Dikbayır'dan, 'taciz, belediyelerle parasal ilişki kurma ve Akşener’in hesaplarını inceletme' iddialarına dair savunma

Dikbayır'dan, 'taciz, belediyelerle parasal ilişki kurma ve Akşener’in hesaplarını inceletme' iddialarına dair savunma
İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, partisine savunma verdi. Dikbayır, “taciz, belediyelerle parasal ilişki kurma ve Meral Akşener’in banka hesaplarını inceletme” gibi iddiaları reddetti.

Artı Gerçek - İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır'ın partisinin kendisi hakkında açtığı soruşturma kapsamında yaptığı savunma ortaya çıktı.

Dikbayır, 22 Kasım’da kesin ihraç talebiyle İYİ Parti Müşterek Disiplin Kurulu'na sevk edilmiş, hakkında soruşturma başlatılmasına, Dikbayır'dan savunma istenmesine ve tedbir talebinin kabulüne karar verilmişti.

İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, 22 Kasım’da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in banka hesaplarını inceletmek ve belediyelerle parasal ilişki kurmak başta olmak üzere dört suçlamadan ötürü kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Dikbayır aynı zamanda milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması için de TBMM Başkanlığı’na başvurmuştu.

Ümit Dikbayır’ın partiye sunduğu savunma ANKA Haber Ajansı'nda yayımlandı. Dikbayır, bugün Ankara Noterliği aracılığıyla İYİ Parti’ye gönderdiği savunmasında hakkındaki “taciz, belediyelerle parasal ilişki kurma ve Meral Akşener’in banka hesaplarını inceletme” gibi iddiaları reddederek, “partiden kesin çıkarma” talepli disiplin soruşturmasına yer olmadığını savundu. Dikabayır, savunmasında “İddia olunan eylemleri gerçekleştirmediğim sabit olduğundan ve bunlara ilişkin tutarlı hukuken geçerli hiçbir delil de bulunmadığından, hakkımda açılan ‘kesin çıkarma’ talepli disiplin soruşturmasında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesini saygılarıma talep ederim” dedi.

Ümit Dikbayır’ın İYİ Parti’ye sunduğu savunma özetle şöyle:

'ISRARLI TAKİBİN MAĞDUR İÇİN BÜYÜK STRES KAYNAĞI OLMASI, GÜNDELİK HAYATIN AKIŞINI ETKİLEMESİ, MAĞDURUN PSİKOLOJİSİNİ BOZMASI GİBİ SONUÇLARI OLMALIDIR'

Israrlı Takip Suçu tehlike suçu değil, zarar suçudur; sırf hareket değil, netice suçudur. Suçun neticesi, mağdur üzerinde ‘ciddi bir huzursuzluk oluşması’ ya da mağdurun ‘kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duyması’dır. Suçta aranan netice, mağdurun failin hareketlerinden kaygı ya da endişe duyup duymadığını araştırmayı da gerektirmektedir. Mağdurda oluşan huzursuzluğun ciddi boyutta olması gerekmektedir. Israrlı takibin mağdur için büyük stres kaynağı olması, gündelik hayatın akışını etkilemesi, mağdurun psikolojisini bozması gibi sonuçları olmalıdır.

İDDİANIN TUTARSIZLIĞI YÖNÜNDEN

Sayın Genel Başkan’ın iddiası şu şekildedir: ‘Eski çalışanlarımızdan S.D. tarafından Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır’ın kendisine yönelik cinsel istismarı iddiası tarafıma ulaşmıştır. Konu hakkında bilgi sahibi olan kişilerin beyanları alınmış ve olayın gerçekliği hususunda ciddi kanaat oluşmuştur. Cinsel dokunulmazlık, en tabi insan hakları arasındadır.’

