Fehmi Koru'dan Bahçeli'ye: Ucuz bir yaklaşım

Bahçeli, Fehmi Koru için, 'FETÖ'nün Fehmi'si, Pensilvanya'nun Koru'su' demişti.

Fehmi Koru'dan Bahçeli'ye: Ucuz bir yaklaşım

Gazeteci yazar Fehmi Koru, kendisi için "FETÖ'nün Fehmi'si, Pensilvanya'nun Koru'su, 15 Temmuz'un intikamını almak için sıraya girmiştir. Bu şahsın elini kolunu sallayarak dolaşıyor olması hayrettir" diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yanıt verdi. Koru, Bahçeli'nin yaklaşımının ucuz olduğunu belirterek, "Aklımı ve sağduyumu bir tarafa bırakıp içimdeki yaban hisleri yazıya dökmeye başlarsam hiç arzu etmediğim bir seviyeye inebileceğimden endişe ediyorum" dedi.

Koru'nun, kişisel blogunda kaleme aldığı 'Zorunlu bir yazı bu; umarım kendi seviyemi yine de koruyabilmişimdir…' başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

"Geçmişte pek çok kişiyle kalem kavgam oldu; onlar yazdı ben cevap verdim; ben yazdım onlar cevap verdi. Bazen birkaç yazı bile sürdüğü oldu kavgaların… Ancak ne kadar içine çekmeye çalışmış olursa olsunlar basın camiası dışından biriyle cedelleşmeye yanaşmadım; hele siyasi parti liderlerine cevap yetiştirmek gibi bir derdim hiç olmadı. Ne de olsa onların sıkı muhatapları var: Birbirleri…

Bu kuralımı bir gün bozmam gerekeceğini de doğrusu düşünmemiştim.

İyi de, MHP lideri Devlet Bahçeli‘nin partisi üyeleri önünde yaptığı, içinde bolca adım geçen ve bazı medya sitelerinin de oradan alıp çoğalttıkları -herhalde bugünkü gazetelerde de geniş yer işgal edebilecek- konuşması cevapsız mı kalacak?..

Konuşmasında, partisinin 'Cumhur İttifakı' içerisinde Ak Parti ile birlikteliğinin ortağının aleyhine çalıştığı tespitimden hoşlanmadığını belli eden ifadeler bu soruya cevap teşkil ediyor. [O tespitin patentinin bende olduğunu da bilmiyordum.]

İsterseniz konuya ilişkin yazımın Devlet Bahçeli'nin hırçınlığına sebep olan bölümünü buraya aynen taşıyayım:

"İstanbul her halükarda AK Parti tarafından kaybedildi. En doğru tavır, hiç uzatmadan bunu kabul etmektir. / O kadronun bundan sonra esas düşünmesi gereken, ittifak için altlarını oyan MHP'den daha az zararlı -hatta eski güzel günleri canlandırmaya da yarayabilecek- bir müttefik bulmak olmalı. Kendilerine daha yakın, ülkeyi birlikte daha rahat yönetebilecekleri bir müttefik… / Yeni parti kurulmasın diye tedbirler almak yerine, gardını düşürmeli ve vaktiyle kendi içerisinde bulunanlardan bunu yapacaklara şükran duymalı. / 'AK Parti eskiden o ittifakı içinde taşıyordu' diyorum ve bu yazıya burada son veriyorum."

Hepsi bu.

İttifak MHP'ye yaramadı mı?

'Cumhur İttifakı'nın, daha doğrusu MHP ile birlikteliğin AK Parti'nin aleyhine çalıştığı rakamsal olarak ortada. Bilebilecek durumda olanların hesabına göre 31 Mart seçiminde AK Parti'nin oyu yüzde 35 civarında. MHP lideri bana saldırdığı konuşmasında partisinin oyunu yüzde 18.81 olarak verdi; bu durumda AK Parti'ye yüzde 35'in de hayli altında bir oran kalıyor. Bu da, AK Parti için siyasi hayatında girdiği ve sonrasında her seçimde artırdığı ilk seçimin (yılı 2002: oranı yüzde 34.42) bile altında kalan bir oran anlamına geliyor...

Yazımda açıkça yazdım; bana göre, AK Parti’nin yapması gereken, vaktiyle birlikte olduğu, kuruluşunu birlikte kotardıkları, oylarının yüzde 50'lere ulaşmasında varlıklarıyla katkıda bulunduğu bugün daha iyi anlaşılan partili parlak isimlerle yakınlaşmasıdır.

O isimlerle bir araya gelmeleri artık düşünülemeyeceği ve onların bazılarının yeni bir parti çatısı altında toplanma hazırlığında bulunduğu sağır sultan tarafından bile duyulduğu için, bu konuda karar verebileceklere çıkış yolu olarak, yeni partinin kurulmasını engellemeye çalışmamayı tavsiye ettim o yazımda.

Alıntıyı okuyan herkes kimleri kast ettiğimi hiç zorlanmadan anlamıştır.

O cümleden 'FETÖ' ile ittifak tavsiyesi sonucu çıkarmak, 15 Temmuz'dan aylar önce çıkan ve çeşitli ortamlarda başvuru eseri olarak değerlendirilen 'Ben Böyle Gördüm: Cemaat'in Siyasetle Sınavı' kitabım ortada dururken beni de o kafilenin içine sokuşturmaya çalışmak bayağı ucuz bir yaklaşım olmuyor mu?

Evet ucuz bir yaklaşım bu.

Hele bana hapis yolunu göstermesi yok mu… Dinleyicileri bile bu üslubu yadırgamışlardır…

Öyle olduğunu ummak istiyorum…

Aklımı ve sağduyumu bir tarafa bırakıp içimdeki yaban hisleri yazıya dökmeye başlarsam hiç arzu etmediğim bir seviyeye inebileceğimden endişe ediyorum. Bu sebeple, en iyisi, bu yazıyı burada noktalamak…"

FETÖ İstanbul devlet bahçeli fehmi koru