Diyarbakır Barosu yeni başkanını seçiyor: Tahir Elçi'ye 25. yıl plaketi

Diyarbakır Barosu 46. Olağan Genel Kurul toplantısını gerçekleştirdi. Baro Başkanı Ahmet Özmen’in yeniden aday olmadığı Genel Kurul'da 5 aday yarışıyor.

Diyarbakır Barosu yeni başkanını seçiyor: Tahir Elçi'ye 25. yıl plaketi

Remzi BUDANCİR

ARTI GERÇEK - Diyarbakır Barosu, yeni yönetim kurulunu belirlemek için 46. Olağan Genel Kurul toplantısı Cegerxwin Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Baro Başkanı Ahmet Özmen’in aday olmadığı kurulda Cihan Aydın, Nahit Eren, Sertaç Buluttekin, Nevzat Kaya ve Cengiz Baysal başkanlığa aday. Genel Kurul’a Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Diyarbakır Barosu avukatları katıldı.

DİYARBAKIR BAROSU’NUN ÖNEMİ

Diyarbakır Barosu, 1980’den bu yana JİTEM başta olmak üzere, bölgede yaşanan hak ihalelerine, faili meçhul cinayetlere karşı verdiği hukuk mücadelesi ile biliyor. Diyarbakır Baro Başkanları başta olmak üzere üyeleri sürekli hedefti. Diyarbakır Barosu gözaltılar, tutuklamalar, soruşturmalar, işkenceler ve çeşitli uygulamalar ile sürekli karşılaştı. En son 2015 yılında Baro Başkanı Tahir Elçi’yi kameraların önünde silahlı saldırı sonucu kaybetti.

Hem bölge, hem de Türkiye açısından önemli kurumsal kimliğe sahip olan Diyarbakır Barosu’nun 46. Olağan Genel Kurulunun ana teması 2015 yılında silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Tahir Elçi’ydi. Salon’da Elçi’nin fotoğrafları asıldı. Elçi için hazırlanan slayt ekrana verilince duygulu anlar yaşandı. Tepki ise cinayetin aydınlatılmamasına yönelikti.

"OHAL KALICILAŞTIRILDI"

Olağan Genel Kurul’da bir konuşma yapan Baro Başkanı Ahmet Özemen, yargı alanında yaşanan sorunlara dikkat çekti. OHAL ilanı ile temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığını, KHK’ler ile yüz binlerce kişinin işinden edildiğini ifade eden Özmen, son yapılan yasal düzenleme ile OHAL’in kalıcılaştırıldığına dikkat çekti. İktidarın basın yayın organlarını kapatarak halkın haber alma özgürlüğünü, dernek ve vakıfları kapatarak örgütlenme özgürlüğünü kısıtladığını belirten Özmen, belediyelere kayyım atanmasını, milletvekillerinin tutuklanmasını set bir dille eleştirdi. Kulp davasında verilen beraatla faili meçhul cinayetler ile ilgili dosyaların kapatılmak istendiğini ifade eden Özmen, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirdiğine dikkat çekti. Ülkede yaşanan sorunların temel nedeninin Kürt meselesi olduğuna dikkat çeken Özmen, Kürt meselesinin diyalog, barış ve demokratikleşme ile çözüme kavuşacağını söyledi.

"FAİLLER YARGILANMIYOR, TALTİF VE TEBRİK EDİLİYOR"

Olağan Genel Kurulu yöneten Avukat Mustafa Özer, Tahir Elçi’nin yakın arkadaşıydı. 1990’lı yıllarda Elçi tutuklanınca Özer Elçi’yi savunmuştu. Birlikte birçok davayı birlikte takip ettiklerini söyledi Özer. Elçi’nin en önemli özelliği özellikle faili meçhul cinayetler ile ilgili davalardaki kararlı ve sabırlı duruşu olduğunu hatırlatan Özer, Elçi’nin faillerinin hala bulunmamasına sert tepki gösterdi.

Avukatlara yönelik ‘Siz devletin özellikle bu tür olaylara failleri ortaya çıkardığını gördünüz mü’ diye soran Özer, "Sadece bir tane var. 1943 yılında 33 Kürdün öldürülmesinden sorumlu olan Orgeneral Mustafa Muğlalı’ydı. Yargılandı cezaevine atıldı. Sonra itibarı iade edildi" dedi. 700 haftadan beridir Cumartesi Annelerinin mücadele yürüttüğünü belirten Özer, "145 haftadan beri Tahir Elçi’nin faillerinin bulunması için her Cuma günü yapılan basın açıklamaları var. Ya Roboski… Roboski’de başka bir ülkenin uçaklarından atılmammışsa, Türkiye toprakları içerisine atılan bombalardan dolayı 34 Kürt köylüsü öldü. Onlarında failleri ortada yok. Aslında failleri var. Onlarda biliyor kim olduklarını. Failleri taltif ediyorlar, tebrik ediyorlar. Bu nedenden ötürü bunu çok iyi bilmek lazım" dedi.

"FAİLLERİ BULMADILAR, DELİLLERİ ORTADAN KALDIRDILAR"

Tahir Elçi’nin vurulmasından 3-5 gün sonra Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Mehmet Emin Aktar ve baro yönetimi ile birlikte Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştüklerini belirten Özer, "Başsavcıya ‘Bu sizin de namus borcunuzdur. Bir olay olmuş. Kameralarda var. Bunun faillerini ortaya çıkaracaksınız’ dedik. Başsavcı bu olayı ortaya çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacağını söyleyerek namus sözü verdi. Ama gelin görün ki kanıtları ortadan kaldırdılar. 84 numarayla isimlendirilen boş kovan bulunmadı. 17 saniyelik görüntü silindi. Netice itibari ile Tahir Elçi faili meçhule gönderildi. Aslında faili meçhul değil, failleri bilinen cinayetlerdir bunların tümü. Bunu değerli arkadaşlarım iyi bilmelidirler" ifadelerini kullandı.