'CİNSEL DOKUNULMAZLIĞI İHLAL ETTİĞİM GİBİ KABUL EDİLEMEZ BİR İDDİA İLERİ SÜREN SAYIN GENEL BAŞKAN’IN BU KANAATE ERİŞMESİNİ SAĞLAYAN BÖYLESİ BİR BELGEDEN İBARETTİR'

Ciddi kanaat oluştuğu iddia edilen ifade 20 Kasım 2023 tarihlidir. Öylesine ciddi bir iddiadır ki bu ne tarih ne zaman ne belge ne bilgi söz konusu bile değildir. Şahsımın S.D. isimli kişiye instagram üzerinden mesaj attığım şahsın beni reddettiği, bu durumu başka bir çalışana bildirdiği, o çalışanın da bir danışmana durumu aksettirdiği, kendisinden olaya ilişkin ekran görüntülerinin istendiğini ancak işinden olmaktan korktuğu için ekran görüntüsünü sildiği iddiasıdır. Bunun ardından bir hafta sonra işten çıkarıldığını belirten bir dilekçedir. Dilekçenin başında ‘İyi Partiden özel kalem müdürünün kocası ile ilişki yaşadığım için işten çıkarıldığı’na yönelik sosyal medyada paylaşımlar yapıldığı için bu açıklamayı yapmak için dilekçe yazdığı belirtilmektedir.

Cinsel dokunulmazlığı ihlal ettiğim gibi kabul edilemez bir iddia ileri süren sayın Genel Başkan’ın bu kanaate erişmesini sağlayan böylesi bir belgeden ibarettir. Cinsel bütünlüğü ihlal gibi vahim bir eylemin mağduru olan birisinin yıllarca sessiz kalması, iddiasına göre bu sebeple işinden edilmiş olmasına rağmen bu konuyu yıllarca gündeme almaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Ne hikmetse bu çalışan olayın vuku bulduğunu iddia ettiği tarihten yıllar sonra 2023 yılının 20 Kasım günü Genel Başkanlık makamına böylesi bir açıklama içerir belge yazmaya karar vermiştir.

Buradaki ifadelerin ne denli ciddi olduğu ya da ciddi kanaat oluşturur içerikte olduğu sorusu bir tarafa üzerinden yıllar geçtikten sonra gerçekte iftira olan ve aslında iftira olduğu, örgütlü bir şekilde bu iftiranın atıldığı ayan beyan ortada olan hiçbir delile dayanmayan, tutarlılığı olmayan ifadelerle huzurunuzda bulunmak ve böyle bir mevzuya ilişkin olarak savunma yapmak bile şahsiyetimi rencide edici ve kabul edilemezdir.

'İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI ve İYİ PARTİ YETKİLİERİ ALEYHİNE HAKSIZ VE HUKUKA AYKIRI BEYANLARDA BULUNDUĞUM İDDİASININ 76/D-I MADDESİ GEREĞİ KESİN İHRACA KONU EDİLMESİ'

Sayın Genel Başkan’ın 20 Kasım 2023 tarihli dilekçesinde kendisi ve İYİ Parti yetkilileri aleyhine son zamanlarda basın kuruluşlarına yaptığım açıklamalarla haksız ve hukuka aykırı beyanlarda bulunduğumu iddia etmiştir. Bu nedenle 76/ı maddesini ihlal ettiğimi iddiasıyla ihracımı talep etmiştir. Bu hususa ilişkin getirilen tek belge 9 Kasım 2023 tarihli hakkımdaki iddialara ilişkin olarak disiplin soruşturması açılmasına ilişkin İyi Parti Merkez Disiplin Kurulu ile TBMM İYİ Parti Grubu Disiplin Kurulu başkanlıklarına yazdığım dilekçelerin fotoğraflarını paylaşarak eski ismiyle twitter olan X isimli sosyal medya platformunda İsmail Saymaz tarafından yapılan gönderidir.

