Çavuşoğlu: ABD'nin açıklaması önceden hazırlanmış
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Trump-Erdoğan görüşmesi sonrası yapılan Beyaz Saray açıklamasının gerçeği yansıtmadığını ve görüşmeden önce hazırlandığını söyledi.
HABER MERKEZİ - ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında dün yapılan telefon görüşmesinin içeriği konusunda Türkiye'den tepki gelmeye devam ediyor.
Beyaz Saray'dan yapılan resmi açıklamanın gerçeği yansıtmadığını yineleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, açıklamanın önceden hazırlandığını ileri sürdü. Çavuşoğlu, "Görüşmeden kısa bir süre sonra bu açıklamayı yaptılar. Ancak önceden hazırlandığı belli. Konuşulmayan konular konuşulmuş gibi gösterildi. Bu konuda ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster, İbrahim Kalın'ı arayacaktı" şeklinde konuştu. Beyaz Saray'dan yapılan resmi açıklamada görüşmede Trump'ın Afrin Harekatı, sivil kayıplar ve iki ülke askerleri arasında çatışma riski konusunda kaygılarını ilettiği, ayrıca OHAL uygulamalarını eleştirdiği bildirilmişti. Cumhurbaşkanlığı kaynaklı haberlerde ise "OHAL" ve "Afrin'de tırmanan şiddetten kaygı duyulduğu" gibi konular gündeme gelmediği duyurulmuştu.
Çavuşoğlu, Avusturya Dışişleri, Avrupa ve Uyum Bakanı Dr. Karin Kneissl ile yaptığı ortak basın toplantısının ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
ABD İLE GÜVENLİ BÖLGE
Bakan Çavuşoğlu, bir gazetecinin, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın, Afrin'de 30 kilometrelik güvenli hat oluşturma önerisine Türkiye'nin onay verip vermediğini sorması üzerine şunları söyledi: "Zeytin Dalı Operasyonu'nu Afrin'de başlattıktan sonra Rex Tillerson'dan bir açıklama gelmişti 'güvenli bölge konusunda Türkiye ile beraber çalışabiliriz' diye. Biz de zaten operasyonu başlatırken buraların Afrin bölgesindeki Suriye halkı için hiç ayrım yapmaksızın, Araplar, Türkmenler, Kürtler için ve evlerini terk eden göçmenler ve yerinden edilmiş insanlar için adeta güvenli bölgeler olacak demiştik. Sonra böyle bir açıklama geldi. Paris'teki görüşmemizde ne demek istediğini sordum. Kendisi, tüm Türkiye-Suriye sınırında baştan sona, 911 kilometrede bir 10 kilometrelik güvenli bölge düşündüklerini, ama 30 kilometre öteden de Türkiye'ye roketler geldiği için 30 km olabileceğini, dolayısıyla böyle bir tampon bölge oluşturmayı kastettiğini söyledi.
Güvenli bölge konusunu daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdi. Ama bundan ne anlıyoruz? Farklı yorumlarımız, hedef ve beklentilerimiz olabilir. Bizim anladığımız şey farklı, onlarınki farklı olabilir. Ama her şeyden önce bizim ABD ile güvenli bölge veya başka bir konuyu, yani ciddi bir konuyu samimi bir şekilde bırakın kabul etmeyi, görüşebilmemiz için önce güveni yeniden tesis etmemiz lazım. Daha önce neden güvenemeyeceğimize dair açıklamalarda bulundum, sebeplerini de açıkladım. ABD'nin YPG'ye verdiği silah, Münbiç'ten bu yana ABD'nin bize verdiği hiçbir sözü tutmaması, en son Sayın Trump'ın 'YPG'ye bundan sonra silah vermeyeceğiz' demesi, hatta dün akşamki telefon görüşmesinde 'artık vermiyoruz' demesi. Bunları uygulamada da görmemiz lazım. Dolayısıyla FETÖ'nün ABD'de yaşaması vesaire, bir güven bunalımı oldu. Önce herhangi bir şeyi bizim sizinle görüşebilmemiz için bu güveni tesis etmemiz lazım dedim. Güveni tesis edebilmek için de ABD'den somut adımlar görmemiz gerektiğini söyledik. Dolayısıyla, sadece bununla sınırlı. 'Öyle bir teklif geldi, hemen kabul et' olmaz. Bunlar ciddi işler. Detayını da görüşebilmek için önce o güvenin yeniden tesis edilmesi lazım ki, bizim neden güven duymadığımızı kendileri de biliyor, halkımız da biliyor."
"ASKIYA ALMA YA DA İPTAL DİYE BİR ŞEY YOK"
Çavuşoğlu, Almanya'nın Zeytin Dalı harekatında kullanıldığı gerekçesiyle leopar tanklarının modernizasyonunu durdurduğunu yönündeki açıklamaların sorulması üzerine de şöyle konuştu:
"Savunma sanayisi ile ilgili bir sıkıntı yok. En son leopar tanklar, motorlarla ilgili son bir komisyon toplanacaktı. Sanırım bu komisyon toplantısı ertelendi. Yani askıya alma ya da iptal diye bir şey yok. Benim bildiğim, bana söylenen buydu. Komisyon toplantısı ertelendi. Sigmar ile sürekli görüşüyoruz telefonda, geçen de görüştük telefonda, savunma sanayimi de görüşüyor. Yani hatırlayacaksınız Bostel'da bir açıklaması oldu. Yani Türkiye bu tanklarla Deniz Yücel olayı bir değildir. Biz destek vermezsek yarın bir 'Türk askeri şehit olursa bundan biz de sorumluyuz' demişti. Biz terörle mücadele ederken, müttefikimiz hele hele ilişkilerimizi düzeltmeye başladığımız, olumlu adımlar attığımız Almanya'dan da tabi destek ve dayanışma bekleriz. Teröristleri desteklememesini bekleriz. Onlar da, biliyorum baskı altında. Özellikle o ülkede PKK'lılar var, PKK'lıların siyasi kanadı var, parlamentoda var. Sadece oradaki bazı Türk kökenli siyasetçileri söylemiyorum. Özellikle Linken'in içinde hatta CTP'nin içinde aşırı kanatta olanlar var. Ama özellikle de Linken'in içindeki milletvekilleri tamamen PKK destekçisi, yüzde 90'ı. Bunlar bir tanesi var ki Hunko gibi her yerde PKK'nın avukatlığını yapıyor. Basında biraz baskı var. Ama sadece bildiğim komisyon toplantısının erteleneceği idi. Türkiye'nin savunma sanayindeki işbirliğinin tamamen iptali değil..