9 merkez kapanmıştı: İstanbul'daki akciğer merkezi de kapanma riskiyle karşı karşıya

9 merkez kapanmıştı: İstanbul'daki akciğer merkezi de kapanma riskiyle karşı karşıya
Ege Üniversitesi'nde bulunan merkezin de kapatılmasıyla Türkiye'de akciğer nakli merkezleri 11'den 2'ye düştü. Şimdi İstanbul Kartal Koşuyolu Akciğer Nakil Merkezi’nin de kapanma riski var.

Artı Gerçek - Tıpta en zor nakil işlemi olarak bilinen akciğer nakli konusunda Türkiye’de 214 hasta adeta ölümü bekliyor. Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinde akciğer nakli yapan merkezlerin nakil ruhsatlarını kaybetmesi ile merkezler teker teker kapandı. Nakil ruhsatı verilen ekiplerdeki akciğer cerrahları veya göğüs hastalıkları uzmanların emekli olarak veya emekliliği beklemeden istifa ederek özel hastanelere geçmesi ile nakil ruhsatlarının iptal olması nedeniyle nakil merkezlerinin sayısı son yıllarda 11’den 2’ye düştü. En son geçtiğimiz yıl Eylül ayında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Akciğer Nakli Merkezi kapandı.

SADECE İSTANBUL VE ANKARA'DA HİZMET VAR

Türkiye’de şu anda sadece Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma ile Ankara Bilkent Şehir hastanelerinde nakil merkezleri hizmet veriyor. Ancak Kartal Koşuyolu Akciğer Nakil Merkezi’nin de kapanma riski bulunuyor.

Gazete Yenigün'den Kenan Yeşil'e konuşan Pulmoner Hipertansiyon ve Skleroderma Hasta Derneği (PAHSSc) Başkanı Meltem Ak, hastaların karşı karşıya kaldıkları durumu şöyle anlattı:

'HASTALAR HER GÜN BİRAZ DAHA ÖLÜME YAKLAŞIYOR'

“Nakil merkezlerinin kapatılması nakil olmuş hastalar için de bir tehlikedir. Olumsuz durumda nakil olmuş hastaların gidip destek alabilecekleri bir birim kalmıyor. Nakil bekleyen 214 hasta var ve hasta sayısı vefat ederek değil nakil yapılarak yaşama döndürülerek azaltılması gerekiyor. Akciğer nakli bekleyen hastalar her gün biraz daha ölüme yaklaşıyor.”

İdiopatik pulmoner fibrozis hastası babasını 3 yıl önce, akciğer nakli şansı yakalayamadan kaybeden PAHSSc Başkanı Meltem Ak, akciğer nakli bekleyen hastalar için mücadele veriyor. Türkiye’deki akciğer nakli sorununun kadavra bağışı düşüklüğünden ve varsayılmış onam sisteminin olmamasından kaynaklandığına dikkat çeken Meltem Ak, şöyle konuştu:

'KADAVRA BAĞIŞ ORANI ÇOK DÜŞÜK'

“Kadavra bağış oranı çok düşük ve bekleyen hasta sayısı 200’ün üzerinde. Varsayılmış onam sisteminin Türkiye’ye getirilmesi gerekiyor. Organlarınızı bağışlasanız dahi vefat ettiğinizde bir yakınınız 'hayır' dediğinde organlarınızı bağışlamış olmanız herhangi bir sisteme dahil edilmediği için fayda sağlamıyor. Sistem gelirse dünyadaki örnekleri gibi insanlara nefes olma şansımız olacak. Organlarımız toprak olmasın, yaşam olsun. Organlarımızı toprağa götürmeyeli insanlara can olsun.”

Ege Üniversite Tıp Fakültesi’ndeki Nakil Merkezi’nin kapanması ile Türkiye’de 11 tane olan Akciğer Nakil Merkezi sayısının 2’ye düştüğünü hatırlatan Ak, “İzmir’deki merkezin kapanması ile 25 hastamız mağdur oldu. Hastalarımızı kaybedeceğimizi söylemiştik. O dönem hayatta olan Serhat Işık arkadaşımızı kaybettik. 4 yaşındaki evladımız babasız kaldı. Tüm çabamız anne babalar evlatsız, evlatlar anne babasız kalmasın diyedir” dedi.

NAKİL OLMUŞ HASTALARIN DA GİDECEK YERİ KALMIYOR

Nakil merkezlerinin kapatılmasının nakil olmuş hastalar için de tehlike arz ettiğine dikkat çeken Meltem Ak, yaşanabilecek herhangi bir olumsuz durumda nakil olmuş hastaların gidip destek alabilecekleri bir birimin kalmadığını söyledi.

Nadir hastaların tanı almakta da çok geç kaldığını ve yetim ilaç denilen ilaçlara erişim konusunda da sıkıntılar yaşandığını vurgulayan Ak, acil müdahaleye ihtiyaç duyulan noktalarda hastalara müdahale edilebilir durumda olunmadığını dile getirdi.

Hastaların görünmez engellilik durumu olduğundan bahseden Ak, son olarak şunları söyledi:

“Nadir hastaların illaki İstanbul veya Ankara’da yaşayabilecek durumları olmuyor. Çok uzak şehirlerde yaşayan hastaların bu merkezlere yakın bir yere taşınması gerekiyor. Eğer uygunluk çıkarsa belli saatler arasında nakil yapılıyor. Ciddi anlamda bakıma muhtaç hastalarımız var. 7-24 oksijen cihazına bağlı olarak yaşamını devam ettiren hastalar var. Bu hastalara bakabilmek için işlerinden ayrılan yakınları var. Hastaları bir yerden bir yere taşımak ciddi bir sorun.” (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar