Çözüm sürecini bitiren cinayet AYM'ye gidiyor

Ceylanpınar'da iki polisin öldürülmesi olayı hala aydınlatılamadı. Altı duruşmadır savcı değiştiği için mütalaa bile verilmedi. Mahkemeden umudunu kesen avukatlar AYM’ye başvuracak.

Çözüm sürecini bitiren cinayet AYM'ye gidiyor

Emre ÜNSALLI

ARTI GERÇEK - Suruç Katliamı’nın ardından Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 22 Temmuz 2015 tarihinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar evinde ölü bulunmuştu. Yumuşak ve Acar’ın kafalarına susturuculu silahla ateş edilerek öldürüldüğü tespit edilmişti.

Bu cinayet çözüm sürecinin bitirilip çatışmalı sürecin başlamasına da gerekçe yapılmıştı. Cinayetlere ilişkin halen 4’ü tutuklu, 9 sanık bulunuyor.

Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 6. celsesinden de hiçbir sonuç çıkmaması, telefon ihbarını yapan kişilerin araştırılmaması ve ilk ifadesinde "daha önce hiç orada bulunmadım" diyen polis memurunun cinayet yerinde 6 ayrı parmak izinin bulunmasına rağmen soruşturmaya dahil edilmemesi, hem olayı hem de davayı daha da şüpheli hale getiriyor.

Bugün 6. celsesi görülen ve hiçbir sonuç çıkmadan 20 Şubata ertelenen davayı savunma avukatlarından Hüseyin Akay’la konuştuk.

'GERÇEK FAİLLER PERDELENİYOR'

- Davanın bugün 6. duruşması görüldü. 2015 yılından bugüne davada hangi noktaya gelindi?

Altı duruşmadır mütalaa için savcıya süre veriliyor, bu celsede de mütalaa için süre verildi, buna rağmen savcılar değişiyor, savcı kapsamlı dosya olmadığı için mütalaa veremiyor. Yeni bir süre verilsin isteniyor. Yani 6 defadır savcı iddia makamına süre veriyor ve hala bir türlü mütalaa çıkabilmiş değil.

- Neden bir mütalaa verilemiyor?

Mütalaa verilememesinin nedeni, bizim kanaatimizce olayın siyasi boyutundan kaynaklı. Çünkü dosyada suçlayıcı, ceza verilebilecek bir dayanak yok. Sadece savcının üstün hayal gücünün neticesinde ortaya atılan vakalar var. Bunlarda hayal gücünden ibaret olduğu için somut deliller yok. Bu sebeple de iddia makamı neye mütalaa verecek, nasıl verecek bunun kararsızlığını yaşıyor. Bizce asıl faillerin perdelenmesi için yargılanan gençler fail olarak ortaya atıldı. Biraz da kamuoyu teskin edilsin, tatmin edilsin diye. Diğer taraftan da gerçek failler araştırılmasın diye mütalaa çıkmıyor. Asıl failler hiçbir zaman araştırılmadı araştırmaya da niyetleri yok. Bizim açımızdan işin esası budur.

'CİNAYET YERİNDE POLİSİN PARMAK İZİ BULUNUNCA DAVANIN SEYRİ DEĞİŞTİ'

- Geçtiğimiz yıl ‘davada sona geliniyor’ haberleri çıkmıştı basında. Ancak sizin anlattığınıza göre bir arpa boyu bile yol alınmamış. İlk duruşmadan beri böyle mi ilerliyor dava?

Başlangıçta mahkemenin taleplerimizi karşılar nitelikte bir çabası vardı. Fakat bir anda özellikle Burak Kuru adlı polis memurunun cinayet mahalinde bulunan 10 parmak izinden altısının kendisine ait olduğu tespit edilince birden bir dosya mütalaa için iddia makamına tevdi edildi ve 6 celsedir bir türlü netice elde edilemiyor.

'POLİSLER HAKKIDA CİDDİ ŞÜPHELER VAR'

- Sizin şüphe duyduğunuz ve mahkeme heyetinden talep ettiğiniz şeyler nelerdi?

