Diyarbakır'da gazeteciler tutuklamaları protesto etti: Halkın sesi olmaya devam edeceğiz
Diyarbakır'da gazeteciler gözaltı ve tutuklamaları protesto etti. Abluka altında yapılan açıklamada, "Bizler bir kez daha buradan sesleniyoruz: Halkın sesi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Gerçeklerden taviz vermeyeceğiz" denildi. Gazeteciler bir süre oturma eylemi yaptı.
Rojhat ABİ
DİYARBAKIR- Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), gazetecilere yönelik artan baskılara karşı Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesi Ofis Semti'nde bulunan AZC Plaza önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya; Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri Adalet Kaya ve Ceylan Akça, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Temsilcisi Mahmut Oral ve DİSK Basın-İş Temsilcisi Mahmut Oral ile çok sayıda gazeteci katıldı.
Açıklamada 'Özgür basın susturulamaz' yazılı pankart ile tutuklu gazetecilerin fotoğrafları taşındı.
Basın açıklamasının Kürtçesini MKG Başkanı Roza Metina, Türkçesini ise DFG Eşbaşkanı Selman Çiçek okudu.
GAZETECİLER POLİS ABLUKASI ALTINDA AÇIKLAMA YAPTI
Gazeteciler açıklama yaptıkları sırada, SİHA saldırısı sonucu katledilen Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ı anınca polis tarafından ablukaya alındı.
'KÜRT GAZETECİLER BASKIYI İKİ KAT DAHA FAZLA HİSSEDİYOR'
Abluka altında yapılan açıklamada konuşan DFG Eş Başkanı Selman Çiçek, Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik baskıların sistematik bir şekilde sürdüğüne dikkat çekti, gazetecilerin her gün yeni gözaltı operasyonlarıyla uyandığını söyledi. Çiçek, "Bu gözaltı furyaları sadece izlenilmekle kalınıyor. İktidarın siyasi ve ekonomik krizler yaşadığı bu süreçte, ilk hedeflenen yine basın emekçileri oluyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) verilerine göre, Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 'çok vahim' durumda olan ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye'de basın özgürlüğü değerlendirilirken, özellikle Özgür Basın üzerindeki baskılara dikkat çekmek gerekecek. Genel olarak tüm basın emekçileri yoğun bir baskı altındayken, Özgür Basın çalışanları ve Kürt gazeteciler bu baskıyı iki kat daha ağır hissediyor. Türkiye, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Kürt gazeteciler için bir cezaevine dönüşmüş durumda" dedi.
'İKİ GAZETECİ KATLEDİLDİ, 15 GAZETECİ TUTUKLANDI'
Gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara dikkat çeken Çiçek, "Bizler tutuklu arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmasını beklerken, bu süreçte yeni tutuklanmalar gerçekleşti. Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, Kuzey ve Doğu Suriye'de haber takibi sırasında 19 Aralık'ta Türkiye tarafından SİHA ile hedef alınarak katledildi. Bu katliamları İstanbul’da protesto eden gazeteciler Gülistan Dursun, Hayri Tunç, Enes Sezgin, Osman Akın, Can Papila, Pınar Gayıp ve Serpil Ünal, 22 Aralık'ta gözaltına alınarak, tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, 17 Ocak'ta gerçekleşen ev baskınlarında ise gazeteciler Necla Demir, Rahime Karvar, Ahmet Güneş, Welat Ekin, Vedat Örüç ve Reyhan Hacıoğlu, 'örgüt üyesi olmak' iddiasıyla tutuklandı. Aynı soruşturma kapsamında, 22 Ocak'ta gazeteci Eylem Babayiğit de evine yapılan baskınla gözaltına alınarak tutuklandı. Öte yandan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerine yönelik operasyonda gözaltına alınan Etkin Haber Ajansı muhabiri Züleyha Müldür de 25 Ocak’ta tutuklandı. Son süreçte toplam 2 gazeteci katledildi, 15 gazeteci ise tutuklandı" diye konuştu.
'GAZETECİLİK YARGILANAMAZ'
Bu süreçte gazeteciler Seyhan Avşar, Ahmet Doğan Akın ve Candan Yıldız hakkında da Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'e dair sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek soruşturma başlatıldığını hatırlatan Çiçek, "Gazetecilik yaptığı dönemde hakkında açılan davalardan yargılaması süren Siirt Belediye Eşbaşkanı Sofya Alağaş'ın duruşması Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sofya Alağaş gazetecilikten yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Bizler gazetecilik faaliyetlerinden dolayı Sofya Alağaş'a verilen bu cezanın hukuksuz olduğunu ve gazeteciliğin yargılanamayağını bir kez daha dile getiriyor ve Özgür Basın’a kesilen bu cezalarla asla gerim adım atmayacağını yineliyoruz. Gazetecilerin tutuklanması, mesleklerini icra etmeleri engellenirken, dışarıda çalışan gazetecilerin de haber yapmaları, baskılarla engelleniyor. Serbest bırakılan gazeteciler bile sürekli gözdağı ve yıldırma politikalarıyla karşılaşıyor; zamanlarının büyük kısmı adliye koridorlarında geçiyor. Bir kez daha söylemek istiyoruz: Gazetecilerin tutuklu olduğu bir ülkede basın özgürlüğünden bahsetmek mümkün değil" dedi.
'HALKIN SESİ OLMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Baskı ve tutuklamalar sürerken bir yandan da sansür ve yayın engellerinin de hız kesmeden devam ettiğini vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu:
"Haber ajansları ve medya kuruluşları, sistematik bir şekilde sansüre maruz bırakılıyor. AKP iktidarı, beğenmediği haber içeriğine erişim engeli getiriyor. Bu süreçte halkın sesi olan Yeni Yaşam Gazetesi, JINNEWS ve Mezopotamya Ajansı (MA) gibi ajansların sosyal medya hesapları erişime engellendi. Yeni yıl ile birlikte Türkiye'de demokrasi ve adalete olan inancın yeniden yeşermesi için bazı girişimler yapılırken, diğer yandan gazetecilere yönelik bu saldırılar ülkenin demokrasisinin ne kadar gerilediğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Basının özgür olmadığı bir yerde, toplumun özgürlüğünden ve demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Bizler, tutuklu gazetecilerin meslektaşları olarak bir kez daha buradan sesleniyoruz: Halkın sesi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Gerçeklerden taviz vermeyeceğiz. Gazetecilere yönelik bu baskı politikası sona erene ve cezaevlerindeki tüm gazeteci arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar mücadelemiz devam edecek. Ve şunu her zaman haykıracağız: Gazetecilik suç değildir!"
AKÇA: NAZIM VE CİHAN ONURUMUZDUR
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça da "Bu mesleği sürdüren gazetecileri anıyorum. Mesleğini icra ederken katledilen gazeteciler Gülistan Tara, Hero Bahadin, Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ı anıyorum. İsrail’in katlettiği Anadolu Ajansı’nın muhabirini de saygıyla anıyorum. Filistin’deki insanlığa karşı suçları belgelerken katledilen Arap gazeteciyi de saygıyla anıyorum. Gazetecilik hiçbir şekilde suç değildir. Türkiye’de birkaç gündür siyaset dizaynı için ifade özgürlüğüne yönelik yoğun baskılar var. Kürt gazetecilere yönelik, yargı, tutuklama, cezaevine konulmasına toplumun rıza göstermesini bir biçimde sağladılar. Buna ses çıkarmayan herkes şimdi aynı rıza ile baskı altına alınıyor, soruşturmalarla karşı karşıya kalıyor, ifadeye çağırılıyor. Dün Kürt’e yapılana susanlar bugün Kürt’e yapılanlardan paylarına düşeni alıyorlar. Siyasetin gündemi gazeteciler üzerindeki baskılarla kontrol ediliyor. Bu oyunları bozarız. Gazetecilik suç değildir. Nazım da Cihan da bizim onurumuzdur. İsimlerini, anılarını yaşatmaya devam edeceğiz” dedi.
GAZETECİLER OTURMA EYLEMİ YAPTI
Abluka altında yapılan açıklamanın ardından oturma eylemi yapıldı. Oturma eylemi sırasında tutuklanan gazetecilerin ismi okunarak 'burada' denildi.