Depremin vurduğu Adıyaman: 'Sahipsizlik öldürdü'

Depremin vurduğu Adıyaman: 'Sahipsizlik öldürdü'
Maraş'ta meydana gelen depremlerde en fazla can kaybını veren illerden Adıyaman'da, arama kurtarma çalışmalarındaki eksiklere tepki büyük. "Ailemden 16 kişi öldü" diyen bir depremzede, "Adıyaman'ı, ailemi sahipsizlik öldürdü. Sorumlu kim olacak?" diyor.

Metin YOKSU


Artı Gerçek - Adıyaman, Maraş merkezli çifte depremde en büyük yıkıma sahne olan illerden biri. Kentin en önemli ve tek bulvarı olan Atatürk Bulvarı boyunca deyim yerinde binaların çoğunluğu ya yıkılmış ya da ağır almış durumda. Öyle ki, depremzedeler ile yaptığımız görüşmelerde "Adıyaman en az 10 yıl kendini toparlamaz" yanıtını alıyoruz.

Adıyaman'daki arama kurtarma çalışmalarında çok az eğitimli köpek kullanıldığı belirtiliyor. Bir yandan da, yer yer enkaz kaldırma çalışmaları yapıldığı yansıyor objektiflere.

'SAHİPSİZLİK ÖLDÜRDÜ'

Kent girişinde ilk karşılaştığımız kişiler, Yenice ailesi oluyor. 23 kişinin yaşadığı binadan sadece yedi kişiyi sağ kurtarabildiklerini anlatıyorlar.

Enkaz altında sağ çıkmayı başarabilen Sırrı Yenice, "Ailemden 16 kişi hayatını kaybetti. Ben de ölebilirdim. Sadece ayağım kırıldı. İlk depremde binanın altındayken akrabalarımın sesleri geliyordu. Onlarla konuşabiliyorduk. Ama ikinci depremde hepsi hayatını kaybetti. Ailemi kaybettim. Adıyaman'ı, ailemi sahipsizlik öldürdü. Bunun sorumlusu kim olacak?" diyerek tepki gösteriyor.

ENKAZ ALTINDA 48 SAAT: 'BAŞKALARI DA VARDI'

Biraz daha ilerleyince Zümrüt Apartmanı'na varıyoruz. 100'e yakın kişinin oturduğu bina yerle yeksan olmuş durumda. Yanı başındaki üst geçitte onlarca insan tehlikeye aldırış etmeden çalışmaları takip ediyor.

Enkaz altından 48 saat sonra çıkarılan Yaşar Uçar, şans eseri kurtulduğunu anlatıyor. İlk saatlerde bina içinde başkalarının seslerini de duyduğunu ifade ediyor, "Bina içinde birileri vardı. Duyuyordum. Sesler önce kesildi, sonra çoğalmaya başladı. Bir ara kendimi kaybettim. Binanın dışında çok fazla ses vardı. Öldüğümü sandığım anda sesler yükseldi. Sonra beni kurtardılar. Şimdi torunlarım enkazın altında..." diyor.

SAATLERCE SOKAKTA BEKLETİLEN CENAZELER

Uçar umut olsa da, enkazdan cansız bedenlerin çıkarıldığını ve ailelerin cenazeleri kendi imkanlarıyla alıp götürdüklerini öğreniyoruz...

Zümrüt Apartmanı'nın hemen yanında bulunan benzin istasyonunun duvar dibinde iki ayrı cansız beden ile karşılaşıyoruz. Bölgedeki UMKE ekipleri, cenazelerin aileler tarafından teşhis edilmesi halinde alınabileceğini söylüyor. Fakat iki cansız bedenin 12 saatten fazla duvar dibinde olduğunu öğreniyoruz.

Adını vermek istemeyen tanıkların cep telefonları ile çektikleri görüntüleri incelediğimizde, cenazelerin 12 saatten daha fazla burada olduğunu teyit ediyoruz. Daha sonra aynı manzarayı, Adıyaman'ın çeşitli sokaklarında ve ana caddelerinde görüyoruz...

CAN KURTARCILARI KÖPEKLER

Adıyaman'da dolaştıkça, yıkımın boyutu iyice kendini gösteriyor. En büyük eleştiri konusu ise günler geçmesine rağmen dokunulmamış cenazeler olması. AFAD'ın gelip kontrol ettiği ve 'canlı yok' dediği binalardaki cenazeleri, Çek Cumhuriyeti'ne bağlı ekiplerin çıkardığı anlatılıyor.

Yabancı ekipler arasında karşımıza, Bangladeş, Gürcistan, Japonya'dan gelenler, tam teçhizatlı olarak karşımıza çıkıyor. Çok az eğitimli köpek gördüğümüz kentte, Gürcistan ekibiyle gelen Emy ile eğitmeni Giorgi Berukaşvili'nin elinden su içerken karşılaşıyoruz.

Berukaşvili'ye kaç kişiyi sağ çıkardıklarını sorduğumuzda "Çok fazla" diye yanıt veriyor. Kaç cansız beden çıkardıkları sorusuna ise yanıt vermek istemiyor; başını öne eğip mahcup bir tavırla "çok kişi öldü" diyor.

ÇADIR SORUNU HER YERDE

Çalışmaların yoğunlaştığı Atatürk Bulvarı'nda akşamları tam bir kaos hakim. Sürekli bir koşturmaca var. Depremin altıncı gününde, geceleri sadece bu noktada arama kurtarma çalışmaları yapılıyordu. Ara sokaklarda ise karşımıza sadece enkaz kaldırma çalışmaları çıktı.

Görüştüğümüz depremzedeler, sık sık çadır sıkıntısını dile getiriyor. Kiminle konuşsak çadır bulamadıklarından bahsediyor.

Kayalık Mahallesi'nde yaşayan Fatma Yıldırım da çadır bulamayanlardan. Çocukları ve eşinin akrabaları ile arabada kaldıklarını, mazot bulmakta zorlandıkları için çocuklarının üşümeye başladığını anlatıyor. Şanslı olanların çadır bulabildiğini dile getiren Yıldırım, "Hadi bu gece çadır bulduk içinde kaldık. Ya yarın ne yapacağız. Ama en acil ihtiyacımız çadırdır. Arabalarda uyumuyoruz sadece oturuyoruz. Günlerdir perişan olduk. Bugünler geçecek biliyoruz. Peki yarın ne yapacağız? Evlerimiz ne olacak? Tüm şehir yıkıldı. Yeniden bu şehirde nasıl oturacağız? Otursak bile güvenebileceğimizi bilmiyorum" diyor.

Öne Çıkanlar