'Büyükşehir Belediyesi 10 bin darbeciye yemek hazırladı'

Fatma YÖRÜR

ARTI GERÇEK- İstanbul Emek ve Demokrasi Koordinasyonu'nun düzenleyeceği "Barış, özgürlük, adalet, OHAL'e hayır, KHK'ler iptal edilsin" mitingi saat 15.00'da Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda başladı.

İstanbul Emek ve Demokrasi Koordinasyonu, "Barış, özgürlük, adalet, OHAL'e hayır, KHK'ler iptal edilsin" mitingi için İncirli'den Bakırköy Özgürlük Meydanı'na yürüdü. Saat 13.00'da bir araya gelenler kortejler halinde alana doğru harekete geçti. Yoğun güvenlik önlemi alan polis eylemcileri 3 arama noktasından geçirerek alana aldı.

Aynı zamanda 1 Eylül Dünya Barış Günü için düzenlenen miting 15.00'da başladı. Mitinge Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Halkevleri ve çeşitli siyasi partiler ile sendika ve meslek örgütlerinin yanı sıra çok sayıda kitle örgütü katıldı. Eyleme katılanlar sivil siyaseti savunmak için tutuklu vekillerin maskelerini yüzlerine takıp, milletvekillerine özgürlük istedi.

MİLLETVEKİLLERİNİN MASKELERİNİ TAKANLARA MÜDAHALE

Ancak polis HDP'li tutuklu milletvekillerinin maskeleri ile mitingin yapılacağı alana girmek isteyen gruba izin vermedi. Bunun üzerine tutuklu milletvekilerinin yüz maskeleriyle alan girmek isteyenlerle polis arasında arbede yaşandı. Latif Örteş adlı bir kişinin gözaltına alındığı müdahalenin ardından gruptakiler maskesiz alana girdi.

'AKP TANSU ÇİLLER İLE KOL KOLA'

HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder yaptığı konuşmada Erdoğan ve AKP'nin, barış sürecini bitirip Türkiye'nin yaşadığı en ağır döneme imza atan Tansu Çiller'le kolkola girdiğini söyledi.

Sırrı Süreyya Önder, Bakırköy'de Barış Mitingi'nde konuşuyor. @HDPistanbul'da CANLI #BarışDiyenlerBakırköyde https://t.co/o7DwIEyPhQ

— HDP (@HDPgenelmerkezi) 10 Eylül 2017

SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN MESAJI OKUNDU

Mitinge tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'nden bir masaj gönderen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Demokrasi ve barış mücadelesini faşizme ve her türlü adaletsizliğe karşı kararlı bir şekilde sürdüreceğiz dedi.

'BARIŞ SÖYLEMİNDEN ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ'

HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in okuduğu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın masajının tamamı şöyle:

"Hepinizi Edirne Cezaevi'nden sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu gün istanbul'da barış ve demokrasi mücadelesini büyütmek için bir araya geldiniz. Ülkemizde ve bölgemizdeki barış ihtiyacı her zamankinden daha günceldir. Barış, bölge ve Türkiye halkları için her gün ısrarla tekrarlanması gereken bir hedeftir. Barış mücadelesi, asla barışa imkan ve koşulların olmadığı zamanlarda önemli ve değerlidir. Bizler barış söyleminden asla taviz vermeyeceğiz.

'BUGÜN DİRENİŞ FAŞİZME KARŞI'

Ancak barışın gelebilmesinin biricik yolunun kurumsallaşan faşizme karşı omuz omuza direnmek olduğunu da bıkmadan bütün Türkiye'ye anlatacağız. Bugün direniş faşizme karşıdır, direniş savaş politikalarına karşıdır, direniş zulme, adaletsizliklere ve haksızlıklara karşıdır.

Faşizmi kurumsallaştırmak isteyen iktidara karşı direnen demokrasi güçlerinin mücadelesi siyaseti savaş ekseninden çıkarabilir,barış ve demokrasi zeminine oturtur. Bu mücadele demokratik siyasetin önde gelen amacıdır.

