Can Dündar'ın evini aldılar, ağır cezalık oldular
Dört avukat hakkında 'silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçundan dava açıldı.
HABER MERKEZİ- MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin soruşturma kapsamında, aralarında Can Dündar'ın Ankara'daki villasını satın aldıkları öne sürülen Bekir Mustafa Yılmaz ve aynı hukuk bürosunda çalışan Sönmez Ahi'nin de bulunduğu 4 avukat hakkında "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 15'er yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
DHA'nın haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin haberlerin Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanması soruşturması sırasında 2015 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bir telefon ihbar yapıldığı ve avukatlar Atilla Tarık Çilekçi, Faruk Öksüz ve Sönmez Ahi'nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ile ilişkilerinin olduğunun öne sürüldüğü belirtildi. "Emniyetin yaptığı çalışmalarda 2013 Eylül ayında Can Dündar'ın Ankara Karakusunlar Mahallesi'nde bulunan villasını satışa çıkarmasına rağmen satamadığı, 29 Mayıs 2015 tarihinde MİT TIR'larının durdurulması ile ilgili Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan görüntülerden kısa bir süre sonra 25 Haziran 2015 tarihinde bu konutun tapu kayıtlarına göre 1 milyon 500 bin TL bedelle şüphelilerden avukat Bekir Mustafa Yılmaz'a satıldığı" iddia edildi.
'VİLLANIN ALIMI KONUSUNDA BİRLİKTE HAREKET ETTİLER'
İddianamede Bekir Mustafa Yılmaz ve Sönmez Ahi'nin aynı hukuk bürosunda çalıştıkları, Can Dündar'a ait villanın alımı konusunda birlikte hareket ettikleri kaydedildi. Ayrıca şüpheli avukat Sönmez Ahi'nin MİT TIR'larının durdurulması davası sanıklarından eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun avukatı olduğu ve MİT'e ait TIR'ların durdurulmasından sonraki süreçte sık telefon irtibatlarının bulunduğu da iddianamede yer aldı. Şüphelilerden Atilla Tarık Çilekçi'nin ise Sönmez Ahi'nin bacanağı olduğu, Çilekçi'nin Fetullah Gülen'in yakınında bulunan kişiler arasında olduğu, 'FETÖ/PDY' ile iltisaklı olduğu ifade edilen Aydınlı Grup ile bağlantılarının bulunduğu öne sürüldü.
'İHBARA GÖRE....'
İddianamede avukat Atilla Tarık Çilekçi'nin hakkındaki ihbara göre "gizli örgüt toplantılarına katıldığı, küçüklüğünden beri örgüt içinde yer aldığı, örgüt liderinin yakınında bulunduğu, hakim, savcı ve emniyet mensuplarıyla irtibatlı olarak davalar ile ilgili görüştüğü, örgüt üyelerinin gezilerini ve seminerlerini organize ettiği, örgüt liderinin bizzat görüşmek için şüpheliyi çağırdığı, örgüt avukatlarının şüpheliden aldıkları talimatla Yargıtay ve Danıştay'da davaları takip ettikleri" iddia edildi.
Ayrıca Çilekçi'nin "açık kaynaklarda örgüt lideri ile görüntülerinin bulunması, kendisinin İstanbul'da, bacanağı Sönmez Ahi'nin Ankara'da faaliyet göstererek koordineyi sağlaması, ifadesinde 17/25 Aralık sonrası yapının amacını anladığını, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadığını beyan etmesine rağmen, o tarihten sonra örgüt üyelerine has programı kullanması, ayrıca ifadesinde Fetullah Gülen'in dini içerikli notlarının Bylock ile kendisine gönderildiğini beyan etmesi, örgüt liderinin görüntülerini saklamaya devam etmesi ve ihbarlarda belirtildiği gibi kendisinin Ömer olarak tanındığını kabul etmesi dikkate alınarak atılı suçu işlediği" belirtildi.
CELEPOĞLU'NUN AVUKATI
İfadesinde 2013 yılı Ağustos ayından itibaren Genelkurmay Başkanlığı sandığının sözleşmeli avukatı olduğunu söyleyen avukat Sönmez Ahi'nin de "İhbara göre Ankara'da 'abi'lik yaptığı ve Zekeriya Öz ile irtibatlı olduğu, Bankasya'da hesabının bulunduğu, mali raporlara göre örgütle ilişkisi olduğundan bahisle haklarında işlem yapılan kişilerle, yurtdışı Gülenist kuruluş olarak bilinen kuruluşlara para gönderen kişilerle parasal ilişkisinin bulunduğu, MİT TIR'larının durdurulması olayında kilit rol oynayan Hamza Celepoğlu'nun avukatlığını yaptığı, Can Dündar'ın uzun süre satamadığı gayrimenkulünü, resmi işlemlerde ortağı olan diğer şüpheli Bekir Mustafa Yılmaz'ın adı geçmesine ve ifadesinde hadiseyi sonradan öğrendiğini beyan etmesine rağmen, tape kaydına göre Bekir Mustafa Yılmaz ile beraber aldığı değerlendirilerek örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığı ve örgütün amacı doğrultusunda hareket ettiği" ileri sürüldü.
DÜNDAR'IN VİLLASINI SATIN ALDI
Bekir Mustafa Yılmaz'ın "yurtdışı Gülenist kuruluş olarak bilinen kuruluşlara para gönderen kişilerle parasal ilişkisinin bulunduğu, aramalarda ele geçirilen Iphone marka cep telefonunda Bylock tanıtıcı isminin bulunduğu ancak programlarda bulunmadığı, buna göre programın silinmiş olabileceği, tespit edilemeyen bir hatla bylock kullanmış olabileceği" değerlendirildiği belirtildi. Ayrıca Yılmaz'ın "Ankara'daki çatı soruşturmasında ismi geçen bazı kişilerle irtibatlı olması, şüpheli Atilla Tarık Çilekçi ile irtibatlı olması ve Sönmez Ahi'nin de ortağı olması nedeniyle atılı suçu işlediği" ileri sürüldü. Yılmaz'ın "Can Dündar'ın uzun süre satamadığı gayrimenkulünü, resmi işlemlerde kendi adı geçmesine rağmen diğer şüpheli Sönmez Ahi ile beraber alarak örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığı ve örgütün amacı doğrultusunda hareket ettiği" öne sürüldü.
"AVUKAT ABİ" İDDİASI
Faruk Öksüz'ün de "ihbara göre örgüt içerisinde avukat abi olarak yer aldığı, sohbet ve toplantılara katılması, aramalarda ele geçirilen dijital materyallerde örgüt liderinin fotoğraf ve videolarının bulunması, diğer şüphelilerle irtibatlı olması, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı çatı soruşturmasında ismi geçen kişilerle irtibatlı olması, örgütle ilgisi bulunduğu değerlendirilen şirket ortağı olması, Bylock kullanıcısı olması dikkate alınarak atılı suçu işlediği" ileri sürüldü.
AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANACAKLAR
Şüpheliler, 'FETÖ' ile herhangi bir bağlantıları olmadığını belirterek suçlamaları reddedetti. Tutuklu şüpheliler Sönmez Ahi, Bekir Mustafa Yılmaz, Atilla Tarık Çilekçi ve Faruk Öksüz'ün "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7,5'er yıldan 15'er yıla kadar hapsi talep edildi. Şüpheliler, ağır ceza mahkemesinde önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacaklar