Dipten gelen dalga büyüyor (3): Muhalefet işçi eylemlerini seyrediyor

'Muhalefet, sokağa çıkmamayı tercih ediyor. İktidarı kriz ve yoksulluk politikaları üzerinden yeterince teşhir edemiyorlar, çökmekte olan iktidara karşı 'bekle gör' politikası izliyorlar.'

Dipten gelen dalga büyüyor (3): Muhalefet işçi eylemlerini seyrediyor

ESRA ÇİFTÇİ

İşçiler ayakta, sokak eylemlilikleri yayılıyor, lokal gibi gözükse de ekonomik zorluklara karşı ek zam, ücretlerin arttırılması ve temel tüketim maddelerine gelen zamların geri alınmasını içeren bir dizi talep ve eylemliliklerde ortaklaşmış bulunuyorlar. Son birkaç hafta içinde lojistik ve taşıma işkollarındaki kurye işçilerin dayatılan düşük zamma karşı iş bırakması, çeşitli tekstil işletmelerinde iş durduran işçilerin ücret zammı talepleri ile kazanım elde etmesi, şantiyelerde madenlerde zorlu koşullara karşı gelişen protestolar, depo işçilerinin iş bırakma eylemleri, bazı metal fabrikalarında hak temelli eylemler öne çıktı ve ses getirdi.

Dosyamızın birinci bölümünde işçi sınıfının yükselen eylemliliklerini, nerede neler yaşandığını anlattık. Dün yayınlanan ikinci bölümde dalga dalga büyüyen eylemlerin farklı alanlara yayılıp, yayılmayacağını, bu eylemlerin 80’li, 90’lı yılların işçi hareketlerine benzerliklerini sorduk.

Bugün son dosyamızda her geçen gün artan ve yayılan işçi eylemlerinin yeni ve sermayeye karşı güçlü bir hareketin temeli sayılabilir mi? Başka işçilerde bu kervana katılır mı? İşçi eylemliliklerinde sendikaların gücü var mı? Muhalefetin tutumu nedir? Tüm bu sorulara yanıt arayacağız.

'BU EYLEMLERİN YAYILMASINI BEKLİYORUM'

+Gerçek’e konuşan Çalışma Sosyoloğu Doç. Dr. Hakan Koçak, yayılan işçi eylemlerine ilişkin, her zaman bu tür eylem dalgalarının çok esinlendirici ve cesaretlendirici olduğunu, son zamanlarda yayılan eylemlerinde öyle olduğunu söylüyor. Koçak, kolektif eylemin emekçilerin gündemine girdiğini, kısmi başarılar da elde ettiğini ve edebileceğini sosyal medya çağında daha net görüldüğünü belirtiyor. Koçak eylemlerin yayılmasını beklediğini söylüyor.

Dipten gelen dalga büyüyor (3): Muhalefet işçi eylemlerini seyrediyor - Resim : 1

Doç. Dr. Hakan Koçak

'SERMAYE ÖRGÜTSÜZ İŞÇİLERE 19. YÜZYIL KAPİTALİZMİ DAYATIYOR'

+Gerçek’e konuşan Doç. Dr. Aziz Çelik ise bugün yaşanan işçi eylemlerinin daha önce olduğu gibi bundan sonra da olacağını, eylemlerin önümüzdeki aylarda artmasının çok mümkün olduğunu söylüyor. Çelik, "Çünkü sadece moto-kurye veya lojistik alanında değil pek çok sektörde işçilere resmi enflasyon altında zam dayatılıyor. Sermaye örgütsüz işçilere adeta 19. yüzyıl kapitalizmini dayatıyor" diyor. İşçilerin eylemlerinin, kendilerini savunmalarının, hak aramalarının hayatın olağan akışının gereği olduğunu söyleyen Çelik, başka eylemlerinde yaşanacağını, yoksulluk ve haksızlık karşısında direnmenin umut yaratacağını ve sirayet edeceğini ifade ediyor.

'İŞÇİ EYLEMLERİ TAMAMEN EKONOMİK'

+Gerçek’e konuşan ekonomist Mustafa Sönmez’de, tıpkı Aziz Çelik ve Hakan Koçak gibi eylemlerin yayılacağını düşünenlerden.

İşçi eylemlerinin tamamen ekonomik nedenlerden kaynaklandığını söyleyen Mustafa Sönmez, özellikle son iki ay Ocak ve Şubat aylarında çok sert bir enflasyonun yaşandığını, insanların ellerindeki ek gelirlerinin ciddi ölçüde eridiğini fark ettiklerini belirtiyor. Genel anlamda bir iyileşme umudunun pek fazla olmadığını, ileriye dönük de insanların endişelerinin arttığını söyleyen Sönmez, kayıpların telafi edilmesi için işçilerin haklı bir direniş gösterdiklerini, bir şekil cesaret bulaşması şeklinde de yayıldığını ifade ediyor.

+Gerçek’e konuşan Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de farklı düşünmüyor, o da eylemlerin yayılacağını kanaatinde. Bozgeyik, ülkede uzun süredir devam eden ekonomik krizin, giderek artan işsizlik ve yoksulluğun açlık sınırının altında alınan ücretlerin bıçağın kemiğe dayandığı bir noktaya getirdiğini söylüyor. Bozgeyik, pandemi döneminde giderek artan işten çıkarmalar, ücretsiz izne ayırmalar nedeniyle uzun süre gelir desteğinden yoksun kalan işçilerin son dönemde yürüttükleri krize ve yoksulluğa karşı mücadelelerinin diğer toplumsal kesimler açısından da değerlendirilmesi ve buradan doğrudan başta sendikalar olmak üzere yeni mücadele olanaklarının değerlendirilmesi açısından önemli olduğunun altını çiziyor.

Dipten gelen dalga büyüyor (3): Muhalefet işçi eylemlerini seyrediyor - Resim : 2

Mehmet Bozgeyik

'BU İŞÇİLERİN ÇOĞU ÜNİVERSİTE MEZUNU'

+Gerçek’e konuşan çalışma İktisatçısı Özgür Müftüoğlu biraz farklı düşünüyor, yayılan işçi hareketlerinin tepkisel olduğunu, örgütsüz ve güvencesiz çalışılan işyerlerindeki işçilerin direnişiyle ortaya çıktığını söylüyor. Müftüoğlu, bu işçilerin birçoğunun üniversite mezunu ve dolayısıyla başka hayallerinin olduğunu, iş bulamadıkları için bu tür işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını belirtiyor.

YAYILAN İŞÇİ DİRENİŞLERİ POLİTİK BİR MÜCADELEYE DÖNÜŞÜR MÜ?

Yayılan işçi direnişlerinin politik bir mücadeleye dönüşüp dönüşmeyeceğini sorduğumuzda, Koçak, birindeki bir hareketin ve onun olası kazanımının çok etkileyici olduğu görüşünde. Koçak, bu eylemlerin yayılmasını beklediğini, ancak iktidarın tavrını da görmek gerektiğini şöyle anlatıyor: "Burada tabi karşı atağı henüz görmedik, o nasıl gelir ona bakmak lazım. İktidarın hamlesi nasıl olur? Sertleşerek mi, bastırmaya dönük mü, onu görmek lazım. Şu an görebildiğim kadarıyla bir tür izleme durumundalar. Solun, sosyalistlerin, Kürtlerin oluşturduğu muhalefetin performansını iyi değerlendiriyorum. Her yerde bu direnişlere destek olmaya, dayanışmaya, çoğalmaya çabalıyor."

Koçak gibi başka işçilerin de bu kervana katılacağını söyleyen Aziz Çelik, sendikalaşmanın zayıf ve işçi eylemlerinin dağınıklığı ve tekilliğinin önemli bir zaaf olarak durduğunu da belirtiyor. Hükümetin özellikle de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sendikalaşma, ücret zamları ve yasadışı çalıştırma konusunda harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Aziz Çelik, öncelikle eylemdeki işçilerin önemli sorunlarından birinin sendikalaşma noktasında ortaya çıktığını söylüyor. Çelik, çeşitli hile ve baskılarla bu işçilerin sendikalaşma önündeki engellerin ve devasa bir hile olan esnaf-kurye uygulaması konusunda bakanlığın harekete geçmesi gerektiğini, "Acil bir önlem olarak özel sektörde enflasyon altında ücret dayatmalarına karşı teşmil mekanizması devreye sokulmalı. Sektörde imzalanan toplu iş sözleşmeleri sendikasız işyerlerine teşmil edilmelidir" diyor.

Dipten gelen dalga büyüyor (3): Muhalefet işçi eylemlerini seyrediyor - Resim : 3

Mustafa Sönmez

'HÜKÜMETİN ELİNDE EYLEMLİLİKLERİ BASTIRACAK BİR GEREKÇE YOK'

Mustafa Sönmez ise, ekonomik bir hak arayışı ve meşru eylemlilikler olduğu için hükümetin elinde bunları bastıracak bir gerekçenin olmadığını, olayı kendi su yatağında bıraktığını söylüyor ve şöyle devam ediyor, "Bu eylemliliklerin yaygınlaşma ihtimali var özellikle başarıya ulaştıkça örgütlü örgütsüz birçok işyerine yayılabilir. Eylemler politik bir düzleme sıçramadı çünkü o da başka bir mücadeleyi gerektirir. Siyasi partiler, gruplar yapabildikleri ölçüde yapabilirler, buna da açık görünüyor eylemlilikler. Dolayısıyla takip edeceğiz" diyor.

