Ekoloji örgütlerinden yangın bölgesine ziyaret: 'İhmaller silsilesi felakete dönüştü'
Rojhat ABİ
MARDİN \ DİYARBAKIR - Mezopotamya Ekoloji Hareketi'nin çağrısıyla bir araya gelen ekoloji örgütleri, 15 kişinin öldüğü yangının ardından Diyarbakır ve Mardin'de incelemelerde bulundu. Mezopotamya Ekoloji Hareketi Eşsözcüsü Gökhan Saran, "Yangın, ihmaller silsilesiyle ne yazık ki felakete dönüştü. Yangına neden olan rant odağı DEDAŞ ve yangına hiçbir müdahalede bulunmayan iktidar, halkın canına ve malına kastederken ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat yaratmıştır" dedi.
Eoloji örgütleri, 15 kişinin öldüğü yangının ardından Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Yücebağ Köyü ve Diyarabakır'ın Çınar ilçesine bağlı Köksalan Köyü'nde incelemelerde bulundu. Halkın sorunların ve taleplerini dinleyen ekolojistler yakınlarını kaybedenlere taziye ziyaretlerinde bulundu.
'YANGINA NEDN OLAN DEDAŞ VE MÜDAHALEDE BULUNMAYAN İKTİDAR HALKIN CANINA KASTETTİ'
İncelemelerinin ardından Diyarabakır'ın Köksalan Köyü'nde yapılan açıklamayı Mezopotamya Ekoloji Hareketi Eşsözcüsü Gökhan Saran okudu. Saran, "Yer altı ve yer üstünde yaşayan yüzbinlerce canlı türünün kırımına neden olan yangın, ihmaller silsilesiyle ne yazık ki felakete dönüştü. Yangına neden olan rant odağı DEDAŞ ve yangına hiçbir müdahalede bulunmayan iktidar, halkın canına ve malına kastederken ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat yaratmıştır" diye konuştu.
'BİYOÇEŞİTLİLİK CİDDİ TAHRİBATA UĞRADI'
Kürt illerinde dönük ekonomik, ekolojik ve kültürel soykırım saldırılarının yaşamın her alanında yürütüldüğünü söyleyen Saran, "Bu saldırılar sonucu eşsiz bereketli topraklarda yaşamsal faaliyetler ve biyoçeşitlilik ciddi bir şekilde tahrip edilmiştir. Yine daha önceki orman yakmaları, köy yakmaları ve köy boşaltmalarıyla insansızlaştırmaya çalıştıkları bölgelerde şimdi de suni yangınlarla en temel hak olan yaşam hakkı ihlal edilmektedir. İktidar ve çamur medyasının felaketi ‘lokal ve sıradan’ bir durummuş gibi lanse etmeleri, yangını anız yakılması gibi basit bir nedene doğrudan bağlamaları, yangındaki sorumluluklarını örtbas etme çabasından başka bir şey olmadığını bizler çok iyi biliyoruz" dedi.
'DEDAŞ TAHAKKÜMÜ TOPRAĞI YOK EDİYOR'
Yıllardır süren yangınların DEDAŞ'ın ihmalkarlığı sonucu çıktığını ifade eden Saran, "Daha fazla rant uğruna değiştirilmeyen elektrik direkleri ve yine yıllardır Mérdîn , Riha, Amed, Êlih, Şirnex ve Sért illeri ve bu il ve ilçelere bağlı köylerde türlü zorbalıklarla buradaki halkı sömüren DEDAŞ kurumunun mevcut pratikleriyle, toplumun ve doğası üzerinde meydana getirdikleri tahakkümün bir boyutu olarak enerji, su ve toprak gasp edilmektedir. Meydana gelen yangında ortaya çıkan tahribatın boyutları gün geçtikçe daha fazla açığa çıkarken yaşanan can kayıpları ve yaralanmaların yanında yerin altında yaşayan börtü böceğinden tutalım yer üstünde yaşayan yüzlerce canlı türünü yok etmiştir. Canlı bir varlık olan ve halkın geçimlik ekonomisinin tek dayanağı olan toprak, binbir emekle yetiştirdikleri ürünler ve mera alanları yaşanan yangında küle dönmüştür" diye konuştu.
'HALK DOĞASINA VE TOPLUMSAL YAŞAMA ÖRGÜTLÜ MÜCADELE İLE SAHİP ÇIKMALI'
Geçtiğimiz yıl yine aynı bölgede çıkan yangın sonrası yurttaşların şikayeti üzerine DEDAŞ'ın kusurlu bulunduğunu hatırlatan Saran, "DEDAŞ ve devlet herhangi bir düzenleyici ve önleyici tedbir almamıştır. Bu defa da yapılan ön inceleme raporlarında yangının elektrik kaynaklı meydana geldiği alenen ortadır. Bu gerçekle ve yangına hiçbir şekilde müdahale edilmemesinin yarattığı acı ve tahribata bakıldığında, halkın kendi doğasına ve toplumsal yaşamına örgütlü mücadele ile sahip çıkması artık kaçınılmazdır. Bizler Mezopotamya Ekoloji Hareketi olarak, Türkiye’deki çeşitli ekoloji örgüt temsilcileriyle birlikte buradaki halkımızla dayanışmak istedik. Tahribatın yaşandığı alanda çeşitli incelemelerde bulunduk. Gözlemlerimizi daha sonra raporlaştırarak detaylı bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağımız tespitler oldu" dedi.
