Fikirtepe’nin kentsel dönüşüm çilesi: Vaat değil çözüm istiyoruz
Yerel seçimlerde siyasilerin en önemli vaadi kentsel dönüşüm oldu. Ancak Fikirtepe’de bir türlü tamamlamayan dönüşüm nedeniyle halk tepkili. Kentsel dönüşüm mağdurları vaad değil çözüm istiyor.
Müzeyyen YÜCE
İSTANBUL - Türkiye, 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticileri seçmek üzere bugün sandığa gidiyor. Sonuçları en merak edilen şehirlerin başında da İstanbul geliyor. Seçim süreci boyunca tüm siyasi partilerin vaadi ise şehirdeki deprem riskli nedeniyle kentsel dönüşüm.
Tüm adaylar “Sadece biz yaparız” dese de yıllardır kentsel dönüşüm çilesi yaşayan Fikirtepe, bütün mağduriyeti ile bu vaadin tam da ortasında duruyor.
FİKİRTEPE’NİN BİTMEYEN MAĞDURİYETİ: VERİLEN SÖZLER TUTULMADI
Bir zamanlar büyük oranda gecekonduların bulunduğu bir kenar mahalleyken, yıllar içerisinde artan şehirleşmeyle birlikte kentin merkezi haline gelen Fikirtepe, 2005 yılında “özel dönüşüm alanı”, 2007 yılında da “kentsel dönüşüm alanı” ilan edildi.
4 bin 500 adet parselden oluşan ve 1 milyon 300 bin metrekarelik bir alanda projeler başladı. Ranta açık hale gelen bölge o dönemde hayal satan müteahhitler ile dolarken, yapılan anlaşmalar neticesinde evler yıkıldı ve Fikirtepe’nin yıllar süren dönüşüm çilesi başlamış oldu. Bir türlü tamamlanamayan binalar, evlerini boşaltan vatandaşa ödenmeyen kiralar derken süreç yıllar süren bir mağduriyeti doğurdu.
2020 yılına gelindiğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölge halkına projenin devlet eliyle yürütüleceği sözünü verse de öyle olmadı. Aynı söz 2022 yılında bu kez Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum tarafından verildi. İnşaat alanına bakanlığın tabelaları asıldı. Kurum, 2 yıl içerisinde 11 bin bağımsız bölümün tamamlanacağını açıkladı.
Geçen genel seçimlerde de bölgeye giden Kurum, yine söz vererek “Biz yapacağız” deyip oy istedi. Defalarca söz verilsede mağduriyetin bir türlü giderilemediği Fikirtepe’de bu süreçte çok sayıda davalar açıldı, eylemler yapıldı. Mağdurlar seslerini duyurabilmek için platformlar ve dernekler kurdu.
FİKİRTEPE BİTMEYEN BİNALARLA ŞANTİYE ALANINA DÖNÜŞMÜŞ
Bugüne gelindiğinde Bakan Kurum’un “Fikirtepe’de başardık” dediği bölge, bir türlü bitmeyen binaların tozu dumana kattığı şantiye alanına dönmüş durumda. Bakanlığın astığı tabelaların ardındaki bölümde binalar göğe yükselirken, hala dönüşmeyi bekleyen gecekondular da harabeye dönmüş durumda.
Fikirtepeli hak sahipleri ise ne inşaatın ne zaman biteceğini biliyor, ne ikinci etabın başlama tarihini, ne de bitecek inşaattan haklarına ne düşeceğini.
‘FİKİRTEPE'DE KİM NE ALACAĞINI BİLMİYOR’
Fikirtepe Platformu Başkanı ve aynı zamanda hak sahiplerinden Yasin Bektaş, bölgenin tam olarak inşaat ve kentsel dönüşüm çöplüğüne dönüştüğünü söylüyor. Fikirtepe’de vatandaşın haklarının korunmadığına dikkat çeken Beştaş, geçmişten bugüne yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle anlatıyor:
“Pişmiş tavuğun başına gelen her şey Fikirtepe’nin de başına geldi. Fikirtepe’de bakanlık eliyle proje başlarken hangi hak sahibinin nereden ne alacağına dair bir sözleşme talep etmiştik. Ancak sözleşme imzalanmadan burada proje başladı. Normal şartlarda devlet, bir kuruş alacağını dahi yazılı kayıt altına alırken, burada insanların evleri bir gecede yıkıldı ve tapuların hazineye devredildiği söylendi. Bizlere şifahen söylenen dışında verilen bir sözleşme yok.”
‘BİZİM HAKKIMIZ AÇIKLANMAZKEN EMLAK KONUT SATIŞ YAPIYOR’
Gelinen noktada Emlak Konut’un 2 yıl önce başladığı projeden konut satışı yaptığını kaydediyor Bektaş. Geçen yılki genel seçimler öncesinde Murat Kurum’un kimin ne alacağının açıklanacağını söylediğine de dikkat çeken Beştaş,
“Seçim bitti gidiş o gidiş. Bugün gelinen noktada benim evim vardı; evimden oldum. İşyerim vardı; işyerimden oldum. Deprem nedeniyle dönüşecek diye yıkılan evimden daha kötü bir evde oturuyorum şu an. Ben projeden ne alacağımı bilmiyorum ama Emlak Konut, kendi payım diyerek satış yapıyor” diyor.
‘KİMSEYE ANAHTAR TESLİMİ YAPILMADI’
Beştaş, sözlerine şu şekilde devam ediyor:
“Yapılan yerlere bakıyoruz. Biten projeler var. Genel seçimlerde sembolik olarak anahtar verildi. Biz dedik herhalde artık dağıtılmaya başlanacak. Ancak neredeyse bir yıldır boş duran daireler var. Kimseye anahtar teslim edilmedi. İnsanların ne aldığı, nereden aldığı ve bunların hangi koşulda dağıtımın yapıldığı açıklansın. Ne muhalefet ne iktidar buradaki insanlara sahip çıkmıyor.”
‘2 YILDA TESLİM EDİLECEKTİ DAHA TEMELİ BİLE KAZILMADI’
25 yaşındaki Hacı Berkay Turan da Fikirtepe’de evi yıkılarak dönüşüme giren hak sahiplerinden. Evlerinin iki yıl önce yıkıldığını ancak arsada henüz bir çalışma bile başlamadığını söyleyen Turan,
“Bir sabah kalktık ve kapılara yapıştırılan ‘15 gün içinde boşaltın’ yazıları ile karşılaştık. Verilen süre dolduğunda elektirik ve suyumuz kesildi. Biz de mecbur evi boşalttık. Ev yıkıldı ama şu an başlayan hiçbir şey yok. İnşaat alanına güvenlik kulübesi koymuşlar o kadar. Sözde iki yıl içerisinde teslim edilecekti ama daha temeli bile kazmadılar. Dairelerini teslim almadan ölenler var” şeklinde konuşuyor.
İKİNCİ ETAPTA KALANLAR DA İSYANDA: EVDE TADİLAT YAPAMIYORUZ
Fikirtepe’de 30 yıllık bir apartmanda yaşayan Hatice Akınoğlu da evlerinin ikinci etap proje alanında yer aldığını belirtiyor. Bölgedeki dönüşümü yıllardır beklediklerini ancak birinci etapta karşılaşılan sorunların kendilerini de endişelendirdiğini anlatan Akınoğlu, mağduriyetlerini şu şekilde açıklıyor:
“Birinci etaptaki vatandaşların başına ne gelecekse bizim de başımıza o gelecek gibi bir tedirginlik var. Geçen yılki genel seçimler öncesi bölgeye gelen Murat Kurum, ikinci ve üçüncü etaplara da bir an önce başlanacağını söylemişti. Hatta bu bölgede saha çalışması yapıldı. Ama verilen sözler yine tutulmadı. Her an yıkılabilir diye eve bir çivi bile çakamıyoruz. Tadilat yapamıyoruz. Bölgede üflesen yıkılacak binalar var. Bu belirsizliğe, çileye bir son verilmesini istiyoruz.”
