Dr. Nevruz Uğur: Okulu terk eden çocukların yüzde 70’inin anadili ve eğitim dili farklı

Dr. Nevruz Uğur: Okulu terk eden çocukların yüzde 70’inin anadili ve eğitim dili farklı
Dr. Nevruz Uğur, anadilinde eğitim alamayan çocukların okullarda dezavantajlı konumda olup eğitim hakkına sağlıklı bir biçimde erişemediğini belirtti. Uğur, "Okulları terk eden çocukların yüzde 70’inin anadili ile eğitim dili farklı" dedi.

Artı Gerçek - Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şubesi, 21 Şubat Dünya Anadili Günü dolayısıyla “Kürt Edebiyatının Dünü, Bugünü, Yarını ve Anadilde Eğitim Sorunsalı” başlıklı bir panel düzenledi. Eğitim Sen Şube binasında gerçekleştirilen panele pek çok kişi katılım sağlarken, “21 Şubat Dünya Anadili Günü Kutu Olsun” pankartının asıldı.

Panelde ilk olarak söz alan eğitimci Dr. Nevruz Uğur, tarihte emperyalist ve işgalci güçlerin işgal ettiği bölgelerdeki dil yaklaşımını özetledi. Anadilde eğitime erişemeyen bir çocuğun yaşadığı sorunlara dikkati çeken Uğur, “Anadilde eğitim alamadığınızda okullar dilinizin konuşulmadığı, eğitime erişemediğiniz, eşitsizliğe ve ayrımcılığa maruz kaldığınız yerler oluyor" dedi.

'KÜRTÇE BÜYÜK BİR DİL YİTİMİNE MARUZ KALIYOR'

Okulu terk eden çocukların yüzde 70’inin anadili ile eğitim dilinin farklı olduğunu söyleyen Uğur, "Böylece eğitime erişemeyince akademik başarıya, daha iyi bir hayata erişemiyor. Okulda anadilinde eğitim gördüğünde ise orası var olmak istediği yer alıyor. Farklı kültürleri gördüğü, daha nitelikli, daha başarılı olduğu bir yer alıyor" diye konuştu.

Türkiye’de yaklaşık olarak 30 anadilin olduğuna işaret eden Uğur, Türkiye'nin politikasının ise tek dil üzerine şekillendiğini belirtti. 1999’dan sonra hem yasakların hem de reformların iç içe geçtiği bir sürecin içine girildiğini vurgulayan Uğur, “Kuşaklar arasında Kürtçenin büyük bir dil yitimine maruz kaldığını görüyoruz” diye belirtti.

'KÜRTLERİN ŞAİRİ VAR'

Ardından Eğitimci ve Yazar Reşat Özkaplan, Kürt edebiyatının divan edebiyatına etkilerine değinerek, “Kürtlerin de yüzün üzerinde şairi var. Ancak ne yazık ki cumhuriyet döneminde bir ayıklanma çalışması yapıldı ve Kürtçe kitaplar ve eserler kütüphanelerde yakıldı, yıkıldı. Bir ara Fuzuli’nin Kürt olup olmadığı soruldu. Nedeni ise şu; Diyarbakır’da bir halk kütüphanesinde Kürtçe şiir kitabının üzerinde Fuzuli yazan bir kitap vardı. Meğerse kütüphane müdürü bu yakma dönemlerinde Kürtçe bir kitabın üstüne yakılmasın diye ‘Fuzuli’ yazmış" hatırlatmasını yaptı.

'15 YILDA 3 BİN 295 KİTAP BASILDI'

“Kürt edebiyatının bir tarihi var mıdır?” diyerek sözlerine başlayan Eğitimci-Yazar Hüseyin Deniz ise, Kürt Edebiyatının sürekli darbeler ve sürgünler yaşadığını anımsattı. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte Kürtlerin çift çanakla yayın yapmaya başladığını, yurt dışından Kürtçe kitapların gelmeye başladığını dile getiren Deniz, şöyle devam etti:

"2002 Avrupa Birliği sürecinde bir rahatlama geldiyse de yine amaca ulaşılamadı. 2013’de reformla birlikte Kürtçe kurslar açıldıysa da küçük sebeplerle kapatıldı. Ama Kürtler boş durmuyordu. Mezopotamya Kültür Merkezi’nin kurulması, Kürdistan dışındaki illerde Kürtlerin bir araya gelmesi önemliydi. Diyarname istatistiklerine göre, son 15 yılda 3 bin 295 adet Kürtçe kitap basılmış." (MA)

Öne Çıkanlar