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Küresel iklim krizi, kuraklık, endüstriyel enerji ve tarım politikaları ile birlikte topluma ve doğaya karşı yürütülen her tür ekokırım politikalara karşı duracaklarını belirten Saran, şu çağrılarda bulundu:
"Doğa talanından toplumsal tahakküme varıncaya her açıdan doğa ve toplum dengesini alt-üst eden bir iktidar gerçekliği karşısında sınır tanımayan küresel bir ekoloji mücadelesi yürütmemiz artık hayatidir. Bu açıdan tüm yaşam savunucularını ekolojik yıkıma karşı ses çıkarmaya ve yerelden küresele ortak mücadele ağını büyütmeye çağrıyoruz. Buradan bir kez daha yaşamını yitiren yurttaşların ailelerinin acılarını paylaşırken yaralı yurttaşlara geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz. Çağrımıza kulak verip Türkiye’nin dört bir yanından buraya akan dostlarımıza da teşekkürlerimizi sunarız."
'AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİ'
DEM Parti Ekoloji ve Tarım Komisyonu Eşsözcüsü Melis Tantan, yangın sırasında DEM Partili belediyelerin ve siyasetçilerin helikopter çağrısına iktidarın kulaklarını kapattığını söyledi. Kamu kurumlarının üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Tantan, yangın bölgesinin afet bölgesi ilan edilmesi çağrısında bulundu.
'KORKUNÇ BİR YIKIMLA KARŞI KARŞIYAYIZ'
Ekoloji Birliği Eşsözcüsü Süleyman Eryılmaz, "Bu yangın kesinlikle anız yangını değildir. Yangın elektrikten çıkmıştır. Burada yaşayan halkın acısını paylaşıyoruz. Korkunç bir yıkımla karşı karşıyayız. Dayanışmamızı Türkiye’nin her tarafından büyüterek, sizinle birlikte olmaya söz veriyoruz" dedi.
Malatya Çevre Platformu üyesi Hasan Kaya, "Direkte iki tane kırık olduğunu ve aynı gün gelip onardıklarını halktan duyup, kendimizde görmüş oluyoruz. Halkların bir arada birlikte ortak mücadelesini sağlamak için buradayız" diye konuştu.
'SUÇU OLANLAR HALKA HESAP VERMEK ZORUNDA'
Munzur Çevre Derneği üyesi Hatun Esen "Biz ötekileştiriliyoruz. Ormanlarımız yok edildi. Ama nedense biz çığlığımızı duyuramıyoruz. Bu zulüm artık bitsin. Annelerimiz o gece sabaha kadar feryatları yükseldi. Devlet yetkililerinin buraya müdahale etmemesi öfkeye neden oldu. Bu yangını söndürmek onların görevi. Doğamızı yok edenler, bu yangında suçu olanlar bu halka hesap vermek zorunda" dedi.
'ELEKTRİK TELLERİ UZUN YILLARDIR YENİLENMEMİŞ'
Mardin Ekoloji Derneği Felemez Öner, "Elektrik tellerinden kaynaklı bir yangın söz konusu. Bu hatlar uzun yıllardır yenilenmemiş, herhangi bir çalışma yapılmamış. Köylerin bir çok yerinde kopuk bir şekilde teller birleştirilmiş. İleride de sorun çıkaracak bir durum olarak görüyoruz” diye konuştu.
'DEDAŞ SORUMLU, ŞİKAYETÇİYİZ'
Köy sakinlerinden Hanifi Buğdaycı da "Dilekçeleri ilettik, bu hatlara kimse bakmadı. Hiç olaya bakmadan olayın çıkış nedeninin anız olduğunu söylediler. 15 canımızı aldı, hayvanlarımız telef oldu. Geçim kaynaklarımız küle döndü. Bu olayın ortaya çıkmasını istiyoruz. DEDAŞ sebeptir, yangının çıkış sebebi elektrik telleridir. DEDAŞ hiçbir köylüyü aramadan olay günü gelip onarım yaptı. Apar topar gelip onarım yaptılar. DEDAŞ sorumludur. Şikayetçiyiz. Köylülerimiz canlı şahittir. Tellerin alev aldığını gördüler. Taziyemize gelen Diyarbakır Valisi olay anını çeken arkadaşları telefonlarını alıp, görüntüleri sildi" dedi.
15 KİŞİ ÖLMÜŞTÜ
Diyarbakır’ın Çınar ve Mardin’in Mazıdağı ilçeleri kırsalında 20 Haziran gecesi elektrik tellerinden çıkan yangında 17 yerleşim yeri etkilendi. Yangında 15 kişi öldü, 40'tan fazla kişi de yaralandı. Yangında binlerce dönüm ekili alan kül oldu. Yüzlerce hayvan da öldü ve yaralandı.