Cumartesi Anneleri, Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri, Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri, 916. haftadaki açıklamalarında 27 yıl önce gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'in akıbetini sordu. Yargı mercileri ve hükümete gözaltında kaybedilme suçunu etkin şekilde araştırmaları çağrısı yapıldı.

Artı Gerçek - Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için her hafta düzenledikleri eylemin 916.'sını çevrimiçi gerçekleştirdi.

Bu haftaki eylemde 19 Ekim 1995 tarihinde İstanbul’un Avcılar ilçesinde evlerinden çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan 5 çocuk babası 35 yaşındaki Fehmi Tosun ile 34 yaşındaki 6 çocuk babası Hüseyin Aydemir’in akıbeti soruldu.

Cumartesi insanlarından Leman Yurtsever yaptığı açıklamada önce Tosun ve Aydemir’in başına gelenleri anlattı. İkisinin de yaşadıkları zorluklar nedeniyle Diyarbakır'ın Lice ilçesini terk etmek zorunda kaldıklarını ve İstanbul’a taşındıklarını aktaran Yurtsever, "19 Ekim 1995 sabahı Fehmi Tosun ve arkadaşı Hüseyin Aydemir, birlikte kahvaltı ettikten sonra Tosun ailesinin Avcılar’daki evinden çıktılar. Fehmi Tosun; akşam saatlerinde, silahlı ve telsizli sivil polisler tarafından, 34 UD 597 plakalı beyaz Toros bir araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına 'Gözaltına alındım, beni öldürecekler' diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca, zorla araca bindirilerek evinin önünden götürüldü. Olaya çevredeki komşular da tanık oldu. Hemen Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun olanları anlattı, aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan görevliler, 'Bizim yapacağımız bir şey yok' dedi.

Hüseyin Aydemir'in İstanbul Aksaray'da sivil polisler tarafından gözaltına alındığını öğrenen Aydemir ailesi de, tüm yasal yollara başvurdu. Her yerde oğullarını arayan aile, Hüseyin'in polisler tarafından Ankara’ya götürüldüğü, Ankara Emniyeti'ndeyken de askeri yetkililerce teslim alındığı bilgisine ulaştı" dedi.

'DEVLET KADEMELERİ GÖZALTILARI İNKAR ETTİ'

Tosun ve Aydemir’in ailelerinin tüm yasal yollara başvurduğunun altını çizen Yurtsever, bütün devlet kademelerinin gözaltıları "inkâr" ettiğini söyledi.

Yurtsever, “İç hukuktan sonuç alınamayınca, dava Hanım Tosun tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. 2003 yılında sonuçlanan davada, hükümet AİHM’e verdiği savunmada; ‘Hükümetimiz Fehmi Tosun'un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir.’ dedi ve yaşam hakkı ihlallerinde gerekli tüm önlemleri alıp, etkili soruşturmaların yürütülmesini zorunlu kılan talimatları vermeyi taahhüt etti” diye konuştu.

Zaman aşımı nedeniyle takipsizlik kararı verilen Fehmi Tosun dosyasının İnsan Hakları Derneği (İHD) avukatı Eren Keskin tarafından Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındığını aktaran Yurtsever, hükümetin taahhüdüne rağmen dosyanın zaman aşımına uğradığını söyledi.

'AKP HÜKÜMETİNİ VERDİĞİ TAAHHÜDÜ YERİNE GETİRMEYE ÇAĞIRIYORUZ'

AYM’nin de “cezasızlık” geleneğini bozmadığını dile getiren Yurtsever, “Aile, Fehmi Tosun’un götürüldüğü aracın araştırılması ve tanıkların dinlenerek yeniden soruşturma yapılması talebiyle 31 Mayıs 2022 tarihinde Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedildiğini uluslararası mahkeme önünde kabul eden AKP hükümetini, verdiği taahhüdü yerine getirmeye ve bir an önce gerekli adımları atmaya çağırıyoruz. Gözaltında kaybedilişlerinin 27. yılında; adli mercileri, Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'in gözaltında kaybedilmesiyle işlenen suça ortak olmaktan vazgeçerek, etkin soruşturma ve kovuşturma faaliyeti yürütmeye çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi.

HANIM TOSUN: ARAMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Açıklamada konuşan Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, “Biz bir kayıp kalana kadar, kayıplarımızı aramaya devam edeceğiz. Ve devleti, ciddiyete davet ediyoruz. Devlet bize hesap verene kadar biz kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bütün kayıplarımızı hiçbir zaman unutmayacağız” dedi.

AVUKAT KESKİN: DOSYALAR ZAMAN AŞIMINDAN DÜŞÜRÜLÜYOR

Gözaltında kaybetme dosyalarında hukukun, bir suçun üstünü örtmek için bir kılıf olarak kullanıldığını kaydeden İHD avukatı Eren Keskin, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Zorla Kaybetmelere Karşı Sözleşmeyi imzalamadığını hatırlattı.

Keskin, “Zorla kaybedilen insanların dosyaları cinayet suçuna ilişkin zaman aşımı 20 yıl uygulanıyor. Bu 20 yılda hiçbir delil toplanmadan bütün dosyalar zaman aşımından düşürülüyor. Fehmi Tosun dosyası da bunlardan biri ama biraz fark var. Çünkü Tosun dosyasında aile delilleri en başından beri sunmuş savcılığa. Bir kere her şeyden önce Fehmi Tosun'un kaçırıldığı aracın plakası bizim elimizde ve en başından itibaren bu plakanın kime ait olduğunun tespit etmekle uğraştık” ifadelerine yer verdi.

Keskin,“ Savcılığın işi söz konusu olay tarihinde bu aracın ve plakanın kime ait olduğunu sormak. Ama aylar geçmesine rağmen biz hala bir sonuç alamadık” dedi. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar