Komisyonda Kürtçe krizi... DEM Parti: Meselenin kendisi dün komisyonda tezahür etti
DEM Parti Sözcüsü Doğan, dünkü komisyon toplantısında Barış Annesi'nin Kürtçe konuşmasına izin verilmemesi ile ilgili 'DEM Parti üyeleri çeviriyi yapmayı öneriyorlar, kabul edilmiyor' dedi. Komisyonun tutumunu eleştiren Doğan, 'Meselenin kendisi dün komisyonda tezahür etti' yorumunu yaptı.

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin dün gerçekleştirdiği Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında gündeme gelen konu başlıklarına değindi.
Ayşegül Doğan, 8’inci Dönem Toplu İş Sözleşme sürecinin Hakemler Kurulu'na gitmesini eleştirerek, çözümün Hakemler Kurulu olmadığını kaydetti: "Çözüm emekçiye, emekliye ve onların isyanına, onların talebine kulak vermekte."
Kürt sorununun çözümü kasamında başlatılan ve partisinin "Barış ve Demokratik Toplum Süreci" adını verdiği sürece de değinen Doğan, Türkiye'nin 1993 yılından bu yana barışını aradığını kaydetti. Ayşegül Doğan, "Nitekim bu arayış bu hafta komisyon çalışmalarına da doğrudan yansıdı diyebiliriz. 5'inci toplantısını yapan komisyon onlarca yıl süren çatışmalardan doğrudan etkilenenlerden bir kısmını doğrudan dinledi. Bu dinlemeler de gösterdi ki ilgili tüm tarafların hem çözüme hem de çözümsüzlüğe dair yüklü bir arka planı var" diye kaydetti.
KOMİSYONDA KÜRTÇE ENGELİNE TEPKİ
Ayşegül Doğan, komisyonda bir gizlilik halinin söz konusu olmadığına işaret ederek, bu noktada tutanakların herkese açık olduğunun altını çizdi. Dün komisyonda dinlenen Barış Anneleri'nin Kürtçe konuşmasına izin verilmemesine değinen Ayşegül Doğan şunları söyledi:
"Barış Annesi Nezahat Teke komisyonda Kürtçe konuşmak istiyor. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş 'Türkçe devam edin' uyarısında bulunuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi kurallarını hatırlatıyor. Komisyonda bulunan DEM Parti üyeleri çeviriyi gönüllü yapmayı öneriyorlar, bu da kabul edilmiyor. Üyelerimizden biri Meral Danış Beştaş 'Ben çeviriyi yaparım, tutanaklara Türkçe geçsin' diyor. Ben de tutanaklardan okuyorum; arkadaşlar sizler de bu tutanaklara erişebilirsiniz. Yalnızca kendisi değil, Kürtçe bilen diğer siyasi partilerdeki Kürt milletvekilleri de aynı desteği sunmak için gönüllü olduklarını söylüyorlar. Niye Nezahat Teke’den alıntı yapıyorum? Biraz önce Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin ilerlemesinden bahsettik. Dedik ki: Sorunun nedenleri… Eğer siyasi bir sorunun temel kaynağına yönelik olarak geliştirilecek çözüm siyasi olmazsa, çözüm de olmaz. Çünkü siyasi bir sorundan bahsediyoruz. Dolayısıyla sorunun kaynağına dönük geliştirilecek çözümün de siyasi olması gerek. Bunun hukuken desteklenmesi gerek. Bu komisyonun dün bir olgunluk göstermesini beklerdik. Bugün bambaşka bir şey konuşuyor olabilirdik. Anadilinde konuşmak isteyen Nezahat Teke’ye anadilinde konuşabileceği olanaklar sağlanabilirdi. Meselenin kendisi dün orada tezahür etti."
BARIŞ ANNESİ NE DEDİ?
Ayşegül Doğan, Barış Annesi Nezahat Teke'nin komisyonda yaptığı konuşmadan alıntılar yaptı: "Nezahat Teke diyor ki; ‘21’inci Yüzyılda yaşıyoruz ve hala ben Kürtçe kendimi ifade edemiyorum. Ben buna gerçekten çok üzüldüm, çok kırıldım' diyor. İşte meselenin onarılması gereken bir diğer ayağı da budur. Kırılmak, incinmek, örselenmek, yok sayılmak, tanınmamak, kabul edilmemek."
Ayşegül Doğan, komisyon çalışmalarının şeffaf olduğunu ve konuşulan her şeyin tutanak altına alındığını ifade ederek, gizli ajanda iddialarına karşı tutanakların kamuoyunca takip edilmesi çağrısında bulundu. Siyaset kurumunun süreci zehirlemeye çalışanlara karşı sorumluluk alması gerektiğini vurgulayan Ayşegül Doğan, "Kürtçe ya da başka dillerde kendini ifade etmek isteyenlerin talepleri, yalnızca bir istek değil, bir zorunluluktur. Nezahat Teke’nin şahsında bu durum bir kez daha ortaya çıktı” dedi.
ÖCALAN DİNLENMELİ
Sürecin ilerlemesi için demokratik siyaset alanının genişletilmesi gerektiğine ve yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine vurgu yapan Ayşegül Doğan, "Sayın Öcalan ile görüşülmesi gerekiyorsa görüşelim, önerileri alınması gerekiyorsa alalım. Öcalan’ın barışa dair ısrarlı tutumu, sürecin ivme kazanmasını sağladı. 27 Şubat çağrısı, 9 Temmuz’daki video mesajı ve 11 Temmuz’daki yanıt bu liderliğin etkisini gösteriyor” dedi.
‘BARIŞ İSTİYORUM ÇÜNKÜ’ KAMPANYASI BAŞLIYOR
Ayşegül Doğan, partisinin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde “Barışa Ses Ver” sloganıyla ülkenin dört bir yanında etkinlikler düzenleyeceğini aktardı. Ayşegül Doğan, "Samsun’dan Mardin’e, İstanbul’dan Diyarbakır’a kadar barış için sesimizi yükselteceğiz. Atölye çalışmaları, yuvarlak masa toplantıları ve farklı toplumsal kesimlerle buluşmalar düzenleyeceğiz" diye kaydetti. Ayrıca “Barış İstiyorum, çünkü” adlı yeni bir kampanya başlatacaklarını açıklayan Ayşegül Doğan, “Barış hakkı hepimizin” diye konuştu.
ÖCALAN'IN NASIL DİNLENECEĞİNE KOMİSYON KARAR VEREBİLİR
Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ayşegül Doğan, Öcalan’ın nasıl dinlenmesi gerektiğine dair soruya şu yanıtı verdi: "Bu dinlemenin nasıl olacağına komisyon karar verebilir. Orada sonuçta tüm siyasi partilerin temsiliyetleri bulunuyor, ki oldukça güçlü bir temsiliyet var orada. Tüm bu provokatif girişimlere karşı tedbirli, güçlü, kararlı ve cesur davranmalı orada bulunan siyasi partiler. Komisyon Sayın Öcalan’ın görüşlerini komisyona nasıl aktaracağı konusundaki yöntemi kendisi konuşup belirleyebilir." (HABER MERKEZİ)
Komisyonda söz alan Barış Annesi Rebia Kıran, Kürtçe başladığı konuşmasına uyarılar üzerine Türkçe devam ettihttps://t.co/IzNUBwRuPa pic.twitter.com/gjnZqGwsX5
— Artı (@arti_gazete) August 20, 2025