DİAYDER davasında Ekrem Baran hakkında tahliye kararı

DİAYDER davasında Ekrem Baran hakkında tahliye kararı
DİAYDER yöneticileri hakkında açılan davanın tek tutuklusu olan dernek Başkanı Ekrem Baran hakkında tahliye kararı verildi.

Artı Gerçek - Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) davasının sekizinci duruşması Çağlayan Adliyesi'nde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Davanın tek tutuklu sanığı, DİAYDER Başkanı Ekrem Baran'ın adli kontrol uygulamasıyla tahliyesine karar verildi.

Bu davanın soruşturması İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, DİAYDER üyesi 16 sanığın “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla yargılandığı bir dava devam ederken başlatıldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sekizinci duruşması görülen dava kapsamında, dördü İBB'de gassal olan 23 DİAYDER üyesi "terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlamalarıyla yargılanıyor. İlk açılan davada yer alan beş sanık, İBB'nin dahil edildiği davada da yargılanıyor.

Mahkeme heyeti önceki davalarda sunulan delil ve teşhis değerlendirmeler ile davayı başlattı.

'BERAAT TALEP EDİYORUM'

Davasnın tek tutuklusu Başkan Ekrem Baran savunmasını “Önceki davanın siyasi olarak yürütüldüğü kanaatindeyiz. Bu dava Kürt muhafazakar kesimini etkilemektedir. Vicdani olarak yürüttüğümüz faaliyetlerden yargılanacağımız aklımıza gelmezdi. Sağlık koşullarım her geçen ağırlaşmakta. 19 aydır tutukluluğum da göz önünde bulundurarak beraat talep ediyorum. Mahkeme heyeti aksini düşünüyorsa adli denetim koşullarla tahliye talep ediyorum” şeklinde yaptı.

Müvekillinin savunmasına eşlik eden Avukat Fırat Epözdemir geçen duruşmada verilen tutukluğun devamına, sanıkların PKK ile iltisaklı gösterildiği ara kararları hatırlatarak; “Ara karardan geri dönülerek davaları birleştirmeleri ve değer ailesi gibi teşhislere ilişkin araştırma talep ediyorum. Müvekilim yardım sağladığı 630 kişilik listeden 358 kişinin dernek yönetiminden önce de yardım aldığını hatırlatırım. Bu kişilerin yarısından fazlasının İmamoğlu döneminden önce de İBB'den yardım aldığı ortaya çıkmıştır” dedi.

Epözdemir devamında şunları söyledi:

“İddianemede değer ailesi tanımı 'Dağ kadrosunda olan ya da orada hayatını kaybeden kişiler” olarak geçiyor. Sanıkarın bu tanım üzerinden akrabalık ilişkilerininn “değer ailesi” şeklinde tanımlanması söz konusu. Değer ailesi tanımının araştırılmasını talep ediyorum. Davanın ilk Mahkeme heyeti üyesi Akın Gürlek’in mahkeme heyetindeyken alınan bu karar ile bu sayının belirlendiğini ve Gürlek’in yoruma dayanarak yani ihsası rey kullandığıını belirtti. “İddianemede 26 kişi değer ailesi olarak geçiyor. Gelin bu sayıyı azaltalım. Bu tanıma dahil edilen 272 kişilik değer ailesi olarak belirlenen listenin bile bu tanıma yüzde 10'u bile dahil değil. Bu tarz teşhisler ve değerlendirmeler göz önünde bulundurularak eğer kararda ısrar edilecekse müvekkiliminde dediği gibi karar siyasi bir karardır.”

Avukatlar ve sanıklara soruldu, talepler ve önceki savunmalar yenilendi.

Sanık Nezir Erdemci’ nin avukatı Hüseyin Boğatekin, müvekkilinin yurt dışı yasağının kaldırılmasının istedi. Boğaztekin, “Buradaki tüm sanıklarının dürüstlüğünü ve cesaretini tüm duruşmalarda gördünüz. Kaçma hali yoktur. Sağlık ve aile koşulları değerlendirilerek kaldırılmasını talep ediyorum” dedi.

Avukat Epözdemir “Hac ve umre tarihlerinde yaklaştığı düşünülerek inanç özgürlüklerinin engellenmemesi için yurt dışı yasağının kaldırılmasını talep ediyorum” eklemesinde bulundu.