'BARIŞI HEP BİRLİKTE KURALIM'

Bizler demokrasi ve barış mücadelesini faşizme ve her türlü adaletsizliğekarşı kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Demokrasi, adalet, barış, özgürlk ve eşitlik mücadelesini ortaklaştırmak, bu gidişi durdurmak için önemli bir adım atmak demektir. Gelin demokrasi mücadelesini büyütelm, barışı hep birlikte kuralım. Hepimize kolay gelsin, yolumuz açık olsun. Mutlaka kazanacağız."

TANSU ÇİLLER DARBE KOMİSYONU'NDA AĞLADI

Önder, Demirtaş’ın tutukluluğuna dikkat çekerek, şu şekilde konuştu: "Hiçbir yargıç Sayın Demirtaş’ın dosyasına elini atmayı cesaret edemiyor. Hepsi bir birine atıyor dosyayı. Onlarda haklı. Dosya da bir şeyin olmadığını onlarda görüyor. Artık rehin alarak iktidarlarını sürdürebileceklerini bildikleri için milletvekillerimiz içeride. IŞİD’lileri tahliye eden yargı itiraz olduğunda itirazı kabul etmeyen yargı, Kürt ise solcu ise siz hukuk mukuk yok diyorlar. Anayasa Mahkemesi’nin daha önce bir içtihadı var, 10 ay geçmiş daha da dosyalara bakmamış. Yoğunuz diyorlar ama baskıdan bakamadıklarını biliyoruz. Erken karar vermezlerse eğdikleri başları ile halka bakamayacaklar. Bu ülkede demokrasi istemek için herkes barış demek zorundadır, barış istemek için herkes demokrasi demek zorundadır. Onları alacağız. Kimsenin lütfu ile değil, bu ülkede ki demokrasi cephesini genişleterek.

Devlet o kadar büyük bir paranoyak tutuklamalar yapıyor ki halkın kenetlenmesini sağlıyor. Bunlar çoktan kanat taktılar. Umarız bunlar daha fazla bedel ödemeden iktidarı bırakırlar. AKP’den hala barış ve demokrasi beklentisi içinde olan az bir insan var. Yanına kimi aldı biliyorsunuz değil mi? Tansu Çiller’i aldı. Ben darbe komisyonunda iken bu Tansu Çiller’i davet etmiştik. ‘Kürtlerin ölüm listesinin elimde olduğunu söylediniz’ dedim. Bu liste nedir? Diye sordum. Ağlamaya başladı. O zaman ‘bana nasıl böyle bir şey sorabilirsiniz’ dedi. Bunun hesabı görülmeden bu sorulardan kurtulamazsınız. Bu ülkeye demokrasi gelecek ve sizden bütün hukuksuzlukların hesabını soracağız. İşte bu Tansu Çiller’i almış yanına. Herkes niye darbe komisyonunda ‘siz niye refah ile komisyon yaptınız’ diye sordu, ben ise neden ‘siz bunlarla koalisyon kurmayacağız’ diye açıklaması yaptınız. Bunlarda para söz konusu olduğunda bir araya geldiler. Sizin de geldiğiniz nokta Tansu Çiller noktası ise alın sizin olsun ve üstü de sizin olsun.

10 BİN DARBECİYE YEMEK

Bunlar demokrasiye inanmıyorlar. Bunların işine geldiğinde kullanıyorlar gelmediğinde ise hiç görmüyorlar. Binali Yıldırım kendisi önümüzdeki seçim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı. Bunu bu şekilde kandırdılar. Bende sen bir yolunu bul ve mecliste kal. Siz değil İstanbul’u almayı, en ufak yerde kalamayacaksınız. Siz darbe geçesi büyükşehir belediyesinde 10 bin darbeciye yemek hazırlandığını biliyor musunuz? Bunun hesabını verdiniz mi? Hesabını vermediler, verdirtmediler. Bunlardan darbe karşıtlığı bekleyeceklerse bilerek bekleyin.

