Cumhuriyet'ten çıkarılanlar konuştu: Aceleleri varmış

Rıfat DOĞAN

ARTI GERÇEK- Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliğinden sonra görevden alınan ilk isimler Yazı İşleri Müdürlüri Faruk Eren ve Bülent Özdoğan olmuştu. Aynı zamanda DİSK Basın-İş yöneticisi de olan Eren ve Özdoğan, dünden bu yana yaşananları Artı Gerçek'e anlattı.

İLGİLİ HABER: CUMHURİYET'TE 5 İSİM İSTİFA ETTİ

Eren, "Bu ekiple çalışmayacağımızı beyan etmiştik, onlar da biliyordu bunu. Ona rağmen hakkımızda böyle bir tasarrufta bulunmaları art niyettir" derken, Özdoğan, "Yeni yönetimin bizi tasfiye etmek için acelesi varmış" diye konuştu.

TASFİYE EDİLDİK

Sosyal medyada yaygın olarak konuşulan 'gazetenin gerçek sahiplerine veya aslına döndüğü'ne dair paylaşımlara tepki gösteren Eren, "'Liberaller tasfiye edildi' deniliyor. İlk başta tasfiye edilen iki kişi var. Biziz ve bizim de politik kimliğimize bakılırsa liberallikle ne alakamız var? Bizim yıllardır durduğumuz nokta bellidir. Aslında tasfiye edilen başka bir şeydir. Ben kendimi bildim bileli sosyalistimdir" ifadelerini kullandı.

İşten çıkarmaların kendileriyle sınırlı kalmasını umduklarını belirten Eren "Tüm her şeye rağmen umarım bizden daha iyi gazete yaparlar" diye konuştu.

"GAZETE BAŞKA BİR ÇİZGİYE EVRİLEBİLİR"

Eren gazetenin bundaki sonraki yayın politikası için de "Yönetime alınan kişilere bakıldığında Vatan Partisi milletvekili adayı. Anlaşılıyor ki bu doğrultuda çıkarılan kişilerin yerine onların getirileceğini söylemek yanlış olmaz. Böyle bir çizgiye evrilebilirler" dedi.

GAZETECİLİĞE DEVAM

"Biz gazeteciyiz başka bir işimiz yok" diyen Eren, "Bu alanda ne bulabilirsek onu yapacağız ama ülkedeki basının durumu belli. Ne kadar devam ederiz bilmiyorum ama bulduğumuz her fırsatta habercilik yapacağız. Daha karar vermedik ama sosyal medya, internet üzerinden de devam edebiliriz' şeklinde konuştu.

İKİ CÜMLELİK YAZIYLA YERİMİZE BAŞKALARININ GÖREVLENDİRİLDİĞİ BELİRTİLDİ

Yönetim değişikliğinden sonra yazı işleri müdürlüğü görevinden alınan Bülent Özdoğan ise "7 Eylül Cuma günü Vakıf Yönetimi toplandığı andan itibaren çağrılan isimlere baktığımızda sonucun ne olacağı aşağı yukarı ortaya çıkmıştı" dedi ve sonrasında yaşananları şu sözlerle anlattı:

"Biz de yayıncı şirkete ‘bu yönetimle, bu koşullarda çalışamayacağımızı’ beyan ettik ve karışıklı bir anlaşmayla sözleşmeyi bitirdik. Bu işin bir boyutu, vakıf yönetimi ile şirket birbirinden ayrı iki kurum. Sonuç olarak biz vakıf değil şirket çalışanlarıyız. Vakıf yönetiminin toplantısının arkasından resmi bir açıklama yapılmadan o günün akşamında gazetemizi hazırladıktan ve saat 19.30’da çıktıktan sonra genel yayın yönetmeni imzasıyla görevden alma da değil, o tabirin bile kullanılmadığı bir ifadeyle ‘yerimize başkalarının görevlendirildiği’ ve bize teşekkür eden iki cümlelik bir yazı teslim edildi."

YENİ YÖNETİMİN BİZİ TASFİYE KONUSUNDA ACELESİ VARMIŞ DEMEK

Bu yazının kendilerinin daha önce çalışamayacaklarını belirten beyanlarını haklı çıkaran bir durum olduğunu belirten Özdoğan, "Çünkü daha işgünümüz bile bitmeden ve doğru düzgün bir gerekçe sunulmadan görevden alacaklarını bize bildirmiş oldular. Yazının aslında resmi bir karşılığı yok, çünkü biz genel yayın yönetmeninin çalışanı değiliz. Tabii ki onun bizimle çalışmama hakkı var ama biz yayıncı şirket çalışanıyız. Oradaki yönetimle işten çıkarma ya da çıkarmama hukukumuz var. Böyle muğlak bir yazıyla alalacele künye değişikliğine gidildi. Yeni yönetimin acelesi varmış demek bizi tasfiye konusunda, biz öyle düşündük. Şimdi önümüzdeki döneme bakıyoruz" dedi.

UMARIM CUMHURİYET İÇİN KORKULAN OLMAZ

"Yönetime giren isimler Cumhuriyet davasındaki konumları itibariyle dikkat çekici. Bu işin bir boyutu" ifadelerini kullanan Özdoğan, Cumhuriyet’in geleceği hakkında da şunları söyledi:

"Şimdi bu noktada Cumhuriyet şöyle olur, böyle olur diye şeklinde kesin şeyler söylemek istemiyorum. Biraz sonrasını beklemek ve yapılan işleri görmek gerekiyor. Diğer okurlar gibi ben de takip edeceğim. Cumhuriyet son dönemlerde bir nefes olmuştu, umarım bu nefesi yitirmez. Umarım özgürlükçü çizgisinden bir şey kaybetmez. Daha doğrusu korkulan olmaz."

GAZETECİLİĞE DOĞRU HABER MÜCADELESİNE DEVAM EDECEĞİZ

Özdoğan, 'Bundan sonrası için nasıl bir yol izleyeceksiniz?' sorumuza ise şu yanıtı verdi: "Ayrılan arkadaşlarımız, yıllardır kader birliği yaptığımız, birlikte çalıştığımız ve dünya görüşünde çoğu yerde ortaklaştığımız arkadaşlar. Şu an herhangi bir proje yok.

Hem dava sürecinde tutuklu arkadaşlarımızın hem de dışarıda gazeteyi yapan arkadaşlarımızın çektiği sıkıntıları biliyorsunuz. Türkiye biraz da sizin aracılığınızla gördü, tanık oldu. Malum bizim gibi gazetecilerin gazetecilik yapması ve iş bulabilmesi şu koşullarda artık çok olanaklı değil. Kırgın ve umutsuz değiliz. Doğru haber ve gazetecilik mücadelesine devam edeceğiz. Sadece biraz dinlenmek istiyoruz.