‘DEPREM GERÇEĞİ VARKEN NEDEN HALA BEKLENİYOR’
Fikirtepe’deki ikinci ve üçüncü etapta kalan bölgeler için resmî bir güvence talep eden Akınoğlu, “Birinci etapta olduğu gibi resim olmayan açıklamalar istemiyoruz. Aksi taktirde bu dönüşüme onayımız yok. Bir an önce depreme dayanıklı binalarda oturmak istiyoruz. Çünkü çevrede çok sayıda depreme dayanıksız bina var. Bağıra bağıra gelen bir deprem gerçeği varken neden hala bekleniyor" diye konuştu.
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM BEKLERKEN HERKES GİTTİ, BİZİM GÖRECEĞİMİZ DE MEÇHUL’
Bölgeyi dolaşırken yüksek katlı binaların arasında hala gecekondu tipi evler de dikkat çekiyor. Depreme oldukça dayanıksız olduğu görülen bir evin kapısını çalıyorum. Kapıyı Gülfem Özdemir açıyor. Ailesi ile tek katlı bu evde yaşadığını ifade eden Özdemir, evlerinin projenin ikinci etabında yer aldığını söylüyor.
“Gitsek gidemiyoruz, kalsak deprem var” diyen Özdemir, mağduriyetini “Daha birinci etap bitmedi. Bizim evlere ne zaman sıra gelecek belli değil. Kiralar çok pahalı o yüzden evi boşaltamıyoruz. Bu süreçte eşim gitti, kaynanam gitti, komşular gitti. Bizlerin de bu kentsel dönüşümün bitmesini göreceğimiz meçhul. Deprem var. Ev zaten yıkılacak ama gidemiyoruz” sözleri ile anlatıyor.
‘FİKİRTEPE’DE YÜZDE 300 İLA 500 ARASINDA RANT, KAR ELDE EDİLDİ’
Peki kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edildiği günden bugüne geçen 17 yılda bir türlü "dönüştürülemeyen" Fikirtepe’de hangi noktalarda yanlış yapıldı?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Dr. Gözde Köseoğlu’na göre Fikirtepe’de rantı yaratan kamu, süreci kontrol edemedi ve tüm aktörleri baş başa bıraktı. Kentsel dönüşüm süreçlerinde makul miktarda rantın ortaya çıkmasının normal olduğuna dikkat çeken Köseoğlu, Fikirtepe’de ortaya çıkan rantın büyüklüğüne vurgu yaparak şunları söylüyor:
“Kentsel dönüşümlerde makul miktarda rant ortaya çıkması gerekiyor ki geliştirici de bu sürece girsin. Ama bu rantın yüzde 15 ila yüzde 20 olması gerekiyor. Biz Fikirtepe’ye baktığımızda yüzde 300 ila 500 arasında bir rant, kar elde edildiğini gördük. Kentsel dönüşümlerde ortaya çıkan bu rantın kontrolü kamu tarafından yapılmalı. Kendi yarattığı ranttan kamu için de bir pay ayrılmalı. Ama süreç Fikirtepe’de böyle işletilmedi.”
‘FİKİRTEPE KENTSEL DÖNÜŞÜM KENTE KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR’
Tüm bu sebepler gözününe alındığında Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi’nin kente karşı işlenmiş bir suç olduğunu söylüyor Köseoğlu. Bölgede sosyal adaletin de sağlanamadığını kaydeden Köseoğlu,
“Her şeyden önce çok yüksek imar hakları verildi ve çok merkezi bir lokasyonda 40 metrelik beton bir perde oluşturuldu. Bu durumun sosyal maliyeti, trafik yüküne maliyeti çok acımasız olacak. Sosyal adaletin sağlanması açısından da kente karşı işlenmiş bir suçtur. Çünkü birçok kişi çok fayda sağlarken bir kesim de mağdur oldu. Fikirtepe kocaman bir şantiyeye dönüştü. Ve hala o şantiyede kırık dökük evlerinde yaşamaya devam eden insanlar var” diye konuşuyor.