih yapmıştır. Üniversitelerdeki ÖTK’lardan akademide yaygınlaşan müfredata müdahaleler ederek kayyum rejimini Türkiye Devleti’nin tüm kurumlarında emperyalizmin taşeronluğunu her geçen gün artırarak sürdüren AKP iktidarı İsrail’de emperyalistlerle ticari ilişkileri sürdürerek Filistin halkını soykırıma sürüklemekte ve savaş suçuna dahil olmaktadır” şeklinde konuştu.

'AKP İKTİDARI İKİYÜZLÜ DAVRANARAK FİLİSTİN’DE İŞGALE ORTAK OLMUŞTUR'

AKP’nin İsrail’de emperyalizmin güdümündeki iktidarla ticari ilişkileri sürdürdüğünü ve lojistik destek verdiğini ifade eden İşlek, AKP’nin ABD emperyalizminin ihtiyaçlarına göre roller aldığını ve Filistin halkının yalnızlaştırılmasına sebep olduğunu belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Meydanlarda şeriat ve halifelik taleplerini yükselterek Filistin ile ümmet kardeşliğini vurgulayan AKP iktidarı ikiyüzlü davranarak işgale ortak olmuştur. Böylesi bir dönemde Deniz Gezmişlerin başlattığı antiemperyalist mücadele geleneğini sahiplenen bugünün gençleri emperyalizme ve işbirlikçi AKP’ye karşı mücadele etmekten vazgeçmeyecek, 60’lı 70’li yıllardaki Denizler gibi ‘Tam bağımsız Türkiye’ için mücadele etmeye devam edecektir. Deniz Gezmiş’in idam sehpasındaki son sözlerinden biri olan ‘yaşasın halkların kardeşliği’ sloganı bugün AKP iktidarının Kürt sorununda geliştirdiği savaşçı ve ırkçı çizgiye karşı gençlerin halkların kardeşliğini savunan mücadelelerine yol göstermektedir.

'BU ZİHNİYET DENİZLER GİBİ GENÇLERDEN KORKUYOR'

70’lerde önce Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam kararını mecliste iki kolunu havaya kaldırarak onaylayan zihniyet bugün iktidarda bulunuyor ve OHAL-KHK’ler ile ülkeyi

yönetiyor. Denizleri anmayı bugün olduğu gibi suç sayıyor ve bu anmalara katılanlara dava açıyor. Her fırsatta Denizlerin mücadelesini karalamaya çalışan bu zihniyet Denizler gibi gençlerden korkuyor olacak ki ‘dindar nesil yetiştirmek istiyoruz’ açıklaması yapıyor. AKP’nin istediği gençlik 6. filo eyleminde 6. filoyu koruyup öğrencilere saldıran gericilerin gençliğidir. Bugünün üniversitelileri AKP’nin istediği gibi itaatkâr, dindar, eleştirel düşünemeyen bir kuşak olmayacak. Deniz Gezmişlerin de parçası olduğu birikimin taşıyıcısı olarak, gençleri gericilik eliyle teslim almaya çalışanların karşısına dikilecek.”

Gençlik örgütlerinin konuşmasının ardından "Denizlere Çıkar Sokaklar" başlıklı söyleşide Oktay Kaynak, Celal Beşiktepe ve Hacı Tonak konuştu. Anma etkinliği Grup Kucaklaşma’nın müzik dinletisinin ardından sona erdi. Üç Fidan'ın anması 6 Mayıs sabaha karşı 05.30'daki "Üç Fidan İçin Şafak Nöbeti" tutulacak. (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar