Kürtçe konuşması engellenmişti.. Barış Annesi Nezahat Teke: Türkçe konuşmakta zorlanıyorum dedim kabul etmediler
Komisyonda Kürtçe konuşması engellenen Barış Anneleri, Kurtulmuş'a 'samimiyet' çağrısı yaptı. Barış Annesi Teke, o gün yaşananları 'Türkçe konuşmakta zorlanıyorum dedim kabul etmediler. Hala varlığım kabul edilmiyor' sözleri ile özetlerken, Barış Vakfı 'Sürecin ruhuna aykırı' değerlendirmesi yaptı.

Artı Gerçek - Kürt sorununun çözümü kapsamında Meclis'te kurulan komisyonun 20 Ağustos'ta düzenlenen toplantısında Barış Anneleri ve Cumartesi Anneleri dinlendi. Barış Anneleri'nin Kürtçe yapmak istediği konuşmanın engellenmesi kamuoyunda tepkilere neden olurken, anneler yaşanan olaya dair Diyarbakır ve İzmir'de basın toplantısı düzenledi.
İnsan Hakları Derneği'ni (İHD) Diyarbakır Şubesi'nde yapılan açıklamada komisyon toplantısına katılan ve Kürtçe konuşması engellenen Barış Annesi Nezahat Teke konuştu.
'TÜRKÇE ZORLANIYORUM DEDİM, KABUL ETMEDİLER'
Kürtçe konuşulmasına izin verilmemesine kırıldıklarını söyleyen Nezahat Teke, "Komisyonda ‘Amed’den geldim, Kürt annesiyim. Kendi dilimle kendimi ifade etmek istiyorum’ dedim. Bir çözüm olacaksa; dilim olmazsa, kültürüm inkar edilirse, ben de inkar edilmiş olurum. Oradaki vekiller çeviri yapabileceklerini söylediler. Meclis başkanı yine de kabul etmedi. ‘Kayda geçmez, Türkçe konuşulsun’ dedi. ‘Türkçe konuşmak ağır geliyor, zorlanıyorum’ dedim, kabul etmediler" diye konuştu.
KURTULMUŞ’A 'SAMİYET' ÇAĞRISI
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşülmesini talep ettiklerini aktaran Nezahat Teke, "Sayın Öcalan’ın da bu komisyonda olması, bu süreci yürütmesi gerekiyor. 8 aydır devlet açısından bir adım atılmamış. Bu konuda söylemlerde bulunduk. Dilimiz kabul edilmedi, bu beni çok kırdı, üzdü. Eğer kimliğim, dilim yoksa demek ki hala varlığım kabul edilmiyor. Kürt sorunu çözülecekse öncelikle anadil resmi dil olmalı, eğitim dili olmalı. İngilizce konuşan biri gelseydi ona tercüman getirmeyecekler miydi? Komisyonu ve komisyon başkanı Numan Kurtulmuş’u samimiyete davet ediyorum. Biz çok kırıldık" şeklinde konuştu.
'KÜRTÇE KONUŞAMIYORSAM ÇÖZÜM NEREDE?'
Komisyon toplantısına katılan bir diğer Barış Annesi Sultan Bozkurt ise 30 yıldır İstanbul’da yaşadığını ama Türkçeyi öğrenemediğini belirtti. Türkçe bilmediğinden kaynaklı kendini Meclis'te iyi ifade edemediğine dikkati çeken Sultan Bozkurt, "Türkiye yüz yılında eğer Meclis'te Kürtçe konuşamıyorsam bu çözüm nerede?" diye sordu.
Bozkurt, "Dilimize her türlü hakaret ve zorbalık yapıldı. Biz demokrasiyi, insan haklarını tanıyan bir devlet istiyoruz. Türkiye Devleti gibi bir devlet istemiyoruz” şeklinde konuştu.
Sultan Bozkurt, Abdullah Öcalan’a “umut hakkı” tanınması gerektiğine vurguladı.
Barış Annesi Havva Kıran ise devletin Kürtçeye tahammül edemediğini söyledi. Havva Kıran, "Eğer vicdan, merhamet ve insanlık olsaydı ‘Annedirler, 2 anne Türkçe konuştu, biri Kürtçe konuşsun’ derlerdi" dedi.
İZMİR
İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi de konuya ilişkin Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Ege Bölge Temsilciliği'nde açıklama yaptı.
Açıklamayı yapan Barış Anneleri Meclisi üyesi Behiye Yalçın, komisyonda konuşan Barış Anneleri'nin Kürt halkının ve Barış Anneleri'nin temsilcisi olduğunu söyledi. Behiye Yalçın, barıştan bahsedilen bir süreçte Kürtçenin yasaklanmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, "Dilimiz onurumuzdur ve var oluşumuzdur. Kürt anneleri ne çektiğini ancak bu şekilde anlatabilir" vurgusu yaptı.
BARIŞ VAKFI: SÜRECİN RUHUNA UYGUN DEĞİL
Barış Vakfı Yönetim Kurulu da Barış Anneleri'nin Kürtçe konuşmalarının engellenmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. "Ana dil temel haktır" başlığıyla yapılan açıklamada, sürecin 10 aydır bazı kritik aşamaları geride bıraktığı vurgulanarak, Barış Anneleri'nin Kürtçe konuşmasının engellenmesinin sürecin ruhuna uygun olmadığı vurgulandı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Komisyon toplantıları barış talebini dillendiren geniş bir kesimin sürece olan güvenini artırmıştır. Ancak, Komisyonun 21 Ağustos 2025 tarihli oturumunda Barış Annesi Nezahat Teke'nin Kürtçe konuşma yapma talebinin kabul edilmemesi sürecin ruhuna uygun bir tutum değildir. Unutmayalım ki ana dil yalnızca temel bir insan hakkı değil, aynı zamanda Kürt sorununun çözümünde merkezi bir unsurdur. Bu hakkın tam da barış görüşmelerinin yapıldığı bir oturumda engellenmesi, barış sürecine duyulan güveni zedeleyebilecek niteliktedir. 2013 yılından itibaren mahkemelerde kullanılan temel bir insan hakkı, Meclis komisyonunda engellenmiş oldu. Bu nedenle Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş'a çağrımız, müzakere ve diyalog süreçlerini riske edecek bu tutumdan vazgeçilerek, bir daha barışa gidecek yolda örnek bir girişimde bulunulmasıdır. Zira barış sürecinin ilerlemesi, ancak her bireyin kendisini özgürce ifade edebildiği bir zeminde mümkün olacaktır. Unutmayalım ki insan, ana diliyle insandır." (HABER MERKEZİ)