Figen Yüksekdağ: İktidar bir kez daha göstermiştir ki kadın düşmanıdır
Bir önceki HDP Eş Genel Başkanlarından Figen Yüksekdağ'ın 8 Mart'ta yaptığı konuşmalar nedeniyle yargıladığı davada savunma yapmasını mahkeme heyeti engellemeye çalıştı.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın tutuklu yargılandığı ve hakkında hazırlanan 7 ayrı fezlekenin birleştirilmesiyle oluşturulan dava duruşması, Ankara 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) bünyesindeki faaliyetleri, katıldığı eylemler ve 8 Mart'ta yaptığı konuşmalar nedeniyle hakkında hazırlanan 92 sayfalık iddianamede 'örgüt yöneticisi olmak'la suçlanan ve hakkında 83 yıla kadar hapis cezası istenen Yüksekdağ, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
FigenYüksekdağ 8 Mart konuşması nedeniyle yargılandığı davada #8Mart’a katılan kadınları selamladı: "kadına yönelik şiddet bazen fiziki, bazen cinsel saldırı, bazen de bizde olduğu gibi siyasi şiddet olarak uygulanıyor"#Figenleyiz pic.twitter.com/mGXS5a6mXk
— Filiz Kerestecioğlu (@FilizKer) 11 Mart 2019
MAHKEME HEYETİ 'YARGILAMAYI UZATMA' DEDİ
Figen Yüksekdağ, savunmasına başlayacağı sırada davanın siyasi olduğunu ve kendisinin de siyasi açıklamalarda bulunacağını söyledi. Yüksekdağ'ın talebine karşılık mahkeme başkanı Yüksekdağ’a 'yargılamayı uzatmamasını' söyledi.
Yüksekdağ ise 45 dosyadan yargılandığını hatırlatarak ilk savunmasına devam edeceğini söyledi. Mehkeme heyetine "Ben savunmamı yaparım. İsterseniz savunma yapmamış da sayabilirsiniz" karşılığı veren Yüksekdağ, sözlerine "Ama ben doğruya sadık kalacağım" diyerek başladı:
"Ben burada diğer arkadaşlarım gibi siyaset yaptığım için, söz söylediğim için yani görevimi yaptığım için yargılanıyorum. Üzerinizde siyasi baskı olduğunun farkındayım. Fakat bugünler de geçecek ve tüm baskılara rağmen bugünlerde de doğruyu savunanlar olmalıdır. Bunlardan biri de siz olabilirsiniz, olmalısınız. Yaptığım konuşmanın yapıldığı dönemi hatırlarmısınız bilmiyorum ama bizim unutmamız mümkün değil. Bu kadar derin acılar yaşayan halkın taleplerini yeterince dile getirememişsem,en iyi şekilde dile getirmemişsem benim tek suçum budur.
Benim o konuşmayı yapmamdan bir hafta önce Taybet Ana öldürülmüştü.Cenazesi 7 gün yerde bekletildi. Cizre'de insanlar Meclis'e canlı bağlandı oradan çıkmak istediklerini söylediler, çok kısa bir süre sonra diri diri yakıldılar bodrumlarda.
Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği şehirlerde yaşanan yıkım ve ölümlerin hesabını yeterince soramamışsam, suçlarını iktidarın yüzüne yeterince vuramamışsam benim tek suçum budur. 8 Mart mitinginde yaptığım konuşmada suç yoktur.
Cizre'de Sur'da hiçbir insanın hele de kadınların asla kabul edemeyeceği ahlaksızlıklar yaşandı. Öldürülen kadınların çıplak fotoğraflarını yayınladılar. Ben bu ahlaksızlıklarla ilgili mitingdeki konuşmamda ne söylemişsem bugün yine aynısını söylüyorum."
‘İKTİDAR EN ÇOK KADINLARIN SİYASET YAPMA HAKKINA SALDIRDI’
Yüksekdağ, Diyarbakır’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yaptığı konuşması nedeniyle hakkında hazırlanan fezlekeye dair yaptığı savunmada, "Ülkemizde kadınlar her gün erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor, katlediliyor. Kadınların yaşam alanları sürekli olarak sınırlandırılıyor, gece- gündüz fark etmeden özgürce sokaklarda dolaşamıyor. Her gün daha fazla artan erkek şiddeti, bugün iktidar tarafından kadınları baskı altına almanın aracı olarak kullanıyor. Şiddet faili erkekler yargı eliyle de korunuyor. Erkekler mahkemelere ön kapıdan giriyor, ceza alsa bile arka kapıdan salıveriliyor. Kadınlara yönelik şiddet biz siyasetçilere karşı başka bir biçimiyle de yönelmiştir. Kadınların siyaset yapma hakkı, iktidarın en çok saldırdığı, yok etmeye çalıştığı alan oldu. Yüzlerce siyasetçi kadın tutuklandı, yüzlercesine siyaset yasağı getirildi" dedi.
‘SİYASİ İKTİDAR KADIN DÜŞMANIDIR’
8 Mart’ta Taksim’de düzenlenen 17’nci Feminist Gece Yürüyüşü’ne dönük polis müdahalesine ilişkin konuşan Yüksekdağ, "Siyasi iktidar, biber gazlarıyla, plastik mermilerle saldırttı. Buna rağmen kadınlar korkmadı, yılmadı ve bu yürüyüşü tamamladı. Siyasi iktidar bir kez daha göstermiştir ki kadın düşmanıdır. Bu ülkeye ve halklarımıza düşmandır" dedi.
‘TECRİT KALDIRILSIN DİYE CEZAEVLERİNDE AÇLIK GREVLERİ SÜRÜYOR’
Yüksekdağ, 8 Mart’ta Diyarbakır’da yaptığı konuşmayla ilgili şu savunmada bulundu: "Kadın siyasetçi olarak sözümü ve çözüm yollarını ifade ettim. Tecrit politikasını eleştirdim. Geçen 3 yıl haklılığımızı ortaya koymuştur. Bu süreçte gerçekleşen darbe ve krizler bu politikanın sonucudur. Çözüm sürecinde savaş, ölüm yoktu. Ekonomik kriz yoktu. Müzakerelerin bitirilmesi ve tecrit politikası yeniden ölümleri getirdi. Bugün Türkiye’nin bütün hapishanelerinde Öcalan’a dönük tecridin kaldırılması, diyaloğun ve barışın önünün açılması için açlık grevleri sürüyor. Bu kadar derin acılar yaşayan halkın taleplerini yeterince dile getirememişsem, en iyi şekilde dile getirmemişsem, benim tek suçum budur. Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği şehirlerde yaşanan yıkım ve ölümlerin hesabını yeterince soramamışsam, suçlarını iktidarın yüzüne yeterince vuramamışsam benim tek suçum budur. 8 Mart mitinginde yaptığım konuşmada suç yoktur."
13:30'da duruşmaya verilen aranın ardında duruşma Yüksekdağ’ın savunması ile devam etti.
Açlık grevlerinin ülkede oluşan kara deliği kapatmak için yapıldığını söyleyen Yüksekdağ, tecridin derhal sonlandırılması gerektiğini belirtti. Yüksekdağ, seçimler için de, "Halklarımızın bir kez daha HDP etrafında kenetleneceğine inanıyorum" dedi.
KİM KORKAR ONLARDAN
Siyasi iktidarın herkesi "terörist" olarak ilan ettiğine vurgu yapan Yüksekdağ, "Kürtlere düşman, kadınlara düşman. Şu an siyasi olarak bunları engelleyemiyor olabiliriz; ama nerede olursak olalım, ister siyasetçi olun, ister yargı mensubu, bu suça ortak olmamayı başarabiliriz. Bu ülkeyi yönetenler, en kötüyü yapma konusunda şampiyonlar, kendi rekorlarını kırıyorlar. Biz onların ne kadar kötü olduklarını, ne kadar saldırgan olduklarını biliyoruz ama kim korkar onlardan.
HALKIMIZ 31 MART’TA BU İKTİDARA CEVAP VERECEKTİR
Bu ülkenin düşmanı Kürtler, sosyalistler, muhalifler, kadınlar değil, ülkeyi zapturapt altına almış olan iktidardır. Ama halklarımıza güveniyorum, bir kez daha 31 Mart’ta bu iktidara cevap verecektir. Halklarımızın bir kez daha HDP etrafında kenetleneceğine inanıyorum. Bugüne kadar bütün engellere rağmen sandıklara gitmeyi başardılar, bir kez daha 31 Mart’ta ve sonrasında kendi hakları ve geleceklerini savunmaya çağırıyorum" diye konuştu.
Yüksekdağ’ın savunması ardından, avukatları savunma yaptı. Avukatların savunması sonrası kararını açıklayan mahkeme, bir sonraki duruşmayı 19 Nisan’a erteledi. (M.A - HABER MERKEZİ)