Devlet üniversitelerinde ikinci öğretim kalktı: 'Karar isabetli ama dezavantajlı öğrenciler için alternatif üretilmeli'

Müzeyyen YÜCE

İSTANBUL - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, devlet üniversitelerindeki tüm ikinci öğretim programlarının kapatıldığını açıkladı. Özvar hedeflerinin eğitim programlarının kalitesini artırmak olduğunu söyledi. 259. Üniversitelerarası Kurul Toplantısı'nda konuşan YÖK Başkanı, “Bu dönem üniversitelerimizdeki program kalitesini artırmaya yönelik belki de en önemli çalışmamız devlet üniversitelerimizdeki ikinci öğretim programlarının kapatılması olmuştur. Vakıf üniversitelerinde, devlette olduğu gibi, ikinci öğretim programları yerine istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine uygun programlara dönüştürülmesi temin edilecektir” dedi.

ESKİ YÖK BAŞKANI: İSABETLİ, DOĞRU, GEÇ KALINMIŞ BİR KARAR

Devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarının kapatılmasını Artı Gerçek'e değerlendiren eski Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a göre çok isabetli, doğru ancak geç kalınmış bir karar. İkinci öğretim programlarının akademinin gelişimini de engelleyen bir uygulama olduğuna dikkat çeken Özcan, “İkinci öğretim programları hem akademisyenlerin çalışma alanını daraltıyordu hem de eğitimde ikiciliğe neden oluyordu. Şimdi akademisyenler makalelerine, akademik çalışmalarına daha fazla ağırlık verebilecek. Bu da akademinin çıktısını artıracaktır” dedi.

‘BENİM YÖK BAŞKANLIĞI DÖNEMİMDE ÜNİVERSİTE KAPISINDA BEKLEYEN ÇOK ÖĞRENCİ VARDI’

Özcan, YÖK başkanlığı yaptığı 2007-2011 yılları arasında da bu konunun gündeminde olduğunu ancak o dönemin şartlarının buna izin vermediğini şu sözlerle anlattı:

“Benim YÖK başkanlığı dönemimde üniversite kapısında bekleyen çok öğrenci vardı. Toplumdan gelen bir baskı da söz konusuydu. Biz o dönem kontenjan artırmaya çalışıyorduk. O dönem, mümkün olduğu kadar kişiye üniversiteye girme imkânı vermeyi gerektiriyordu. Biz de o şansı verdik. Ancak bugünün Türkiye’sine baktığımız zaman artık üniversiteyi tercih eden öğrenci sayısı bile azalmaya başladı. Çünkü insanlar üniversiteden mezun olduktan sonra iş bulamıyor. Keşke biz yapsaydık ama o dönemin şartları buna müsaade etmedi.”

‘HERKES İÇİN 'VİN VİN' YARATMAK MÜMKÜN OLMAYABİLİR’

Türkiye’nin ekonomik şartlarına bakıldığında gündüz çalışıp akşam üniversiteye devam eden öğrenciler de bulunuyor. Bu karar dezavantajlı öğrencileri de etkileyeceğe benziyor. Özcan bu konuya ilişkin de
“Bazı kişiler hem puanı düşük olduğu için hem de daha rahat bir eğitim sağladığı için ikinci öğretim programlarına yöneliyordu. Elbette ki dezavantajlı öğrenciler için sorun teşkil edecek. Ancak bu konuya ilişkin talepler veya itirazlar gelirse YÖK alternatif çözümler üretmelidir elbette. Bu kararın artı ve eksilerine bakmak gerekiyor. Şu haliyle artıları eksilerinden fazla görünüyor. Herkes için vin vin yaratmak mümkün olmayabilir” ifadelerine yer verdi.

‘PLANSIZ, ANLIK ALINAN KARARLAR SONUÇ VERMEZ’

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak’a göre de Türkiye’de özellikle AKP döneminde çok sayıda üniversite ve pek çok bölüm açılırken aynı hızla eğitimin niteliği de düştü. Söz konusu kararın gerekçesinin ‘istihdamı artırmak’ olarak açıklandığına dikkat çekerek, “MESEM’leri de aynı gerekçeler ile hayata geçirdiler” hatırlatması yapan Irmak şöyle konuştu:

“Ancak oradan mezun olan çocukların istihdam edileceği iş alanları yok. Kamusal istihdam alanları oluşturmadan, gerekli planlamaları ve fizibilite etüdü yapılmadan hayata geçirilen uygulamalar sonuç vermez. Eğitimi yapboz tahtasına çevirdiler. Bu karardan olumlu bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Çünkü bugüne kadar eğitim alanında attıkları her adım fiyasko ile sonuçlandı. Bu konunun bir çalışması yapıldı mı? Yapıldıysa kamuoyuna neden duyurulmadı? Veya hangi sonuçların gereği olarak bu karar alındı? Bakın birçok soru var ancak cevapları maalesef yok.”

Bu kararın ikinci öğretimi tercih etmek zorunda kalan dezavantajlı öğrenciler için de sorun oluşturabileceğini ifade eden Irmak, bu alanda alternatif çözüm yollarının üretilmesi gerektiğini söyledi.