Edelman-Erdemir: Erdoğan’ın rehine diplomasisi ülkeye ve halkına zarar veriyor

'Türk Cumhurbaşkanı ve üst düzey yardımcıları, daha savcılar bir iddianame hazırlayamadan şüphelileri mahkum etmek için sık sık anayasayı ihlal ediyor.'

Edelman-Erdemir: Erdoğan’ın rehine diplomasisi ülkeye ve halkına zarar veriyor

ARTI GERÇEK - Amerika Birleşik Devletleri’nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman ve Demokrasileri Koruma Vakfı kıdemli direktörü Aykan Erdemir, İstanbul’da casusluk suçlamasıyla gözaltına alınan İsrailli çift olayından yola çıkarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın "rehine diplomasisi"ni değerlendirdi.

The Dispatch sitesinde yayınlanan yazı şöyle:

İstanbul'u ziyaret eden İsrailli bir çift olan Mordy ve Natalie Oknin, Türkiye'yi ziyaret etmeye korkan İsrailliler arasındaki korkuları dağıtmak amacıyla bir video çekti. Videosunu sosyal medyada paylaşan Natalie vatandaşlarına verdiği mesajda, "Korkacak bir şey yok. Türkiye eğlenceli ve güvenlidir, İbraniceyi açıkça konuşabilirsiniz. Biz İsraillileri seviyorlar" dedi. Eşi de, "Geinl, her şey yolunda" diye ekledi.

Ancak Okninler kısa bir süre sonra gözaltına alındı ve asılsız casusluk suçlamalarıyla altı gün boyunca hücre hapsinde kaldılar. Çift ancak Ankara ile Kudüs arasındaki arka kanal görüşmelerinin ardından evlerine dönebildiler. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müdahalesiyle hızla çözüme kavuşturulan bu kriz, rehine diplomasisinin gözaltına alınan mağdurlara verdiği zararı ve Türkiye'ye verdiği tali zararı örtmemelidir.

Okninlerin Türk yetkililerle başını belaya sokan şey, İstanbul'un turistik yerlerinden biri olan Çamlıca telekomünikasyon kulesini ziyaretleriydi. Kulenin açılışını mayıs ayında büyük bir tantana eşliğinde yapan Erdoğan, "Çamlıca Kulesi’nin ülkenin modern çağdaki vizyonunu" simgelediğini söyleyerek övündü.

İsrailli çift, kulenin restoranı ve seyir terasının keyfini çıkarırken, yakınlardaki bir başka turistik cazibe merkezi olan Erdoğan'ın İstanbul konutunun da fotoğraflarını çektiler. Bu olayın dört gün ilerisine gidelim. Türkiye İçişleri Bakanı, Erdoğan’ın Okninlerin evinin fotoğraflarını çektiklerini belirterek bu nedenle "siyasi ve askeri casusluk"la suçlanmaları gerektiği yolundaki beklentisini ifade etti.

Benzer düzmece suçlamalarla iki yılını Türk hapishanelerinde geçiren Kuzey Karolinalı rahip Andrew Brunson olayında olduğu gibi… Erdoğan, Brunson’ı Washington'dan tavizler koparmak amacıyla bir piyon olarak kullandı, Türkiye'nin hükümet yanlısı medyası Oknins'i hemen suçlu ilan etti. Kışkırtıcı antisemitik yayınlarıyla tanınan Yeni Akit gazetesi, çifti yalnızca "İsrail casusu" olarak damgalamakla kalmadı, aynı zamanda suçlamaların gülünçlüğünü vurgulayan Türk gazetecileri de hedef aldı. 2018'de aynı gazete Brunson'ı "Casus Brunson" ve "ABD'nin terörist rahibi" diye karalamıştı.

Erdoğan'ın rehine diplomasisi, Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminden sonra dış politikasının temel dayanağı haline geldi. 2018'de Demokrasileri Savunma Vakfı için yazdığımız bir raporda, 50'den fazla Batılı vatandaşın veya daimi oturma izni sahibinin şüpheli siyasi suçlamalar ve uzun tutukluluklarla mağdur edildiğini belgeledik. Bunlar, Dışişleri Bakanlığı'nın yurtdışında istihdam ettiği yerel personel için kullanılan terim olan "üç ABD dış hizmet vatandaşını" da kapsıyor.

Amerikalılar, Avrupalılar ve İsrailliler Türkiye'nin Kafkaesk mahkemelerinde kapana kısılmışken, Ankara İran, Rusya ve Venezuela'dan gelen ziyaretçilere bu tür tacizleri uygulamıyor. Çin vatandaşları, Pekin'in Sincan'daki soykırım kampanyasını eleştiren sürgündeki Uygur muhalifleri değillerse, büyük bir dokunulmazlıktan yararlandı. Bu, Brunson'ın ve aynı zamanda günah keçisi haline gelen diğer Batılıların kaderinin tesadüf olmadığının altını çiziyor.

