ByLock çıkan korucuyu 'PKK'li ilan etti
Yandaş medya HDP'lilere yönelik yasakları görmemiş ama "PKK-Kılıçdaroğlu birlikteliğinin HDP eyleminde katmerlendiği"ni görmüş.
ARTI GERÇEK- Akşam gazetesi çekmiş manşeti; 'PKK'nın ByLockçu korucuları'. Başlık çarpıcı. Onlar da farkında zaten. Ama içerik ondan daha çarpıcı:
"ByLock kullandığı tespit edilen Artuklu ilçesi Çağlar Köyü Muhtarı H.A. ve Midyat ilçesi Düzoba Muhtarı S.A. gözaltına alındı. Tutuklanarak cezaevine konan H.A.’nın 2003 yılından itibaren hem muhtar hem de güvenlik korucusu olduğu belirlendi. Her iki ismin de ortak başka bir özelliği ise aynı zamanda köy korucusu olmaları. Yani iki muhtar da güvenlik güçleriyle birlikte terör operasyonlarına katılıyordu. Bu durum terörle mücadelenin neden başarıya ulaşmadığını gözler önüne serdi.
Polis PKK bağlantısını mercek altına aldı
15 Temmuz’dan bugüne süren operasyonlarda ilk kez ByLock kullanan muhtar ve köy korucusu tespit edildi. Polis H.A.’nın PKK terör örgütüyle bağlantısını tüm detaylarıyla mercek altına aldı. Koruculardan PKK’ya süren operasyonlar öncesinde istihbarat gidip-gitmediği inceleniyor. Muhtar S.A.’nın ise ByLock çıkan telefonu oğlunun kullandığını söylediği öğrenildi."
Aslında çok söze gerek yok. Derdi gazetecilik değil 'tetikçilik' ve 'algı operasyonu' olan bu gazete devekuşu misali bir habere daha imza atmış. İlk kez köy korucularında ByLock tespit edilmiş. O halde onlar kendi korucuları olamaz. O zaman 'PKK'li' ilan etmeye karar vermişler. Tabii bu arada PKK ile bağlantılarına dair herhangi bir bulguya da ihtiyaç duymadan.
Orada da durmamış 'gazete' 'terörle mücadelenin başarıya ulaşmamasını' iki korucu-muhtara yıkıvermiş.
Sabah ve Güneş de işlerini yapmışlar. Onlar da HDP'nin 'Vicdan ve Adalet' nöbetini hedef almış.
Sabah'a göre HDP'nin 'eylemine' Diyarbakırlılar yüz vermemiş. Nöbete sadece 10 HDP'li katılmış. Oysa önceki dönemlerde sıradan basın açıklamalarını bile binlerce kişi geliyormuş. Doğru yazmış Sabah. Ama en önemli kısmı atlamış.
HDP'nin eylemini gerçekleştirdiği Ekin Ceren Parkı'na uygulanan polis ablukasını, HDP'lilerin yanına gelmeye çalışan halkın engellenmesini, el sallamalarının bile yasaklanmasını görmemiş. Ama başka bir şey görmüş; CHP Diyarbakır İl Başkanı'nın nöbeti ziyaretini. İşte suç unsurunu yakalamış Sabah:
"Böylece sözde adalet yürüyüşünde gelişen PKK-Kılıçdaroğlu birlikteliği, HDP eyleminde katmerlendi."
Güneş de destek vermiş Sabah'a. Ama o Diyarbakır yerine bu hafta nöbetin taşınacağı İstanbul üzerinden kriminalize etmeyi tercih etmiş. Sos olarak da 'Büyükada'yı koymuş 'haberine':
"Büyükada planını işletiyorlar."
Bu neyin kafası dedirtmeye devam ediyor haberde yazılanlar:
"Büyükada'da suçüstü yakalanan Özlem Dalkıran'ın bilgisayarındaki belgede, pilot bölge seçilen Kadıköy'de HDP ve CHP'nin birlikte eylem yapacağı açık bir şekilde yazıyordu.
PKK'nın siyasi kolu HDP, provokasyon eylemini Büyükada'daki baskınında ele geçen belgelerde yer aldığı gibi 'Pilot Bölge Kadıköy'e taşıma kararı aldı. Yoğurtçu parkında düzenlenecek eyleme CHP ve FETÖ'cü akademisyenlerin destek vermesini istedi."
İktidarın payandası olmayı tercih eden ve gazetecilik yerine tetikçiliği seçen bu 'sözde' gazetelerin tek bir hedefi var. Ama hedef de onların değil. Düğmeye basılan yer diyor ki; HDP'den sonra sıra CHP'de. Saldırın. İki partiyi birlikte kriminalize edin. Zaten CHP içinde HDP ile yanyana görünmekten 'korkan' isimler var. Ya onlar dizginleri ele alır ya da onları HDP'den beter ederiz.