Demirtaş Kobanê Davası’nda Kürtçe savunma yaptı: Mütalaa değil, siyasi çarpıtma belgesi
Seda TAŞKIN
ANKARA - Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem eş genel başkanları ve MYK üyelerinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 18’inci duruşmanın 8’nci oturumunda eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş savunma yaptı.
21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nda savunmasını yapan Selahattin Demirtaş, ana dilinde savunmak yapmak istediğini söyledi. Her periyotta altını çizdikleri bir noktayı tekrarlayacağını belirten Demirtaş, "Bu yargılama baştan sona politik bir faaliyettir. İktidarın siyasi amaçları doğrultusunda yürüyen hukuk dışı bir faaliyetle karşı karşıyayız. Buna bir yargılama denemez" dedi.
‘SAVCILIĞIN MÜTALAASI SİYASİ ÇARPITMA’
“Hukukun zerresinin uygulanmadığı bir faaliyete dava ya da mahkeme denemez” diyen Demirtaş’ın savunması şu şekilde:
“O nedenle, savcılığın mütalaasına da mütalaa değil, siyasi bir çarpıtma belgesi denebilir ancak. Biz de bu siyasi girişime elbette siyasi bir duruşla cevap verdik, vermeye de devam edeceğiz. Dava adı altında sürdürülen bu siyasi faaliyetin temel amacı HDP’yi suçlu gibi göstererek siyasi olarak izole etmektir. Bu şekilde de AKP-MHP iktidarının bir kez daha seçim kazanmasını sağlamaktır. Ancak bu gayrı meşru hedefe ulaşmak için ellerindeki tek kumpas aracı bu dava değildir.
‘KİRLİ OPERASYONLARA CEVABIMIZ MÜCADELEYİ BÜYÜTMEK OLACAK’
HDP kapatma davası da aynı amaçla yürütülen bir başka siyasi faaliyettir. Fakat bunun dışında HDP’ye yönelik en ciddi saldırı, partimizin içine yönelik geliştirilen ayrıştırma, karşıtlaştırma ve parçalama siyasetidir. Bunu son derece sinsi yöntemlerle denediklerini geçmiş deneyimlerimizden çok iyi biliyoruz. Bu kirli operasyonlara karşı bizim cevabımız, HDP’nin etrafında her zamankinden fazla kenetlenmek ve demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesini büyütmek olacaktır. Herkes şunu çok iyi bilmeli ki, biz siyasette gelenek partilerimiz ve HDP ile doğduk, HDP ile büyüdük ve HDP ile kazanacağız.
‘KENDİM DEĞİL İÇİN DEĞİL ARKADAŞLARIM İÇİN ÜZÜLÜYORUM’
Bizi yüz binlerce yıl hapis cezasıyla tehdit etseniz de ömür boyu hapiste tutsanız da biz buraya HDP’li olarak girdik, HDP’li olarak çıkacağız. Hepimiz haksız ve suçsuz yere, açık bir kumpas neticesinde cezaevinde tutuluyoruz. Ben kendim için değil ama rehin tutulan arkadaşlarım için üzülüyorum. Her birimiz silahın, şiddetin, savaşın bitmesi ve onurlu bir toplumsal barışın gerçekleşmesi için uzun yıllardır siyasi mücadele yürütüyoruz. Ve hepimiz tümüyle ve sadece ama sadece fikirlerimizden, konuşmalarımızdan dolayı rehin tutuluyoruz.
‘FİKİRLERİMİZ HAPSEDİLEMEZ’
Ancak tarihte binlerce örneği yaşandığı gibi bizim de fikirlerimiz hapsedilemez. Örneğin yolsuzluktan, hırsızlıktan, rüşvetten hapiste olsaydık çaldığımız malları beraberimizde hapse getiremezdik. Katil olsaydık ne cinayet silahını yanımızda hapse getiremezdik. Oysa bizim suç olarak görülen fikirlerimiz şu anda yanımızda kafamızın içindedir. Aramalarda bulunamıyor, x-ray cihazından geçtiğimizde sinyal vermiyor. Zaten suç unsuru olsalardı içeri getiremezdik. Çünkü saydığım gibi, suç unsurları cezaevlerine getirilemiyor.
Fikirlerimizi, ilkelerimizi kimse bizden alamadı, bundan sonra da kimse alamayacak. Bu kararlılığımızı sağlayan en temel nedenlerden biri de dünyanın dört bir yanındaki halkımızın, sürekli artan kararlı desteğidir. Bugüne kadar halka, halkın değerlerine, mücadelesine uygun şekilde hareket etmeye çalıştık, bundan sonra da aynı şekilde olacak.
‘MÜTALAAYI KABUL ETMİYORUM’
Mütalaayı bu gerekçelerle reddediyor, kabul etmiyorum. Tüm rehine arkadaşlarım açısından tutukluluk hali ağır bir ihlale dönüşmüşken heyetinizin savunma hakkımıza bir iki günlük sınırlama getirmesini de kabul etmiyorum. Savunma sırası gelen ve hazır olan arkadaşlarımızın savunmaları bittikten sonra, en sonda savunma yapacağım. Tüm arkadaşlarımın tahliyesine karar verilmesini talep ediyor, herkese bir kez daha selamlarımı ve sevgilerimi iletiyorum.”