Dosyada yaklaşık olarak 4 polisin adı soyadı ve şüpheli ifadeleri var. Bu polis memurlarının olayla alakadar olduklarına ilişkin ciddi şüpheler yaratan vakalar var. Gerçek anlamıyla delil aranıyorsa bu deliller peşinden gidilmesi gerekir. Biz bu polis memurları hakkında ayrıca bir soruşturma yapılması ve dosyaya dahil edilmesini talep ettik. Fakat mahkeme bunu da kabul etmedi. Zaten bu polis memurları hakkında bu güne kadar herhangi bir soruşturma da yapılmadı. Bu kadar ciddi delillere ve iddialara rağmen özellikle olay yerinde bulunan on parmak izinden altısının Burak Kuru adlı polis memuruna ait olmasına rağmen bu şahsın şüpheli olarak dahi ifadesi alınmış değil. Hakkında da bir soruşturma açılmış değil. Kamu adına şüphe duyduğu kişi hakkında soruşturma yetkisi olan savcı, talebimize rağmen böyle bir soruşturmayı başlatmadı.

- Polislerin şüpheli olduğunu gösteren delillerden bahseder misiniz?

Polis memurlarının ifadelerinde ciddi çelişkiler, ciddi şüphe yaratıcı örnekler var. Örneğin Metehan Daban adında bir polis memuru ev arkadaşı olan Enver adındaki polis memurunun daha hiç kimsenin haberdar olmadığı saat 08:40’ta evde panik bir şekilde koşuşturduğunu belirtiyor. Kendisine sorulduğunda da ölen polislerin isimlerini vererek intihar ettiklerini duyduğunu söylüyor. Daha ne emniyet müdürlüğünün ne de basının haberi yokken söylüyor bunları.

Çünkü tüm Türkiye olaydan saat 11:00’de, polis memurlarının kapıyı çilingir marifetiyle açıp içeri girmesiyle haberdar oluyor. Buna rağmen Enver adlı polis memuru saat 08:40’ta haberdar oluyor ve intihar olarak arkadaşına aktarıyor. Biz bu ifadeyi mahkemeden talep ederek aldırdık. Ancak dosyada da buna ilişkin beyan olmasına rağmen herhangi bir soruşturma bile talep edilmedi.

Olayın diğer bir ilginç boyutu Burak Kuru adlı polisin parmak izi evrakı olaydan 5 gün sonra düzenlenmesine rağmen dosyaya hiçbir şekilde girmedi. Mahkemenin TEM ile yazışması sırasında tesadüfen dosyaya girdi. 2015 Temmuz'unda var olan bu rapor, 2017’nin Nisan'ında dosyaya girdi. Bu soruşturma savcısından kaynaklı bir durum mudur yoksa TEM’den kaynaklı bir durum mudur onu da bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey bu kadar ciddi bir delilin dosyaya savcılığın ‘parmak izi incelemesi hala devam ediyor mu’ yazışması sonucu tesadüfen girmesi.

- Dosya da 9 şüpheli var ancak dördü tutuklu. Haklarındaki iddia aynı olan şüphelilerden neden beşi tutuklanmamış?

Dosyadaki şüphelilerin hakkındaki iddia aynı. İki polisin öldürülmesi. Ancak dördünün içeride beşinin dışarıda olmasının bir mantığı yok. Nitekim savcı kendi iddianamesinin sonunda, ‘hangi şüphelinin hangi eylemiyle bu suçta yer aldığını tespit edememekle beraber bunların hepsi katılmış’ diye açıkça dile getiriyor. Savcı daha hangi eylemle suça katıldığını tespit edemediği kişiler hakkında öldürme eyleminde yer aldı iddiasında bulunabiliyor.

ŞÜPHELİ POLİSLERİN TAMAMI HALA GÖREV BAŞINDA

- Bu olaya karıştığı iddia edilen ya da düşünülenlerin arasında ‘FETÖ’ soruşturması açılan, görevden alınan ya da tutuklanan birileri var mı?

