Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak: ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu bize uygulanan şiddetin ta kendisidir’

Eylemlerinin 8’nci günüde Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak Artı Gerçek'e konuştu: ‘Öğretmen Meslek Kanunu o gün bize uygulanan şiddetin ta kendisidir. O gün bizim önümüze kurulan barikat kendisiydi.’

Seda TAŞKIN


ANKARA - Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi öğretmenler, AKP-MHP tarafından Meclis’e sunulan ve Genel Kurul’da görüşülen Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı eylemini sürdürüyor. Dün Milli Eğitim Bakanlığı önünden Meclis’e yürümelerine izin verilmeyen ve gözaltına alına öğretmenler bugün de eylemini Meclis Parkı’nda sürdürüyor.

Artı Gerçek’e konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, iki yıl önce çıkartılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlerin sorununu çözmediğini söyledi. İtirazlar üzerine Milli Eğitim Bakanı'nın bazı revizyonlar yaptığını söyleyen Irmak, “Bu bizler açısından heyecan yarattı. Ancak Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda hiçbir talebimizin yer almadığını gördük. Öğretmenlik sorunlarıyla ilgili olmayan ama kendilerine bir kadro faaliyeti yürütmek üzeri oraya bir Milli Eğitim Bakanı yerleştirmişler. Bunun dışında başka bir şey yok bu kanunda. Bizler artan sorunlara karşı öğretmenlik kanun tasarısı beklentisindeydik” dedi.

‘KANUN ŞİDDETE ÇÖZÜM GETİRMİYOR’

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eğitim emekçilerine yönelik şiddete karşı çözüm getirmediğini söyleyen Irmak, “Orada öğretmenlerin sorununu çözecek bir hüküm yok. Yani nereden bakarsanız bakın eğitim emekçilerinin yaşadığı hiçbir sorun Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda yer almıyor. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Bunu kabul etmediğimizi komisyona katılan arkadaşlarımız da dile getirdi” dedi. Irmak sözlerini şöyle sürdürdü:

‘DEVLET ŞİDDETİYLE KARŞI KARŞIYA KALDIK’

“Formaliteden bizlerden görüş alıyorlar. Hiçbir görüşümüz de orada yer almıyor. Bizler bu Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu kabul etmediğimizi dile getirmek için 8 gündür Meclis Parkı’nda nöbet tutuyoruz. Dün de bakanlık önünde yürüyerek Meclis önünde mesajımızı vermek istedik. Ancak devlet şiddetiyle karşı karşıya kaldık. Birçok arkadaşımız darp edilerek gözaltına alındı. Arkadaşlarımızın yüzlerine direk biber gazı sıkıldı. İşte Öğretmenlik Meslek Kanunu o gün bize uygulanan şiddetin ta kendisidir. O gün bizim önümüze kurulan barikat kendisiydi. O gün bizim en demokratik haklarımızı kullanılmasını engelleyen çabanın ta kendisiydi.”

'AKP İKTİDARININ NE ÖĞRETMEN NE DE ÖĞRENCİYE VERECEK SÖZÜ YOK'

Eylemlerinin 8’nci gününde Eğitim Sen, Meclis Parkı’nda basın açıklaması da gerçekleştirdi. Basın açıklamasında sık sık “Laik, bilimsel, anadilde eğitim”, Zafer direnen emekçinin olacak, “Mücadele dersini öğretmenler veriyor” sloganları atıldı. Açıklamada söz alan KESK Genel Başkanı Ayfer Koçak, Türkiye’de 85 bin ücretli öğretmenin çalıştığını belirterek, öğretmenleri bir ay boyunca derse girmesi durumunda bile sadece 12 bin liraya yakın maaş aldıklarını söyledi. AKP iktidarının ne öğretmen ne de öğrenciye verecek sözü olmadığını söyleyen Koçak, “Bugün artık AKP iktidarından bir şey talep etme zamanı değil, birleşe birleşe mücadele etmek zamanıdır. Dur deme zamanı gelmiştir” dedi.