'SENDİKALARIN OLUMSUZ ROLÜ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'

Sendikaların olumsuz rolü olduğunu düşündüğünü söyleyen Çalışma İktisatçısı Özgür Müftüoğlu, bunun nedenini de şöyle açıklıyor. "Sendikalar maalesef işçi mücadelesini örgütleyen, mücadeleyi sürdüren yapılar olmak yerine uzun zamandır işçilerin tepkilerini etkisizleştiren, yatıştıran yapılar haline geldi. Türk-İş’ten tutun Hak-İş’e kadar. Hatta DİSK’in kimi sendikalarında dahi bu böyle."

Yeni mücadele alanlarının oluşturulduğunu söyleyen KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ise asgari ücret artışları ve metal sözleşmelerinden sonra durağanlaşan eylemlilik sürecinin çoğunun örgütsüz olan farklı işkollarından doğru işçilerin direnişlerini emek örgütleri iyi değerlendirdiğinde 89 Bahar eylemlilik sürecinde açığa çıkan direnişin, mücadele ve dayanışma ruhunu yeniden canlandıracağını, sermayenin bu işsizlik ve yoksulluk politikalarına karşı emekçilerin ortak mücadelesini güçlendirerek açığa çıkaracağını belirtiyor. Bozgeyik, "Özel sektörde uzunca bir süredir devam eden kölece çalıştırma, sendikasız, sigortasız güvencesiz çalışmayı da sonlandıracak, örgütlülük zeminlerini güçlendirerek bürokratik sendikal anlayışa karşıda bir odak oluşmasına katkı sunacaktır" diye de sözlerine ekliyor.

MUHALEFET EYLEMLERİN NERESİNDE DURUYOR?

Yaptığımız görüşmeler muhalefetin daha çok seyirci rolünde olduğu yönünde. İşçi direnişlerindeki artış karşısında muhalefetin tutumunu sorduğumuzda, Koçak, hiçbir hareketin sıfırdan çıkmadığını, çok uzun yıllardır emek hareketine sessiz, sabırla mütevazi katkı yapan bir sürü irili ufaklı grupların, partilerin, sendikaların, kolektiflerin etkisinin olduğunun da altını çiziyor. Koçak ana muhalefetin ise genel çizgisiyle uyumlu bir tutum içinde olduğunu, "seçimi bekleyin, o zamana kadar sorun çıkmasın" yaklaşımı içinde olduklarını, Kılıçdaroğlu’nun TÜSİAD’a mesajlar verdiğini ifade ediyor. Koçak "Ana muhalefet sermayeye de biz daha iyi yönetiriz mesajı veriyor. O stratejiyle iktidar olma düşüncesinde oldukları için, stratejilerinin doğal gereği olarak tam boy bu hareketlerin yanında, önünde, içinde olmaları zaten mümkün değil. Bu stratejileri gereği mümkün değil" diyor.

Dipten gelen dalga büyüyor (3): Muhalefet işçi eylemlerini seyrediyor - Resim : 4

Aziz Çelik

Aziz Çelik ise muhalefetin yapması gerekenin belli olduğunu, hak arayan işçilerin yanında olmak, onların sesini duyurmak olduğunu söylüyor.

Millet ittifakının işçi eylemlerini seyrettiğini, bir müdahale içine girmediğini, onayladığını ama aktif bir tutum sergilemediklerini söyleyen Mustafa Sönmez, girmemesinin nedenini ise şöyle anlatıyor: "Nedeni çekiniyor. Bu gereksiz geri duruşu, sokak eylemliliğinin hükümet tarafından istismar edileceğini düşündüğü için yapıyor. Bu konuda aba altından gösterilmiş değneklere de fazla paye veriyor. Daha çok sandığı bekleyin havası içindeler. Bence bu doğru bir duruş değil. İçinde olmalı. Özellikle haklı, meşru her sokak hareketinin ve ekonomik mücadelenin içinde olması gerekiyor. Bizzat CHP’nin. izak durmaları kendileri için iyi olmaz. Özellikle CHP açısından doğru bulmuyorum.

Dipten gelen dalga büyüyor (3): Muhalefet işçi eylemlerini seyrediyor - Resim : 5

Özgür Müftüoğlu

'MUHALEFET KARŞILARINA PATRONLARI ALMAK İSTEMİYOR'

