CHP'li Tekin'den partisine sitem: Bazı arkadaşlarıma çok kırgınım
'İktidar tüm şiddeti ve elindeki araçlarla bana saldırdı. Tüm devlet kurumlarına hakim olan AKP iktidarı elindeki bu kadar araçla tek bir usulsüzlük bulamadı.'
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisi hakkındaki iddiaları bir kez daha reddetti. Partisine kırgın olduğunu söyleyen Tekin, "Aynı evi paylaştığım, aynı ailenin parçası olduğum bazı arkadaşlarıma çok kırgınım" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddialarına yanıt vermesi beklenen Habertürk programında, "Hangi partiyse, sadece AK Parti ile ilişkisi yok ki. CHP’li Gürsel Tekin’in attığı tweeti sen de biliyorsun, ben de biliyorum. Bütün bunların tamamı organize suç mensuplarının birtakım yerel zafiyetlerden istifade ederek meşruiyet sağlamalarıdır" iddiasında bulundu.
CHP'li Tekin, Soylu'nun iddialarını bir kez daha reddederek konuya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. "Aynı evi paylaştığım, aynı ailenin parçası olduğum bazı arkadaşlarıma çok kırgınım" diyen Tekin, "Parti içi siyasi hesaplarla, bu iftira ve yalan kampanyasına gözünü kapayan, sesini çıkarmayan hatta bu iddialardan beslenmeye çalışan bazı yol arkadaşlarımız parti kültürümüzle, teamüllerimizle ve yol arkadaşlığı şuuru ile asla bağdaşlamayacak bir tutum sergiledi" sözleriyle partisine sitem etti.
'SON 15 YILDA HER TÜRLÜ İFTİRAYA, YALANA HEDEF OLDUM'
16 yaşından beri CHP'li olduğunu vurgulayan Tekin'in açıklaması şöyle:
"Türk siyasetinde pek az insana nasip olacak bir süreç yaşadım. Gençlik kollarından başlayarak, merdivenlere dokuna dokuna partimizin Genel Başkanlık dışında tüm kademelerinde görev yaptım. Aldığım her görevde partimizin tarihine, kimliğine, kültürüne, fedakar üyelerimizin ve seçmenlerimizin hassasiyetlerine uygun hareket etmeye gayret ettim. Partimizin bir oy fazla alması için canımı dişime takarak çalıştım, binlerce kilometre yol yaptım, vatandaşlarımıza ulaşmak, partimizin politikalarını anlatmak için 81 ili birkaç defa dolaştım.
Elbette bunun bir sonucu oldu. Özelikle son 15 yılda her türlü iftiraya, yalana hedef oldum. İktidar tüm şiddeti ve elindeki araçlarla bana saldırdı. Tüm devlet kurumlarına hakim olan AKP iktidarı elindeki bu kadar araçla tek bir usulsüzlük bulamadı. Yıllardır devlet bankasıyla çalışırım. Her şeyim orada var. Hakkımda ortaya konulan iftiralardan biri bile doğru çıksa değil partiden istifa etmek ülkeyi terk ederim.
Bu iftiraların nedenini biliyorum. İmar, beton, ihale çeteleriyle, yolsuzlukla mücadele ediyorsanız, bazı gerçekleri açıklıyorsanız, bu çetelerin de hedefi oluyorsunuz. İstanbul’da sadece 76 projede yapılan 240 milyarlık rant vurgununu ben açıkladım. Yine daha önce İstanbul’un rant haritasını ortaya koyduk. 100 milyar dolara yaklaşan büyük bir yolsuzluğu toplumun önüne çıkardık. Bu büyük usulsüzlüklerden beslenenler elbette düşmanlık yapacaktı. Siyasette ahlaktan hiç nasibini almamış, yalan ve iftirayı araç olarak kullanan ve insanların kişiliğine suikast düzenleyen zihniyet elindeki tüm araçlarla saldırdı.
'BAZI ARKADAŞLARIMA ÇOK KIRGINIM'
Ne yapsalar boş. Onların benim için hiçbir değeri yok. Ancak aynı evi paylaştığım, aynı ailenin parçası olduğum bazı arkadaşlarıma çok kırgınım. Parti içi siyasi hesaplarla, bu iftira ve yalan kampanyasına gözünü kapayan, sesini çıkarmayan hatta bu iddialardan beslenmeye çalışan bazı yol arkadaşlarımız parti kültürümüzle, teamüllerimizle ve yol arkadaşlığı şuuru ile asla bağdaşlamayacak bir tutum sergiledi. Onlara tek bir sorum var. Beni tanımıyor musunuz? Bunca yıl bu partiye emek veren bir siyasetçi olarak tek bir kara leke mi gördünüz de bugün bu haksız kampanyanın bir parçası olmayı içinize sindirebiliyorsunuz?
Hakkımda çıkan yalan haberlerle ilgili 500'ün üzerinde dava kazanan bir siyasetçiyim. Bu kadar şeffaf kaldığınız bir ortamda, dün birileri bir şey diyorsa tüm CHP grubu, başkanları bunları dert edinmiyorsa, benim de bunca yıl emek verdiğim partimin yöneticilerine sitemim olsun. Arkadaşlarımıza yapılan her saldırıya kendimi kalkan ettim. CHPli olmanın gereği ve sorumluluğunu yerine getirdim. Aynısını beklerdim. Şimdi aynı evi paylaştığım, aynı yemeği yediğim, aynı hedeflere ulaşmak için her türlü fedakarlığı yaptığımız bazı arkadaşlara kırgınım. Elbette İçişleri Bakanlığı makamında oturan şahıs iddiasının arkasında duramayacak, özür dilemek zorunda kalacak. Kendisiyle yargı önünde hesaplaşacağız. Aliye İzzetbegovic’in güzel bir sözü var. Diyor ki: "Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliğidir." Bu sözü yaşayarak öğrenmenin üzüntüsünü hissediyorum. "