Ethem Sarısülük'ün annesinden eyleme çağrı: Oğlumu unutmasınlar
Seda TAŞKIN
ANKARA - Gezi olaylarının yıldönümünde İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube'nde yapılan basın açıklamasına, 14 Haziran 2013'te Ankara'da polis tarafından öldürülen Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfi Sarısülük de katıldı.
Sayfi Sarısülük, Ethem'in katledilmesinin ardından köye yerleştiğini, her gün oğlunun mezarına gittiğini anlattı. Anne Sarısülük, şöyle konşutu:
‘BENİM YIKILDIĞIMI OĞLUM GÖRMEYECEK’
"Beni hatırladığınız için teşekkür ederim. Benim oğlumun hayatını kaybetmesinin 11’nci yılı. Ama ben oğlum için köye gittim, yalnız kalmasın diye. Günlük olarak yanına gidiyorum, konuşuyorum ama o bana ses vermiyor. Katil ses verdirmedi. Birinci olarak katil Tayip, o yanında besliyor. Ama ben yine oğlumun yanındayım, güçlü duracağım, benim yıkıldığımı görmeyecek oğlum. Ben onun sayesinde ayakta duruyorum. Yarın anmamız var ve bütün herkes hatırlasın benim oğlumu."
‘İKTİDAR BARIŞÇIL İTİRAZLARI GÖRMEDİ’
Katılımcılar adına açıklamayı İHD Ankara Şube Eş Başkanı Aslı Saraç okudu.
Saraç, "30 Mayıs’ı 31 Mayıs 2013’e bağlayan gecenin sabahında parktakilere çok sert müdahale etti, büyük bir şiddet uyguladı. Demokrasi, polisin halka saldırması değildi ve haklarımızı biliyorduk" dedi. Saraç, şöyle devam etti:
"Barış siyasetini anlamayan, özgürlükleri hızla yok eden ve Taksim’deki Gezi Parkı’nı da yapılaşmaya açmak isteyen siyasetsizliğe karşı barışçıl ve sivil bir itaatsizlik eylemine bu şekilde iktidar şiddeti sergileyenlere karşı tansiyonumuz tüm şehirlerde yükselince, tarihin en değerli ve en büyük sivil eylemi başladı: Gezi Direnişi."
Gezi protestolarının ekolojik, sosyolojik anlamda kimseyi dışarda bırakmayan, yasaklara isyan eden ve özgürlük talep eden ve imara açılan parklara karşı bir sivil itaatsizlik eylemi olduğunu söyleyen Saraç, “’Yasaklara, fermanlara, başına buyruk kararlara illallah’ denildi günlerce” dedi.
‘KAVALA’YA SES VERİYORUZ; BİZ DE GEZİ'DEYDİK’
Taksim Dayanışmasının barışçıl ve hukuki hakları korumak ve siyasete iletmek amacıyla bir ‘barış köprüsü’ olduğunu söyleyen Saraç, "Siyaset, insan hakları adına desteklenmesi gereken, demokratik ve sivil dayanışma örgütlerini el üstünde tutmalı ve muhatap almalıdır. Halbuki o siyasetsizlik; Taksim Dayanışması üyelerini haksızca tutsak etti. AİHM kararına rağmen, hukuksuz ve delilsiz bir şekilde tutsak olan; Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Osman Kavala’ya buradan ses veriyor, selamlıyor ve ‘Biz de Gezi’deydik’ diyoruz” dedi.
