Fincancı: İbrahim Gökçek'in durumu hala çok kritik

İnsan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı, açlık grevi ve ölüm oruçlarını insan hakları açısından değerlendirdi.

Fincancı: İbrahim Gökçek'in durumu hala çok kritik

ARTI GERÇEK - Artı TV'de yayınlanan Söz Sırası programının bugünkü konuğu insan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı'ydı. Fincancı ölüm orucu eylemini sonlandıran Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek'in sağlık durumu ile insan hakları perspektifinden ölüm orucu ve açlık grevi eylemlerinin anlamı üzerine konuştu:

"Biliyorsunuz Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek ölüm orucundaydı ve daha önce Helin Bölek yine bir Grup Yorum üyesi yaşamını yitirmişti ölüm orucunda iken. Ardından da cezaevinde ölüm orucunu sürdüren Mustafa Koçak hayatını kaybetmişti. İbrahim Gökçek'in de artık son saatlerine girdiği bir yaşam kavgası vardı. Tabii bu süreçte özellikle kamuoyunun taleplere ilişkin bakışı, hissetmesi ve sahip çıkması çok önemli. Dolayısıyla bunun ortaya çıkması ve bir sahiplenme sürecinin olması tabii ki Helin ölmeden önce Mustafa Koçak ölmeden önce olamadı ve ancak İbrahim Gökçek'in artık saatlerle sınırlı yaşamı karşısında duyarlılık artık daha da yükseldi ve İbrahim Gökçek bu taleplerinin sahiplenilmesi karşısında eylemine son verdi ve hastaneye yatırabildi. Tabii ki hala çok riskli bir aşamada sağlık durumu. Bizler de ne olacağını bilemiyoruz meslektaşlarımız yaşama tutunması için ellerinden geleni yapıyorlar.

Ben aslında bu Söz Sırası'nda biraz açlık grevleri ve ölüm oruçları üzerine söz söylemek istiyorum. Çünkü bu dönemde özellikle insan hakları mücadelesi yürütenlere yönelik zaman zaman ağır suçlamalar, eleştiriler söz konusu oldu. İnsan hakları mücadelesi açlık grevi ya da ölüm orucu ne anlama geliyor? Belki bu konuda biraz bilgi vermeye ihtiyaç var, toplumda bir farkındalık oluşturabilmek için.

İnsan hakları mücadelesi verenler doğal olarak yaşamdan yana tutum alırlar, yaşam hakkını savunurlar ancak aynı zamanda insanların kendi özgür iradeleri ile verdikleri kararlara müdahale etmeme sorumluluğu taşırlar. Dolayısıyla onların özgür iradeleri ile verdikleri bir kararda bizler ne yazık ki ancak onların sesi olma yolunda tutum alabiliriz, taleplerini duyurmaya çalışırız .

Özellikle de bu talepler makul ve karşılanabilir talepler olduğunda. Tabii ki insanların bir açlık grevi ya da ölüm orucu yapmak zorunda kalması ülkeler için çok olumsuz bir tablo; çünkü başka mücadele yöntemleri, başka başa çıkma araçları olmalı.Onların kalmadığını düşündüğünde, insanlar tek yol olarak bedenleri ile mücadele etmek zorunda olduklarını düşündüklerinde ölüm orucu süreci başlıyor. Adil yargılanma hakkı önemli bir haktır ve insanların bunun talep etmesinden daha doğal bir durum olamaz. Bizim insan hakları savunucuları olarak sorumluluğumuz kamuoyunun duyarlılığını artırmaktır. Aslında açlık grevleri ya da ölüm oruçları süreçlerinin en önemli sorumluları devletlerdir ve devlet bu sürece müdahil olmalı ve müzakerelerle bunu sonlandırılmalı."

grup yorum Şebnem Korur Fincancı Ölüm Orucu helin bölek ibrahim gökçek