Ekonomik kriz mahpusları da etkiliyor: 'Devlet sadece mahpusları değil, aileleri de cezalandırıyor'
Esra ÇİFTÇİ
İSTANBUL - Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz her geçen gün biraz daha derinleşirken toplumun farklı kesimleri de giderek yoksullaşıyor. Mahpuslar ve aileleri de krizden en çok etkilenen kesimlerin başında geliyor.
Hapishanelerde sağlık, eğitim, haberleşme, temiz ve ucuz gıdaya erişim gibi birçok hakları ihlal edilen mahpuslar, cezaevi kantinlerindeki ürünleri de piyasaya göre çok yüksek fiyata satıldığı için alamıyor. Ailelerin ise dışarıdan bir şeyler götürmesi yasak. Öte yandan özellikle hasta mahpusların ihtiyacı olan diyet menüler çıkmadığı için mahpuslar kantinden ilave gıda alması gerekiyor ama ürünlerde de ciddi bir kalite düşüşü var.
Mahpus yakınları Münevver Yazol, Hasan Demir ve Avukat Zelal Aydoğan mahpusların ekonomik krizden nasıl etkilendiklerini Artı Gerçek’e anlattılar.
'CEZAEVİNE KIYAFET DAHİ GÖTÜREMİYORUZ'
Mahpus eşi Münevver Yazol, mahpusların koşullarının genel anlamda gittikçe zorlaştığını söylüyor. Ekonomik krizden gerek mahpusların gerekse de mahpus yakınlarının çok daha fazla etkilendiğini söyleyen Yazol, eskiden en azından dışarıdan kıyafet ihtiyaçlarını karşıladıklarını ama şimdi kıyafet götürmenin dahi yasak olduğunu belirtti.
Mahpusların kıyafetlerini dahi cezaevi kantininden almak zorunda bırakıldıklarının altını çizen Yazol, sözlerine şöyle devam etti:
"Eskiden cezaevine kıyafet götürebiliyorduk şimdi artık kıyafet de yasak, hepsini kantinden almak zorundalar. Üç çocuğum var, ikisi öğrenci. Asgari ücretle çalışıyorum, evim kira. Eşime ayda beş yüz lira gönderebiliyorum. İstanbul’da yaşıyorum, eşim Manisa Akhisar cezaevinde. Üç ayda bir görüşe gidebiliyorum. Otobüs biletleri çok pahalı, 600-650 lira civarında Önce Manisa’ya gidiyorum oradan da tekrar otobüse binip cezaevine gidiyorum. Eşimin cezası bitmesine rağmen infazını da yaktılar 9 ay daha yatıracaklar. Ekonomik kriz biz aileleri fazlası ile etkilerken, cezaevlerini daha da bir etkiliyor."
'DEVLET SADECE MAHPUSLARI DEĞİL AİLELERİ DE CEZALANDIRIYOR'
Kendisinin Dersim’de yaşadığını, mahpus oğlunun ise Eskişehir cezaevinde olduğunu söyleyen Hasan Demir, yol ücretlerinin pahalılığından dolayı oğlunu sürekli ziyaret edemediğinden şikayetçi. Demir, devletin sadece mahpusları değil, aileleri de cezalandırdığını ifade ederek şunları söyledi:
“Eskişehir’de tanıdığımız kimse yok, gideceğimiz, dinleneceğimiz bir ev yok. İki sene de bir cezaevine gidebiliyoruz, o da çocuğumuzu 40 dakika görebilmek için. Yaşanan ekonomik krizle birlikte çocuğumuza da maddi destek sunmakta çok zorlanıyoruz. Cezaevi kantininde her şey fahiş fiyatla satılıyor. Örneğin dışarıda meyvenin kilosu 25 liraysa cezaevi kantininde 35-40 lira. Eşim kanser hastası tedavi görüyor, raporları olmasına rağmen, onlarca defa dilekçe yazmamıza rağmen, meclise bilgi vermemize rağmen oğlumuzu yaşadığımız bölgeye yakın bir cezaevine getirmiyorlar, bu durumdan dolayı annesi de oğlunu göremiyor."