Var tabi, hem de oldukça fazla. Otopsi savcısı ihraç edildi, davanın sorgu hakimi ‘FETÖ’den ihraç edildi ve hala tutuklu. O dönemdeki polislerin birçoğu ‘FETÖ’den ihraç edildi. Onlara ilişkin de soruşturma yapılabilir. Ancak şüpheli polislerin tamamı hala görev başında. İşin ilginci aynı otopsiye girenlerden biri de cinayet yerinde parmak izi bulunan Burak Kuru. Bir şüpheli aynı zamanda ölen polislerin otopsisinde tanık olarak yer alıyor.

- Davaya neden olan telefon ihbarını yapan kişi hakkında mahkeme tarafından bir araştırma yapıldı mı?

Telefon ihbarını yapan kişinin kimliği belirleneceği halde belirlenmiyor. Kameraların yoğun olduğu bir bölgede postanenin ankesörlü telefonundan yapılmış bir ihbar. Rahatlıkla MOBESE kayıtlarından kişi tespit edilebilir. Diğer bir kişi de cep telefonuyla ihbar yapmış. Kimin üzerine kayıtlı olduğu da belli. Emniyet bunlara bir şekilde ulaşabilirdi. Zira bu kişinin kendisi bu suçu işlemiş olabilir. Suçu başkalarının üzerine atmak için bu ihbarda bulunmuş olabilir. Çünkü yaptığı ihbarda bazı şeyleri ayrıntılı biçimde söylüyor. Şüphelilerin yanlarına telefon almadıklarını belirtiyor. Birçok ayrıntıyı dile getirdiği halde bu kişi hakkında herhangi bir araştırma ve soruşturma yapılmıyor. Bu kadar ayrıntı bilen bir kişi ya bu şahıslarla birlikte suçu işlemiştir, ya bizzat kendisi işlemiştir ya da yalan söylüyor. Ama bu ihtimallerin hiç biri değerlendirilmeden adeta gökten inmiş emir gibi iddiaları kabul edilmiş.

'MAHKEMEDEN BEKLENTİMİZİ VE UMUDUMUZU KESTİK, AYM’YE GİDECEĞİZ'

- Dava 20 Şubat tarihine ertelendi. 6 duruşmadır sonuçlanmayan davanın bundan sonraki duruşmalarından bir sonuç çıkacağını düşünüyor musunuz?

Bugünkü davada dosyaya başka bir savcı baktı. Mahkeme bu savcıya da yine mütalaa için süre verdi. Ne yapılmak istendiği konusunda muhtemelen mahkeme heyetinin de bir öngörüsü yok. Dosya tamamen askıda bırakılmak isteniyor. İşin esası, söylenecek her şey söylendi. Bu noktadan sonra biz Anayasa Mahkemesi'ne başvurmayı düşünüyoruz. Çünkü artık biz mahkemeden beklentimizi, umudumuzu kestik. Mahkemenin bizi dinlediği dahi yok. Biz mahkemeden umudumuzu kestik.

- Bu iki cinayet Kürt sorununda çözüm sürecini sonlandıran olay olarak nitelendirildi hep. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kesinlikle bir provokasyondur. Kimler tarafından, kimlerin talimatlarıyla yapıldığına ilişkin araştırılması gereken ciddi bir provokasyondur. Bu konuda da maalesef hiçbir araştırma yapılmış değil, yapmaya da niyetleri yok. Çözüm sürecinin en hızlı ve etkin bir şekilde devam ettiği bir süreçte, bu süreçte sürpriz bir eylemin yapılması tarafların hiçbir menfaatine hizmet etmiyor. Buna rağmen örgüte mal edilmesi bizce mantıklı değil. Delillerin hiçbiri de bu işi PKK’nin yaptığını göstermiyor. Oklar farmlı yerleri gösteriyor.

- Size konunun meclise taşınması için HDP ve CHP’den bir destek geldi mi?

Sayın Osman Baydemir konuyu meclise taşıdı ancak AK Parti ve MHP tarafından konunun araştırılması reddedildi.

çözüm süreci