'Depremzede LGBTİ+lar afet içinde afet yaşadılar'
Esra ÇİFTÇİ
İSTANBUL - Maraş merkezli depremler sonrasında yaşanan koordinasyonsuzluk deprem bölgesinde hem kurtarma hem de yardım dağıtımında büyük sıkıntılara neden oldu. Afetzedeler zor şartlar altında yaşam hayatta kalmaya çalışırken, gerek resmi kurumlar, gerekse de Diyanet Başkanlığı tarafından uzun süredir hedef gösterilen LGBTİ+ bireyler depremde ayrımcılığa maruz kaldılar.
Gazeteci Yıldız Tar, depremzede LGBTİ+ların neler yaşadıklarını anlattı.
'DEPREMİN SEBEBİ OLARAK GÖRÜLDÜLER'
Yıldız Tar, deprem bölgesinde LGBTİ+lara ulaşıp yaşadıkları sorunlar karşısında ilk olarak Ankara’da LGBTİ+ Deprem Dayanışma Ağı kurduklarını söylüyor. Ayrıca ülke çapında da LGBTİ+ Deprem Dayanışması Ağı kurduklarını, içinde de LGBTİ+ örgütleri ve aktivistlerinin olduğunu da ekliyor:
“Özellikle deprem bölgelerinden Ankara’ya gelen LGBTİ+lardan ‘depremin sebebi sizsiniz, sizin yüzünüzden oldu’ denerek yemek verilmediğini, üç gün boyunca aç kaldıklarını söyleyenler var. Deprem anında apar topar dışarı çıktıklarından kendilerini kamufle edemedikleri için insanların çok öfkeli olduğundan korktuklarını ve üç gün boyunca yemeğe, suya erişemediklerini söyleyenler var”
'AFET İÇİNDE AFET YAŞADILAR'
Toplu olarak çadırda kalan insanların yanına LGBTİ+ların erişemediğini, merkezden uzak, kimsenin kendisine saldırmayacağını düşündüğü yerlerde kaldıklarını söyleyen Tar, bunun yanı sıra bölgeden çıkmayan isteyen LGBTİ+ları araçlarına almayan bir sürü insan olduğunu belirtiyor:
“Ankara’ya gelenler depremi sadece deprem olarak yaşamadıklarını söylüyorlar. Deyim yerindeyse afet içinde bir afet yaşadıklarını söylüyorlar. Türkiye genelinde LGBTİ+ Deprem Dayanışması Ağı her yere çadır, yardım, insanlarla dayanışmak için daha geniş kampanya yürütüyorlar. Bizim Ankara’da Deprem Dayanışma Ağı kurma sebebimiz ise, Ankara deprem bölgesine daha yakın ve LGBTİ+ örgütünün olduğu en güvenli yerlerden birisi”
'LGBTİ+LARIN BİRLİKTE KALABİLECEĞİ ÇADIRLAR GÖNDERDİK'
Mersin’de de LGBTİ+ Deprem Dayanışma Ağı’nın kurulduğunu, şu ana kadar 10 kişiyi bir eve yerleştirdiklerini söyleyen Tar, Ankara’ya gelenlerle de kendilerinin ilgilendiklerini belirtiyor.