'HAPİSHANELERİN ÇOĞU TEMİZLİK MALZEMELERİ VERMİYOR'
Son olarak konuştuğumuz avukat Zelal Aydoğan ise son zamanlarda hapishanelerden aktarılan ihlaller arasında mutlaka ekonomik sıkıntılara ilişkin bir sorun da olduğunu söylüyor. Bunların başında iaşe bedellerinin düşük olması ve bu nedenle mahpusların sağlıklı beslenememelerinin geldiğini söyleyen Aydoğan, kantindeki fiyatların da fahiş olması nedeniyse kantinden de destekleyici besin maddelerinin alınamadığını belirtti. Aydoğan şunları söyledi:
"Üstelik hapishanedeyken beslenmelerine yetmeyen bu iaşe bedelleri birikerek yüksek meblağlara ulaşıyor ve tahliye olduklarında yine kendilerinden talep ediliyor. Kantinlerdeki fiyatların yüksek olması sadece besin maddeleri için değil hijyenik ürünler için de sıkıntı yaratıyor. Hapishanelerin çoğu temizlik malzemeleri vermiyor ve mahpusların sabun deterjan, tuvalet kâğıdı, ped gibi yaşamsal ürünleri de kantinlerden almaları gerekiyor. Bu durum maddi olarak tamamen dışa bağımlı olan mahpusların ailelerinden para gelmemesi durumunda temel yaşam malzemelerinden dahi mahrum kalacakları anlamına geliyor."
'MAHPUSLAR MADDİ OLARAK ZORLANIYOR'
Bir diğer kantin sıkıntısının da bazı hapishanelerin iç çamaşırı, çorap, havlu gibi yaşamsal ihtiyaçların dışarıdan getirilmesine izin verilmeyerek hapishaneden alınmasının zorunlu tutmaları olduğunu söyleyen Aydoğan, bu durumda hem tek tipçiliğin yolunu açması hem de maddi olarak zorlanmaları nedeniyle mahpusların şikayetçi olduğu konular arasında yer aldığı söyledi. Aydoğan, şöyle devam etti:
"Bir diğer hayatı zorlaştıran durum ise mektup gönderme fiyatlarının çok yüksek olması. Mahpusların dışarıyla iletişim kurmak açısından kullandıkları en etkin yöntemlerden birinin mektuplaşmak olduğunu düşünürsek mektup fiyatlarındaki artışların onları ne kadar zorladığını anlayabiliriz.
'BAZI MEKTUPLAR YANITSIZ BIRAKILIYOR'
Öncelerde onlarca kişiyle mektuplaşan mahpuslar artık bu sayılara ulaşamıyorlar ve sırf maddi sıkıntılar nedeniyle bazı mektupları yanıtsız bırakıyorlar. Bu gibi geçim sıkıntıları mahpusların odalarında yine bir şekilde çözüme ulaşıyor. Ortak yaşam kültürü sayesinde dayanışma örülerek geliri olmayan biri dahi olsa diğer kişilerin parası olması durumunda odanın en azından temel gereksinimleri karşılanabiliyor ancak Rojavalı mahpusların aileleri Türkiye’de olmadığı için çoğuna maddi bir destek sağlayamıyorlar ve mahpusların bu nedenle koğuş arkadaşları dışında bir destekleri olmuyor.
'YALNIZLAŞTIRMA ARACI OLARAK KULLANIYOR'
Son süreçlerde bu konuya ilişkin de yardımlaşmanın önünü kesmek için Rojavalılar aynı odalara alınıyor ve hiçbirinin maddi bir kaynağı olmadığı için tamamen idarelerin insafına kalıyorlar. Yani hapishaneler maddi yetersizlikleri de bir iktidar kurma aracı ve bir yalnızlaştırma aracı olarak kullanıyor. Kitap fiyatlarının da çok yükselmesi nedeniyle istedikleri kitapları alamıyorlar, aldıramıyorlar ve bu nedenle hapishanelerden kitap talepleri git gide artıyor."