Özgür Müftüoğlu da muhalefetin yaklaşımını eleştiriyor. Muhalefetin tek yaptıklarının eleştirmek olduğunu ifade eden Müftüoğlu, bir alternatif sunmadıklarını, iktidara geldiklerinde somut ne yapacaklarını anlatmadıkları gibi bundan kaçındıklarını söylüyor. Müftüoğlu, CHP’nin işçilerin yanında olmadığı gibi onların sorunlarına çözüm üretemediklerini belirtiyor. Neden böyle diye sorduğumuzda, Müftüoğlu, "Çünkü kendileri iktidara geldiği zaman patronları, sermayeyi karşılarına almış olacaklar, açıkçası bunu yapmak istemiyorlar, ideolojik bir durum. Yani toplumun sorunlarına çözüm getirmekten ziyade sermayeyi karşılarına almak istemiyorlar. Dolayısıyla AKP’nin izlediği politikalara karşı topluma sunabilecekleri alternatifleri yok. Bu nedenle AKP’nin 20 yıldır iktidarda kalmasında da payları büyük aslında"

Bozgeyik’de muhalefetin seyirci kalmasını eleştirenlerden. Bozgeyik, ülkede uzun süreden beri ekonomik krize, elektrik ve doğalgaz başta olmak üzere temel gıda maddelerine yüzde yüzleri aşan zamlara ve buna karşı irili ufaklı tepkilere, yine kamu emekçilerinin ve özelde sağlık emekçilerinin yürüttüğü ekonomik, demokratik taleplere, "geçinemiyoruz" talepli eylemliliklere, grevlere bakıldığında muhalefetin bu süreci iyi değerlendirmediğini ifade edenlerden.

Muhalefetin, sokağa çıkmamayı, iktidarı bu kriz ve yoksulluk politikaları üzerinden yeterince teşhir edemediklerini, çökmekte olan iktidara karşı "bekle gör" politikası içerisine girdiklerini söyleyen Bozgeyik, yine birçok sorunun çözümünün kendi iktidarlarında olacağını, her şeyi seçimden sonraya öteleyerek kitlelerde açığa çıkan bu cesareti sönümlendirdiklerini belirtiyor. Bozgeyik, "Nasıl ki kapitalist sistem kendi yarattığı krizi kontrol altına almakla kalmayıp, kendisini güçlendirmek için onu sömürü aracına çevirdiğini görüyorsak; iktidarın da bu krizi ve yaşanan birçok olayda olduğu gibi yeni stratejiler geliştirerek, ömrünü uzatmaya dönük yeni argümanlarla bir algı yönetimi yaparak kendi tabanını konsolide etmeye dönük olanak verdiğini belirtebiliriz."

'SOKAK PROTESTOLARI POLİTİK EYLEMLİLİK İÇERİYOR'

Özelikle elektrik zammı, pahalılık nedeniyle yapılan sokak protestolarının belli bir politik eylemlilik içerdiğini söyleyen Mustafa Sönmez, bu eylemlilikleri Kargo çalışanlarının, Kuryelerin eylemliliklerinden ayırmak gerektiğini belirtiyor. İşyerlerindeki bu eylemlerin ekonomik haklar mücadelesi olduğunun da altını çiziyor.

Dipten gelen dalga büyüyor (3): Muhalefet işçi eylemlerini seyrediyor - Resim : 6

İrfan Kaygısız

+Gerçek’e konuşan Birleşik Metal İş Toplu Sözleşme Uzmanı İrfan Kaygısız da Mustafa Sönmez gibi sokak eylemliliklerinin daha politik olduğunu söyleyenlerden. Kaygısız, "Ayrıca, işçi direnişleri özellikle elektriğe yapılan zamlar nedeniyle henüz yeni başlayan bir halk hareketini de tetiklemeye başladı. Şimdilik ağırlıkla Kürt il/ilçelerinde görülen bir öfke söz konusu. Nereye evrileceğini henüz bilemiyoruz. Halk grevi olarak kavramlaştırabileceğimiz bir mücadeleye dönüşme potansiyeli taşıyor. Buna en önemli engel halkın sokağa çıkmaması gerektiğini ısrarla söyleyen CHP. Bu nedenlerle önceki dönemlerden farklı bir direniş hattı söz konusu.

Sokak eylemliliklerini değerlendiren Özgür Müftüoğlu ise eylemlerin politik olduğu kadar ekonomik olduğunu da söylüyor. Müftüoğlu, Türkiye’nin her tarafından insanların sokağa çıktığını çünkü artan fiyatların artık inanılmaz can yaktığını, insanların geçinemediğini ifade ediyor. Bu tepkiler karşısında muhalefetin tek yaptığının "sandığa gidin" demekten ibaret olduğunu da ekliyor.

Müftüoğlu, sokak eylemlerini de işçi eylemlerinden ayırmamak gerektiğini, işçi eylemlerinin ekonomik talepleri içermekle birlikte politik olduğunun altını çiziyor. Müftüoğlu, "Biri üretim sürecindeki soyguna, diğeri tüketim sürecindeki soyguna isyanı içeriyor. Her ikisinin de itirazı soyguna" Müftüoğlu son olarak soygunun, sömürünün biçimi değişse de "kapitalist sistemden" kaynaklandığını söylüyor.

migros Esra Çiftçi yemek sepeti trendyol