“Gezi’nin çapulcuları, ülkenin gençleri, barış ve özgürlük istiyor, isteyecekler” diyen Saraç, Gezi’yi hatırlamak ve yeniyi inşa etmek için bir araya geldiklerini söyledi. Saraç, şöyle devam etti:
“Gezi’nin hayaleti; siyasetsizleri, savaş üretenleri ve rantçıları korkutmaya devam edecek. Gölgelerini satamadığınız ağaç bizim, Ethem Sarısülük biziz, Berkin Elvan hepimiziz, Ali İsmail Korkmaz tüm Eskişehir’dir. Antakyalı Abdullah Cömert’i, Ahmet Atakan’ı, Lice’li Medeni Yıldırım’ı, Gülsuyu’nda katledilen Hasan Ferit Gedik’i, trafik kazasında yitirdiğimiz Mehmet Ayvalıtaş’ı saygıyla anıyor ve selamlıyoruz. Tüm Gezi şehitlerini unutmuyoruz. Roboski’yi de unutmuyoruz. Pozantı’yı, Gazi’yi, Cizre’yi de unutmuyoruz. Unutmadıklarımızla çoğalıyoruz. Sizin de unutmadığınızı biliyor ve karmaşanızı da anlıyoruz. Ama sakin olunuz. Bizim bulunduğumuz yerde hala durmamıza devam etmemiz için bu unutmadıklarımızın yaşanmasına gerek yok. Ya da biraz tedirgin olunuz.”
‘ETHEM SARISÜLÜK’Ü UNUTMAYACAĞIZ’
Cezasızlığın, insan hakları ihlallerinin 11’nci yılında oldukları söyleyen Saraç, Ethem Sarısülük’ü 1 Haziran 2013 günü saat 17.37’de Güvenpark’ta öldüren katilin para cezasıyla serbest kaldığını, cezasızlığın, hukuksuzluğun halkın adalet duygusunda açtığı yarayı ve bunu unutmadıklarını aktardı. 11’nci yılında Gezi Direnişi’ni selamladıklarını belirten Saraç, Ethem Sarısülük ve Gezi protestolarında hayatını kaybedenleri unutmayacaklarını aktardı.
‘GEZİ’YE KULAK VERİLSEYDİ DARBELER OLMAYACAKTI’
Daha sonra konuşan İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban ise Gezi protestolarına milyonlarca insanın katıldığını hatırlatarak, bunun sonucunda devletin şiddet aygıtlarının toplumun üstüne salındığını söyledi. Onlarca insanın hayatını kaybettiğini, yaralandığını söyleyen Küçükbalaban, “Bütün hayatını kaybedenleri minnetle anıyorum. Sonrasında hükümeti düşürmekten dava açıldı. Gezinin taleplerine kulak verilseydi, sonrasında gerçekleşen darbeler ve demokrasi dışı uygulamalar olmayacaktı. Ama aradan geçen zamana rağmen gezinin ruhu ölmedi” dedi.
SARISÜLÜK ANMASI YARIN
Emek ve Demokrasi Güçleri yarın saat 17.20'de Kızılay Meydanı'ndan Güvenpark'ta Ethem Sarısülük'ün vurulduğu yere yürüyecek.
ETHEM SARIUSÜLÜK GEZİ EYLEMLERİ SIRASINDA ÖLDÜLMÜŞTÜ
1 Haziran 2013'te Ethem Sarısülük, Ankara'daki Gezi Parkı eylemi sırasında polis memuru Ahmet Şahbaz tarafından başından ağır yaralandı. 14 gün yoğun bakımda kaldı. 12 Haziran'da beyin ölümü gerçekleşen Ethem Sarısülük, 14 Haziran'da Ankara Numune Hastanesi'nde vefat etti. Yapılan otopside mermi çekirdeğinin beynin içinde olduğu rapor edildi.
SANIK POLİSE İYİ HAL İNDİRİMİ
Ölümüyle ilgli açılan dava 3 Eylül 2014’te sonuçlandı. Mahkeme heyeti, haksız tahrik indirimi, 'iyi hal' indirimi ve takdiri indirimde bulundu. Şahbaz’a verilen ceza bu indirimlerle 7 yıl 9 ay 10 gün oldu.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, cezayı az buldu, Şahbaz’a kasten öldürmeden ceza verilmesini istedi. Yargıtay kararı usul yönünden bozdu. Yeniden yapılan yargılamada, Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi 19 Aralık 2016’da kararını açıkladı, Şahbaz'a 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası verildi. Hapis cezası, 10 bin 100 lira adli para cezasına çevrildi.
Gezi’den Gar katliamına rejim inşası | Ali Duran Topuz değerlendiriyor