HİÇ BİR SAVAŞIN FATURASINI ÖDEMEYECEĞİZ'

Emek ve Demokrasi Koordinasyonu adına Kürtçe ve Türkçe okunan deklerasyonda, "Hiçbir savaşın faturasını ödemeyeceğiz" masajı verildi:

"Türkiye dünyanın gözünde savaşçı bir ülke olarak görülmüştür. 15 Temmuz darbe girişimini bir lütuf olarak gören iktidar kendisinden olmayan herkesi gözaltına aldı. Ohal ve KHK’larla yönetilmek istemiyoruz. Savaş politikalarına sessiz kalmayacağız. Ana okullarından başlayarak yapılan propagandalarla şehit olmaya alıştırılan çocuklarımıza yapılanlara izin vermeyeceğiz. İçeride ve dışarıda hiçbir savaşın faturasını ödemeyeceğiz."

‘KAMU EMEKÇİLERİ BİAT ETSİN İSTENİYOR'

Barış akademisyenleri adına kürsüye çıkan KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden Özgür Müftüoğlu, Türkiye’de bir rejim değişikliği gerçekleştirilmek istendiğine dikkat çekti. Müftüoğlu, "Bundan sonra da bedeli neyse öderiz ama bu ülkeyi, çocuklarımızın geleceğini bir adamın iki dudağı arasına teslim etmeyeceğiz" dedi:

"OHAL düzeni bu rejim değişikliğinin bir aracı olarak kullanılıyor. Gazeteciler tutuklanıyor. Halkın haber alma hakkı engelleniyor. Üniversitelerde akademik özerklik tamamen ortadan kalkmış durumda. Barış isteyen, hukuk isteyen akademisyenler hukuksuz bir şekilde KHK’larla ihraç ediliyor. 100 binin üzerinde kamu emekçisi ihraç edildi. Dernekler kapatıldı, sendikalar baskı altına alındı. İhraç edilenlerin neredeyse hepsi KESK üyesi. Bunun bir tesadüf olmadığını biliyoruz. KESK’e ve DİSK’e bir operasyon gerçekleştirilmek istenmekte. Parlemento işlenemez hale getirildi. Demokratik siyasetin önü kapandı. Milletvekilleri, belediye başkanları hapsedildi. Millet iradesi yok sayıldı. 2 bin 376 işçi hayatını kaybetti. Doğa talan edildi. Bizler her türlü baskıya rağmen insan hakları ihlalerinin karşısında susmadık, biat etmedik. T186 gündür açlık grevinde olan Nuriye ve Semih’in ölümüne sessiz kaldılar. Bundan sonra da bedeli neyse öderiz ama bu ülkeyi, çocuklarımızın geleceğini bir adamın iki dudağı arasına teslim etmeyeceğiz. Eşit yurttaşlık temelinde mücadelemize devam edeceğiz. Bizim özgürlük mücadelemiz, adalet mücadelemiz Türkiye’nin yüzde yüzü içindir. Yüzde 40’ı, yüzde 50’si için değil."

"NE OLURSA OLSUN BARIŞ SÜRECİ YENİDEN BAŞLAYACAK"

Mitingin katılımcılarından 78'liler Birliği Sözcüsü Celalettin Can, ne olursa olsun bir barış politikasının yeniden gündeme geleceğine inandığını söyledi. Can, şunları söyledi: Adalet ile ilgili yapılan çalışmalar, yürüyüşler, kamuoyunun gündemine gelmesi adalet talebinin, kaçınılmaz olarak barışa da katkı sunacaktır. Hükümetin bir çözüm getirdiği yok. Ciddi bir tıkanma söz konusu. Biraç zor olacak, biraz acılı olacak, belki biraz uzayacak ama sonuç olarak Türkiye'de barış süreciğinin başlayacağına eminim. Bugünlerde barışı istemek belki imkansızı istemek gibi olacak, hani Che der ya, 'gerçekçi ol imkansızı iste'... Sonuçta Türkiye'de ortak bir akıl hakim olacak ve barış süreci yeniden başlayacak.

"AKP DÜZENİNİ YIKMADAN BARIŞ ZOR"

HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise, "Bu faşist AKP düzenini yıkmadan barış sürecine dönmek mümkün görünmüyor. Bu nedenle barış mücadelesi veren tüm kesimler biraraya gelerek önce bu faşizmi yeneceğiz. Ardından barışın iradesini yeniden tesis edeceğiz" diye konuştu.