Bu dilekçeler Partinin yetkili kurullarına verilmiş olan ve hakkımda ortaya atılan iftira ve ithamlara ilişkin olarak araştırma yapılmasını talebini içeren dilekçelerdir. Elbetteki bu dilekçelerin basın yayın kuruluşlarında haber yapılması, sosyal medyada konuşulması, konuya ilişkin gönderiler yapılması son derece doğaldır. Şahsımın 20 Kasım 2023 tarihinde kadar sosyal medya platformlarında ya da basın yayın kuruluşlarında ne İYİ Parti Genel Başkanı ne GİK, MDK üyeleri ne İYİ Parti milletvekilleri veya belediye başkanları aleyhine asılsız iddiada bulunmam ve bunları tekrarlamam söz konusu değildir.

Disiplin suçunun konusunu oluşturan eylem, asılsız iddialarda bulunmak ve bunları tekrarlamaktır. Ancak disipline sevkime dair yazının ekinde şahsıma ait hiçbir ifade, açıklama, basın yayım kuruluşlarına verilmiş röportaj vs. yer almamaktadır. Hiçbir açıklama olmaksızın nasıl “asılsız” iddialarda bulunma ve bunları tekrarlama fiilini işlediğimi anlayamamaktayım. Dahası İYİ Parti üyesi bir kişi basına çeşitli açıklamalarda da bulunabilir. Hatta parti içi demokrasiyi özümsemiş bir parti olan İYİ Partide genel başkan da dahil olmak üzere yönetimdeki kişileri eleştirebilir. Disiplin suçuna konu olan fiil “asılsız iddialarda bulunmak ve bunları tekrarlamak”tır. İşbu nedenle hakkımdaki 76/ı maddesi gereği işlem tesis edilmesi talebinin hukuki geçerliliği bulunmadığından bu yönden kesin ihraç talebinin reddi gerekir.

SEÇİM ÇALIŞMALARI SEBEBİYLE RENGARENK İSİMLİ ŞİRKETE ÖDEME YAPMAMA BEDELİN GENEL MERKEZ TARAFINDAN ÖDENMESİNİN İSTENMESİ İDDİASININ 76/D-D MADDESİNE GÖRE KESİN İHRACA KONU EDİLMESİ

Kesin ihraç talebiyle sevkimin üçüncü sebebi olarak gösterilen Tüzük maddesi 76/d’dir. Bu kapsama girdiği iddia edilen fiil, ‘Rengarenk’ isimli şirket tarafından İYİ Partiye verildiği iddia olunan bir dilekçedir. Genel Başkanın sevk talepli yazısında bu hususa ilişkin olarak ‘2023 Milletvekilliği Genel Seçimlerinde Sakarya ilinde yapılan seçim çalışmaları için kendilerinden birtakım faaliyetlerde bulunmaları istendiği, çalışmaların yapılmasına rağmen 309.325 TL bedelin kendilerine ödenmediği, bu bedelin Genel Merkez bütçesinden ödenmesi gerektiği’ yönünde beyana istinaden Partiye başvuru yapılarak ödeme talep edildiği iddiasıdır.

Bu iddia kapsamında Tüzük 76/d’de düzenlenmiş bulunan ‘Partiden şahsi menfaat sağlamak, partinin itibar ve nüfuzunu diğer kurum ve kuruluşlar üzerinde yetkisiz bir şekilde kullanmak ve istismar etmek, partinin gelir sağlayıcı kaynaklarını özel işlerinde kullanmak’ fiilini işlediğimden dolayı kesin ihraç cezası ile tecziyem talep olunmaktadır.

Buna ilişkin olarak yazı ekinde ‘1 adet başvuru dilekçesi’nden bahsedilmekle birlikte eklerde böyle bir dilekçe bulunmamaktadır. Sadece Rengarenk şirketinin kaşesinin bulunduğu bir sipariş dökümü ve döküm altında -yazı tüm imla hataları ve bozukluğuyla aynen aktarılmaktadır- ‘Ümit Dikbayır’lı talebi ile Sakarya ilinde yapılan çalışmalar için yukarıda bilgileri verilmiş olup Bedeli Ümit Dikbayır tarafından ödenmemiş olup bedeli Genel Merkez tarafından ödeneceği beyan edilmiştir’ şeklinde bir yazının bulunduğu ve altında kime ait olduğu anlaşılmayan imza olduğu düşünülen bir karakterin mevcut olduğu bir kağıt parçasıdır.