“Daha iki gün önce üç LGBTİ+ arkadaşımız çadırlarının olmadığını ve var olan çadırlara, alanlara giremediklerini söylediler. İlk etapta o bölgede irtibatta olduğumuz sivil toplum örgütlerini, sendikaları arayıp güvenli bir alan varsa o bölgeye yönlendirmeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra LGBTİ+ların birlikte dayanışarak barınabileceği çadırlar yolladık”
'KENDİ EVLERİMİZDE MİSAFİR EDİYORUZ'
Yıldız Tar, bölgeden çıkmak isteyen LGBTİ+lar olduğunu, bölgeye yardım için giden araçların boş dönmesine rağmen bu insanları özellikle araçlara almadıklarını vurguluyor:
“Oralarda tanıdığımız LGBTİ+lara ayrımcılık yapmayacak araçları olan kişilerle irtibata geçip, Ankara’ya gelmek isteyenleri bu araçlarla gelmelerini sağlıyoruz. Ankara’ya geldiklerinde ise bu dayanışmanın içiresindeki LGBTİ+lar olarak çok büyük bir kaynağımız olmadığı için kendi evlerimizi açıyoruz. Kendi evlerimizde misafir ediyoruz. Kendi imkanlarımızla kıyafet sorunlarını çözüyoruz. Burada psikolog, sosyal hizmet desteğine ulaşmalarını sağlayıp, yeni bir yaşam kurmaları için elimizden geleni yapıyoruz”
'SAPKIN DİYEN DEVLETİN YARDIM ETMESİNİ BEKLEMİYORDUK ZATEN'
Deprem bölgesine yardım götürmenin her geçen gün daha da zorlaştığını söyleyen Tar, devletin kendisinin yaptığını iddia şeylerin hiçbirini yapmadığını belirtiyor:
“LGBTİ+ söz konusu olduğunda hiçbir şeye ulaşılmıyor zaten. LGBTİ+ları hedef gösteren, sapkın diyen bir devletin depremde yardım etmesini beklemiyorduk zaten. Bizim de kurduğumuz bu yardım ağlarının kurulmasının önünde yapısal engeller var. Birincisi herhangi bir şekilde yardım toplayamıyoruz, bağış toplayamıyoruz. Bu yasalarca engellenmiş durumda, bu olmayınca da maddi bir kaynak yaratamıyoruz. İkincisi bölgedeki bazı kurumlara erişirken LGBTİ+ olduğunu söyledikten sonra önemsenmemek gibi tutumlarla karşılaşıyoruz.”
'KİMİN KİME GÜCÜ YETERSE'
Yetişememe halinde olduklarını söyleyen Tar, gönüllü inisiyatifi ile yardım etmeye çalıştıklarını, çok fazla insandan talep geldiğini, bu taleplere yetişememenin kendisinin de çok yorucu olduğunu belirtiyor:
“Bunları yerine getirmesi gereken esasen sosyal devlet ama sosyal devletin bırakın yardım etmeyi, LGBTİ+ları hedef gösteren bir devlet olduğu için onun boşluğunu da böyle inisiyatiflerle doldurmaya çalışıyoruz. Depremzede LGBTİ+lar gelen çadırı kendi evine daha yakın bir yere kurmaya çalışıyor çünkü topluluğun içerisinde kaldığında saldırıya uğrayacağını düşünüyor. Saldırıya uğrayanlar da oldu. Antakya’dan gelen bir arkadaşımız, “beni şehirde herkes tanır, herkes bilir, herkes severdi. Deprem oldu, birden bakışları değişmeye başladı. Bende korktum ve saklandım. Çünkü gözlerinden şunu anladım bütün öfkelerini benden çıkaracaklar” dedi. Birde deprem bölgesinden çok yoğun şiddet haberleri gelmeye başladı. İnsanlar çaresizliklerini, öfkelerini gücü kime yeterse ona saldırıyorlar, maalesef ki güçleri LGBTİ+lara kolaylıkla yetiyor”
'KIZILAY EŞCİNSELLERDEN KAN ALMAYAN BİR KURUM'
Bir muhataplarının olmadığını söyleyen Tar, iletişimleri olmadıkları kurumlarla çalışmayı kestiremediklerini söylüyor. Onun yerine daha çok bölgedeki feministlerle, sendikalarda, siyasi partilerle, cem evleriyle irtibata geçtiklerini vurgulayan Tar, Kızılay’ın eşcinsellerden kan almayan bir kurum olduğunu, daha önce LGBTİ+larla ilgili olumlu hiçbir şey yapmayan bir kurumu devreye sokmanın da ters tepebileceğini belirtiyor.