Kongreye katılan Diyarbakır Barosu üyesi aynı zamanda milletvekili olan HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş bir konuşma yaptı. Diyarbakır Barosu üyesi olmaktan gurur duyduğunu belirten Beştaş, hukuk mücadelesini meclis çatısı altında da yürüttüğünü söyledi. Beştaş, kadın hakları, temel hak ve özgürlükler konusunda mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.

"BU TOPRAKLAR EN AĞIR BEDELİ TAHİR’LE VERDİ"

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise konuşmasında 1990’lı yıllara ve Diyarbakır Barosu avukatlarının yaşadığı sorunlara değindi. JİTEM’in o tarihlerde avukatları hedef aldığını ifade eden Tanrıkulu, avukat Mustafa Özer’in arabasının JİTEM tarafından evinin önünde havaya uçurulduğunu söyledi. Diyarbakır’da görev yapan avukatların birçoğunun hedef alındığına dikkat çeken Tanrıkulu, "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Kasırga vardı. Sonra Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri oldu. Ondan olmasaydı bende hayatta olmayacaktım. Ona bir vesile ile ulaştım. Bana ‘evden çıkma, kapıyı kimseye açma’ dedi. Bir şekilde gelenler gittiler. En ağır bedelimizi Tahir Elçi ile ödedik. Birçok arkadaşımız gözaltına alındı, tutuklandı, Türkiye dışına çıkmak zorunda kaldı. Şimdi onların bir kısmı burada avukatlık yapıyor. Bu topraklar en ağır bedeli Tahir’le verdi. O yüzden hepimizin sorumluluğu çok ağırdır. Öyle bir sorumluluğumuz var. Tahir Elçi’nin nasıl iğne ile kuyu kazar gibi mücadele verdiğini hepimiz biliyoruz" dedi.

"ESKİDEN YARGININ BAĞIMSIZ VE TARAFSIZLIK SORUNU VARDI"

Tanrıkulu, günümüzde hukuk alanında yaşanan sorunlar hakkında da konuştu. Bu dönemin herkesin hukuka ihtiyaç duyduğu bir dönem olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, "Sıkıyönetim döneminde de yargıçlar, hakimler vardı, DGM döneminde de vardı. Özel Yetkili mahkemeler döneminde de vardı. Ama böylesi yoktu. O zaman bir yargı vardı, tarafsızlığı ve bağımsızlık sorunu vardı. Şimdi ise yargı yok. Yargının kendisi yok. Bunun karşısında duracak kurumsal yapımız var. Diyarbakır Barosu var. Diyarbakır Barosunun kurumsal kimliği var. İnanın buradaki dayanışma ortamı, birlikte mücadele ortamı yargıya geri adım attırır. Yargının kendisine çeki düzen vermesine imkan tanır" ifadelerini kullandı.

TAHİR ELÇİ’YE 25. YIL PLAKETİ

Yapılan konuşmaların ardından meslekte 25 yılını dolduranlara plaket verildi. Plaketleri alan avukatlar 1990’lı yılları, JİTEM’in uygulamalarına yakından tanık olanlardı. 25 yılını dolduran avukatların arasında Tahir Elçi’de vardı. Elçi’nin plaketini Baro Başkanı Ahmet Özmen tarafından eşi Türkan Elçi’ye verildi. Plaketi aldıktan sonra kısa bir konuşma yapan Türkan Elçi, "Böylesi günlerde gidenlerin acısı daha ziyadesi ile hissedilir. Ömrü pahasına hak edilmiş bir plaketi, hak edilme hikayesini anlatmak, herkesin bildiği bir hakikati uzun uzadıya anlatmak onun mücadelesini anlamsızlaştırır. Gidenler vakitsiz gidişlerinin ardından kalanlara ağır yükler bırakarak giderler. 21 yıllık bir eş olarak yükü kimi zaman omuzlarımda, kimi zaman yokuş yolu tırmanırken sırtlanarak götürdüm. Çoğu zamanda bu yükü başımın gözümün üzerinde yeri vardır diyerek, başımın üzerinde taşıdım" diyerek kendisine verdiği destekten dolayı Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen’e teşekkür etti.

JİTEM, GÖZALTILAR VE BASKILAR…

Diyarbakır’da 25 yıldır görev yapan avukatlar plaketlerini alırken Tahir Elçi’yi andı. Hepsi 1990’lı yıllarda JİTEM uygulamaları ile karşılaşmışlardı yakın tanıklarıydı. Karşılaştıkları baskıları mizahi bir dil ile anlattı avukatlar. Kimisi ‘JİTEM suikastından kıl payı kurtuldum’ derken, kimisi ise ‘Duruşmalara katılıyorduk. Duruşma bittiğinde gözaltına alınmamak için erkenden adliyeden çıkıyorduk’ dedi. Kürsüde anlatılan anıların neredeyse tümü JİTEM, gözaltı, işkence, baskı ve tutuklamalara dairdi.

Ardından baro başkan adayları tek tek kürsüye çıkarak projelerini anlattı. Çok sayıda avukatın katıldığı Genel Kurul Toplantısı akşam saatlerinde sona erdi. Diyarbakır Barosuna üye avukatlar, yarın yeni yönetimi belirlemek oy kullanacak.

Tahir Elçi diyarbakır barosu paketi