Depremden aylar sonra: İnsani sorunlar çözülmedi, kadın ve çocuklar güvensiz hissediyor
Osman ÇAKLI
İSTANBUL - Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, 15 Temmuz ile 21 Eylül tarihleri arasında deprem bölgesinde gerçekleştirdiği saha gözlemini depremin dokuzuncu ayında raporlaştırdı. Raporda; depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen bölgede yoksulluk yüzünden kalmaya devam edenlerin beslenme, barınma, giyinme, sağlık, geçinme ve eğitim haklarına erişemediği belirtiliyor. Derneğin raporunda ayrıca, bölgede toplumsal cinsiyet eşitsizliğini merkeze alan acil eylem planına ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor.
‘YARDIM KOLİLERİNİN YARISINI MUHTAR ALIYOR’
Saha gözleminin ilk durağı olan Hatay’da da depremde en çok yıkım yaşanan yerler özellikle tercih edildi. Depremzedelere hukuki destek sağlamak amacıyla birim kurulduğu aktarılan raporda, depremin ilk gününden itibaren, insani ihtiyaçların çözüme kavuşturulmadığı ve sorunun kronikleştiğine işaret edildi. Saha gözleminde, depremin ilk günlerinde başlayan ve zaman içerisinde giderek azalan insani ihtiyaçlara vurgu yapılırken, bölgeye ulaşan yardımların koordine edilemediği gözlemlendi. Ayrıca, ihtiyaç listelerinin oluşturulduğu bazı mahallelerde Defne ilçesine ulaşan yardım kolilerinin yarısını muhtarın aldığını bu nedenle de depremzede mahalleli tarafından şiddete uğradığı belirtildi.
‘KAMU İDARESİ SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMİYOR’
Yardımların dağıtılması sırasında, boyun bölgesinde çizikler olan kadınlara nedeni sorulduğunda ise yardımların dağıtılması esnasında arbede yaşandığı aktarıldı. Raporda, deprem bölgesinde birbirine komşu olan depremzedelerin yardımları paylaşamadığı için artık konuşmadıklarına şahit olunduğu belirtilirken, sorunların kaynağında kamu idaresinin olduğu ifade edildi:
“Yaşanan afetin, devletin görevlerini ısrarla yerine getirmemesi sonucu, Sineklerin Tanrısı misali nasıl büyük bir insani krize dönüştüğünü deneyimledik. Kişiye özel listeler oluşturmaya çalışırken, sık sık ‘onun her şeyi var, yalan söylüyor, ona sakın inanmayın, yıllarca tanıyamamışım’ gibi cümlelere şahit olduk.”
‘KADIN CİNAYETİ VE CİNSEL İSTİSMAR VAKALARI ARTIYOR’
Afet durumlarında ilk gözden çıkarılanların çocuklar ve kadınlar olunduğuna dikkat çekilen raporda, yüz yüze yapılan görüşmelerden doğru şu ifadelere yer verildi:
“Toplantılar, etkinlikler, mülakatlar ve gözlemlerimiz bir kere daha gösterdi ki cinsiyet rolleri, yoksulluk, gelir adaletsizliği, kaynak eksikliği nedeniyle önce kadınlar daha sonra ise çocuklar aylardır sürmekte olan ikinci bir enkazla karşı karşıyadır. Bölgede kadın cinayeti, cinsel istismar gibi vakalar yükselmektedir.”
‘KADINLAR UĞRADIĞI ŞİDDETİ KORKUTAN GERİ PLANA İTİYOR’
Derneğin hukuki destek biriminin 64 kadına danışmanlık verdiği belirtilen raporda, kadınların uğradıkları şiddeti ‘korkudan’ geri plana ittiklerini ve taleplerinin ne olduğunu şöyle anlatıldı:
“Kadınlar ilk etapta güvenli barınma, gıda, hijyen malzemesi gibi temel sosyal destek taleplerinin yanı sıra çoğunlukla yıkım-hasar itirazları, yapı denetim, eğitimin nasıl olacağı, vergi ve sigorta konularında hukuki bilgi taleplerinde bulundular. Kadınların önceliği yaşamsal ihtiyaçlarıydı. Kadınlar şiddet konusunda şüphesiz erkek egemen düzenin yarattığı korku ve kayıtsızlık ile şiddeti geri plana atıyor, normalleştiriyor, sessiz kalmayı tercih ediyorlardı.”
‘DEPREMİN İZLERİ ÇOCUKLARDA SİLİNMİYOR’
Deprem bölgesinde özellikle çocuklar açısından “çok daha zorlu” bir süreç yaşandığı belirtilen raporda, depremin etkisinin çocuklarda silinmesine “izin verilmediği” ifade edildi.
“Diyaloglar, yarım yılını devirmiş olan afetin etkilerinin, çocukların üzerinden bir nebze olsun silinmesine izin vermeyen, devlet ve devletin çocukların temel gıdaya erişim, giyinme, barınma, güvenlik, oyun, psikolojik iyi olma ve eğitim haklarının nasıl gasp ettiğini bizlere açık bir şekilde bir kere daha anlattı.”
‘KIZ ÇOCUKLAR EBEVEYNLEŞİYOR’
Kız çocukların yaşadığı zorluklara dair ayrıca belirtilen ifadelerde ise çocukların taleplerinin temizlik malzemesi, bebek bezi ve maması olduğu raporlandı. Bunun nedeni ise raporda şöyle açıklandı:
“Ebeveynleşme olarak tanımlanan bu durum, çocuklarda kardeşlerin bakımını, evin işlerini üstlenme, aile fertlerinin psikolojik hallerini dengelemeye çalışma gibi etkiler barındırmakta, gelecekte çeşitli psikolojik bozukluklara zemin hazırlayabileceği gibi, aslında ebeveynin ebeveynlik sorumluluk ve görevlerini yerine getirmemesi sebebiyle, durumun ciddiyetine göre çocuk istismarı sayılmaktadır.”
‘ÇOCUKLAR İNANILMAZ HASSAS VE GERGİN’
Raporda ayrıca bölgeye yeni atanmış bir öğretmen ile yapılan görüşme şöyle aktarılıyor:
‘’Çocuklara hiçbir psikososyal destek sağlanmıyor. İnanılmaz hassas ve gerginler. Küçücük bir sarsıntıyı biz hissetmeyiz ama onlar hissediyorlar ve korkuyorlar, ailelerini aramak istiyorlar. Yağmur yağdığı zaman sel baskınlarına gönderme yaparak neler yaşadıklarını anlatıyorlar. .Mevcut maddi koşullar (barınma, yeme içme, giyinme, temizlik) altında kendi imkanlarıyla okula gelmeye çalışıyorlar. Servislerin faal olduğuna rastlamadık, bizim servis ücretlerimiz 2000 lira civarında. Öğrenciler hem uzun süre eğitime ara verildiği için hem de travma sürecinden geçmekte oldukları için derslere karşı yoğun bir odaklanma zorluğu yaşıyorlar."
Tek bir işlem dahi yapılmayan deprem dosyası AYM yolunda
Deprem illeri için salgın uyarısı: El ayak ağız hastalığı nedir, belirtileri nelerdir?