KESK Ankara Şubeler Platformu adına açıklamayı Mehmet Aydoğdu yaptı. Aydoğdu, “Dün Ankara’nın göbeğinde, TBMM’in yakınında öğretmenlere, sendika ve konfederasyonumuzun yöneticilerine çetelere, mafyalara, rantçılara, depremde on binlerin ölümüne neden olan müteahhitlere kurulmayan barikatlar kuruldu, yasaklamalar getirildi. Defalarca TBMM Meclis parkına kadar yürüyüp parkta açıklama yaparak oturma eylemi yapacağımızı, eylemimizin tamamen barışçıl ve demokratik olduğunu ifade etmemize rağmen güvenlik güçleri iktidarın talimatıyla binlerce güvenlik gücünü karşımıza dikerek yasaklamada ısrar etmişlerdir” dedi.

Anayasal hakkını kullanmak isteyen, Eğitim Sen üyelerinin şiddete maruz kaldığını belirten Aydoğdu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Başka bir sendikanın yürüyüşüne olması gerektiği gibi izin veren güvenlik güçleri sendikamız Eğitim Sen’in yürümesini ve basın açıklamasını ise çoğunluğu sendika MYK üyelerimiz, yöneticilerimiz olmak üzere 11 arkadaşımızı darp edip gözaltına alarak engellemiştir. Açıkça sendikal ayrımcılık yapıldı. Konfederasyonumuz yürütme kurulu üyeleri, Sendikalarımız yönetici ve üyeleri yerlerde sürüklenmiş, hedef alınarak gözlerine gaz sıkılmıştır. Bu durum başta anayasanın 10 maddesi olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin polis zoru ve şiddetiyle ortadan kaldırılmasıdır.
Ülkemizi sendikal hakların kullanımında dünyada en kötü 10 ülke listesine sokanlar bu yasaklama ve saldırıyla eleştirilerin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ispatlamışlardır.”

‘KULAKLAR TIKANDI, BAKANLIK BİLDİĞİNİ OKUDU’

AKP-MHP iktidar bloğunun uyarıları ve eleştirileri dikkate almadıklarını belirten Aydoğdu, “Cemaatlerin, tarikatların isteklerine göre hareket etmektedir. Yasa teklifinin hazırlanma sürecinde yandaş sendikalar dışında kimsenin düşünce ve önerileri alınmamış, eleştirilere kulaklar tıkanmış, Bakanlık bildiğini okumuştur” dedi. Aydoğdu, şöyle devam etti:

“Kanun teklifi öğretmenlik mesleğini değersizleştirmekte, öğretmenlerin iş güvencesini ciddi anlamda tehdit etmekte, eğitim fakültelerinden mezun olmayı ayrıntıya indirgeyip kurulacak Eğitim Akademileri üzerinden AKP kadrolarını yetiştirmeyi hedeflemektedir. Öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmemekte, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldırmaktadır. Eğitim emekçilerinin özlük haklarını zayıflatmakta, ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştirmektedir. Eğitim emekçilerinin kazanılmış haklarını önemli oranda ortadan kaldırmakta, eğitim fakültelerinden mezun olmayı öğretmenliğe atanmada bir ayrıntı haline getirmektedir.”

‘DEMOKRASİ GÜÇLERİNİ DAYANIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ’

Gelin nitelikli eğitim için, öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personel, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve taleplerini içerikte bir kanun hazırlayalım. Anayasal hakkımızı kullanmamızı engellemekten, sendikal ayrımcılığı derinleştiren uygulamalardan, sendikal hak ihlallerine her gün bir yenisini eklemekten vazgeçin.9 Temmuz’da tüm bu suçları işleyen güvenlik güçleri ve yetkilileri hakkında derhal soruşturma açılmasını sağlayın. Bir kez daha sendikal haklarımızın, anayasal güvence altında olan temel hak ve özgürlüklerimizi kullanmamızın engellenmesini, arkadaşlarımıza şiddet uygulanmasını, darp edilerek gözaltına alınmalarını kınıyor, protesto ediyoruz. Emek ve demokrasi güçlerini yasa tasarısı görüşmeleri boyunca devam edecek eylem ve etkinliklerimize güç vermeye ve dayanışmaya davet ediyoruz.”

Öne Çıkanlar