Erdoğan'ın rehineleri pazarlık piyonları olarak kullanmaya yönelik bariz girişimleri üzerine, Edelman Washington Post’a yazdığı bir makalede Trump yönetimini, Brunson'ı ABD yaptırımlarından kaçmak için milyarlarca dolarlık bir planın elebaşı olan Reza Zarrab ile takas etmeme konusunda pazarlıktan kaçınması konusunda uyardı.

Zarrab'ın federal mahkemede verdiği ifadeye göre, Erdoğan, İran’ın ABD yaptırımlarını aşması için bizzat devreye girmişti.Trump, Brunson'ı serbest bırakmak için Zarrab'ı takas etmedi, ancak Erdoğan, bir Hamas zanlısını İsrail nezaretinden kurtarmak için Brunson'dan yararlanmayı başardı. Bu, Trump'ın o zamanki İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'dan istediği bir iyilikti.

Erdoğan'ın komik mahkemelerinin paramparça ettiği hayatların yanı sıra, Türkiye ve vatandaşları Erdoğan'ın rehine diplomasisinin kurbanı oluyorlar. Türk lirası, Oknins'in altı günlük tutukluluğu sırasında dolar karşısında yüzde 5 daha değer kaybetti. Ocak ayından bu yana değerinin yüzde 40'ını kaybeden Türkiye'nin para birimindeki erimeyi şiddetlendirerek, onu en kötü performans gösteren piyasa para birimi haline getirdi. Çift haneli enflasyonla birlikte bu düşüşe, Erdoğan'ın sadece bireyleri değil, aynı zamanda yabancı sermayeyi de korkutan kararları neden oluyor.

Erdoğan'ın rehine diplomasisi, kronik cari açıktan muzdarip bir ülke için önemli bir döviz kaynağı olan Türkiye'nin turizm sektörünü de vuruyor. Jerusalem Post yazarı Herb Keinon, İsraillileri "Türkiye'ye gitmeyin" diye uyardı. Yazar, İsrail hükümetini ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde bir kampanya başlatarak selfie çeken turistleri Türkiye'de nelerin beklediği konusunda uyarmaya çağırdı.

Türkiye'nin turizm sektörü çalışanları, Erdoğan'ın rehine diplomasisinin son bölümünde kaç kişinin işini kaybedeceğini merak ederek Oknin dramasını korkuyla izlemiş olmalılar.

Bu sefer, İsrail'in en üst düzeylerdeki arka kapı diplomasisi, Erdoğan'ı duruşma için Aralık ayında gün verilen Oknin çiftinin hemen serbest kalması için harekete geçirdi. İsrail Başbakanı Bennett ve Dışişleri Bakanı Lapid, bu müdahalesinden dolayı "Türkiye Cumhurbaşkanı ve hükümetine işbirliğinden dolayı" teşekkür etti.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Erdoğan'ı telefonla arayarak "kişisel müdahalesi ve katkılarından dolayı" teşekkürlerini iletti. İsrail Kanal 12, Erdoğan'ın Okninlerin serbest bırakılmasına yardımcı olmak için İsrailli liderlerden kamuoyuna bir şükran ifadesi istediğini bildirdi. Bu, Türk Cumhurbaşkanı'nın iyi ya da kötü, Türkiye'nin hukuk sistemi üzerindeki mutlak kontrolünün bir başka hatırlatıcısı oldu.

Türk Cumhurbaşkanı ve üst düzey yardımcıları, daha savcılar bir iddianame hazırlayamadan şüphelileri mahkum etmek için sık sık Anayasa'yı ihlal ediyor. Die Welt'in Türkiye muhabiri Deniz Yücel'in yargılandığı davada Erdoğan, onu "casus" ve "terörist" olarak karalamakla kalmadı, cumhurbaşkanı olduğu sürece asla serbest bırakmayacağına söz verdi.

Bu arada, hükümeti de Yücel'in özgürlüğü karşılığında Almanya'dan askeri teknoloji talep etmekle meşguldü, bu da Alman gazeteci Arnd Henze'nin Tagesschau gazetesine yazdığı makalesinde Berlin'i bu tür tavizler vermemesi konusunda uyarmasına neden oldu.

Nihayetinde Türk Cumhurbaşkanı'nın hesaplı gaddarlığı sadece Okninlere ve onlardan önceki siyasi rehinelere değil, Türkiye'nin küresel imajına, zordaki ekonomisine ve daha da önemlisi halkına da zarar verdi. Erdoğan'ın Türkiye'sinin, yabancı uyrukluları pazarlık kozu olarak kullanma çılgın ve gayri medeni uygulamasına son vermesinin zamanı geldi.

ABD rehine Tayyip Erdoğan Aykan Erdemir