Davada sanıkların PKK ile iltisakının kurulmasındaki unsurlardan biri de din alimlerinin Kürtçe kullanımına ilişkin.

Avukat Boğatekin Kürtçe’nin yöreden yöreye anlam farklılıklarına sebep olduğunu belirterek “Ayrıca müvekkilim iltisaklıklı gösterilmeye çalışıldığı köyünün derneğine dikkat çekmek istiyorum. Kürtçe kullanımındaki adı Derevît olan Siirt ilinin Eruh ilçesindeki Payamlı Köyü Derneğine ait whatsapp ve sosyal medya sayfaları dosyaya delil olarak eklendi. Derevît ismi kullanımı bölgede yaygındır. Böyle bilinir resmi yerler de zaman zaman geçmiştir.” dedi.

Sanık Ali Fuat Hatip ise iddianamede değer ailesi olarak geçtiğini ve suçun şahsiliğini göz önünde bulundurarak beraatini talep etti.

TAHLİYE KARARI

Mahkeme heyeti değerlendirme ve teşhislerin devamına kanaat getirdi. Davaların birleştirilmesi talebi yine rededildi. Davanın tutuklu sanığı Ekrem Baran hakkında haftalık adli denetim ve yurt dışı çıkış yasağı adli tedbiri tahliyesine karar verdi.

İddianamede ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt üyelerinin ailelerine dağıtıldığı öne sürüldü. Başsavcılıkça onaylanan ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede, 9'u tutuklu 23 şüphelinin "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 3,5 yıl ile 15'er yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor. Tutuksuz yargılanacak sanıkların bir sonraki duruşması 8 Mart'ta görülecek

NE OLMUŞTU?

Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, 2008 yılında Şafiliği benimsemiş Kürt din insanları tarafından kuruldu. Kürt muhafazakâr kesime yönelik faaliyetler yürüten İstanbul merkezli dernek, Temmuz 2022'de kapatma davası sürerken çalışmalarının "tedbiren" durdurulmasına karar verildiği için mühürlendi. İçişleri Bakanlığı, birçok İBB personelinin "terör örgütleriyle iltisaklı ve irtibatlı" olduğu ihbarlarına istinaden özel teftiş başlatıldığını 26 Aralık 2021 tarihinde sosyal medyadan duyurdu.

Bakanlık açıklamasında, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde DİAYDER referansıyla PKK terör örgütü irtibatlı/iltisaklı kişilerin yerleştirildiğine yönelik İstanbul İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan tespitler sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamedeki iddia ve tespitler de bahse konu özel teftişin kapsamındadır" denildi.

Bu açıklamaya göre, DİAYDER davası, bakanlığın İBB'ye dönük teftişine dayanak gösterildi. İBB'nin adı bile geçmeyen ilk dava ile bu dava arasındaki fark, ikinci davaya İBB'nin dahil edilmesi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede İBB'de işe alınan DİAYDER üyesi gassallar ve İBB'nin dağıttığı yardım kartları ile belediyenin "teröre destek" verdiği iddiası yer alıyor.

İddianamede, "DİAYDER referansı ile İBB'ye işe alınan örgüt üyesi ve sempatizan şahısların aldıkları maaşın bir kısmını derneğe verdiği," "İBB tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt sempatizanları tarafından değer ailelerine dağıtıldığı" ve "değer ailesi" tanımı ile PKK üyelerinin ailelerine işaret ediliyor, "PKK/KCK silahlı terör örgütünün değer ailesi kavramına çok önem verdiği" ibareleri yer almakta.

İBB Muhtarlık İşleri Daire Başkanı olarak görev yapan Yavuz Saltık, DİAYDER davası kapsamında tanık olarak dinlenen isimlerden. Saltık hakkında Ağustos 2022'de ayrı bir soruşturma başlatılarak yeni bir dava açıldı. Açılan dava kapsamında Yavuz Saltık'ın İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı olduğu dِnemde "DİAYDER'in PKK ile iltisakını yeteri kadar araştırmadan derneğe yemek kartları verdiği" gerekçesiyle "teröِr örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 15 yıla kadar hapsi isteniyor. Saltık'ın yargılandığı davanın duruşması 25 Ocak'ta görülecek. Avukat Epözdemir, iki davanın birleştirilmesini talep ettiklerini ancak bu talebin reddedildiğini söylüyor.

Öne Çıkanlar