Bir ticari işte böylesi bir kağıt parçasının nasıl bir hükmü olduğu hukukçular tarafında bilineceğinden ayrıntısına girmiyorum. Ne bir proforma, ne bir fatura ne de bir iş talebi belgesi özelliği taşımayan Sipariş Dökümü başlıklı bir kağıttan ‘şahsi menfaat sağlama’ gibi ağır bir ithama ulaşılmış olması da hukuk tanımazlığın demesek de hukuk bilmezliğin en basit göstergesidir. ‘İyi Parti Gaffar Okkan’ yazılı bir iş için çeşitli ebatlarda afiş yaptırıldığı ve İYİ Parti Sakarya mitingi için elde tutmalı ‘Başbakan Akşener’ yazılı 700 adet dekato yaptırıldığı iddia edilen tarihsiz, resmi bir içeriği olmayan kağıt parçasından anlaşılmaktadır. Bu kağıt parçasında 76/d’de düzenlenen hangi fiilin gerçekleştiği ise muammadır. Başbakan Akşener yazan bir elde tutmalı 5 mm dekato ile ben nasıl bir şahsi menfaat sağlamış olabilirim. Ya da Partinin itibar ve nüfuzunu yetkisiz bir şekilde nasıl kullanmış ve istismar etmiş olabilirim? Ya da Partinin gelir sağlayıcı kaynağını nasıl özel işlerimde kullanmış olabilirim?

Bir an için bu kağıt parçasının itibar edilebilir bir belge olduğunu kabul etsek bile sipariş dökümünden anlaşıldığı kadarıyla İYİ Parti’nin seçim sürecinde yaptığı Sakarya Mitingi ile ilgili Başbakan Akşener yazılı dövizler ile Sakarya’nın evladı olan şehit Gaffar Okkan ile ilgili çeşitli yerlere asılmak üzere muhtelif ebat ve adetlerde İYİ Parti logolu olarak yaptırılan afişlerin konu olduğu bir iş yapılmıştır. Bunun İYİ Parti’nin seçim çalışmaları ve propaganda faaliyetleriyle alakalı olduğu da açıktır. Parti’ye yapılmış olan bir işin yine Parti tarafından ödenmesi de hayatın olağan akışındandır. RENGARENK isimli şirket GENEL MERKEZ’in çalıştığı bir şirkettir. Şahsım tarafından Sakarya iline özel ya da kendi kişisel politik çalışmalarıma özgü olarak çalıştığım bir şirket değildir. RENGARENK şirketi Genel Merkez’in iş talepleri doğrultusunda İYİ PARTİ Genel Merkezine iş yapmaktadır. Dolayısıyla zaten ödemenin de İYİ PARTİ tarafından yapılması gerekir. Parti faaliyetleri ile ilgili olarak yapılmış olan afiş ve döviz çalışmasından benim şahsi menfaat sağlamam ya da partinin gelir sağlayıcı kaynaklarını özel işlerimde kullanmam söz konusu bile edilemez. İşbu nedenle hakkımdaki 76/d maddesi gereği işlem tesis edilmesi talebinin hukuki geçerliliği bulunmadığından bu yönden kesin ihraç talebinin de reddi gerekir.”

'KESİN ÇIKARMA TALEPLİ DİSİPLİN SORUŞTURMASINDA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA KARAR VERİLMESİNİ TALEP EDERİM'

Dikbayır, hakkında başlatılan MDK soruşturmasına ilişkin verdiği savunmada “partiden kesin çıkarma” talepli disiplin soruşturmasına yer olmadığını belirterek, “Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle iddia olunan eylemleri gerçekleştirmediğim sabit olduğundan ve bunlara ilişkin tutarlı hukuken geçerli hiçbir delil de bulunmadığından, hakkımda açılan ‘kesin çıkarma’ talepli disiplin soruşturmasında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesini saygılarıma talep ederim” dedi.

Öne Çıkanlar