Fincancı: Ortada 'hukuki' bir süreç yok, bana yöneltilen suçlama propaganda
Artı Gerçek-Kimyasal silah kullanımına dair değerlendirmeleri nedeniyle tutuklanan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, avukatları aracılığıyla BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Fincancı hakkına yürütülen soruşturmanın siyasi olduğunu belirterek “Ortada bir iddia var. Ön değerlendirme sonucu gerekli etkili soruşturma yapılması için bir önermenin suç olarak tanımlanıp, ev baskını ve tutuklamaya dönüşmesi bana yönelik değil topluma yönelik bir susturma girişim olarak değerlendirilmeli” dedi.
Kimyasal silah ifadesi kullanmadığını söyleyen Fincancı, iddiaların aydınlatılabilmesi için Minnesota Protokolü kılavuzluğunda otopsi yapılmasının önemini vurguladığını belirtti.
Fincancı Medya Haber TV’de katıldığı program söylediklerini hatırlatarak şunları ifade etti:
“Öncelikle bu bir canlı yayında yapılan birkaç dakikalık söyleşi. O sırada yapmış olduğum ön değerlendirmeyi, toplumun anlayabileceği bir dilde ve kısa sürede söylemek zorundaydım.
Kimyasal silah ifadesi kullanmadım, sonrasında ise çatışmalarda yasak olmasına rağmen kimyasal silahlar kullanılabileceğini, bu tür iddialar olduğunda etkili bir soruşturma yapılması gerektiğini, ölümle sonuçlanmış olaylarda bu tür iddiaların aydınlatılabilmesi için Minnesota Protokolü kılavuzluğunda otopsi yapılmasının önemini vurguladım.
Bana yöneltilen soru kimyasal silah kullanım iddiasıydı, bir toksik gaz etkilenmesine işaret eden belirtileri değerlendirip bu yönde iddia varsa yapılması gerekenleri sıraladım. Belli ki anlaşılır olmamış aktardıklarım."
‘CANLI YAYINDAKİ KONUŞMAM, PARÇALARA AYRILMIŞ’
Medya Haber TV’yi "sorumsuz yayıncılık yapmakla" eleştirmesine dair soruya Fincancı şu yanıtı verdi:
“Sonradan anlayabildiğim kadarıyla canlı yayındaki konuşmam, parçalara ayrılarak, bağlamından ve bütünlüğünden kopartılarak, yapılan farklı yayınlarda kullanılmış. Kendi yorumlarıyla birlikte "TSK kimyasal silah kullandı" dediğim algısına yol açan bir kullanımı etik bulmadığımı, sorumsuz davrandıklarını arayan yayıncılara da illettim zaten."
‘YANDAŞ BASININ İDDİA ETTİĞİ GİBİ KALAŞNİKOF MERMİSİ OLMADIKLARINI SÖYLEYEBİLİRİM’
Evinizde ortaya çıkan mermilerle ilgili Fincancı şunları kaydetti:
“9mm’lik mermilerin olduğu kutu, babamın, ölümünden sonra teslim ettiğim ruhsatlı silahına ait. Silahın yanında olmadıkları için fark etmemiştim, annemin ölümünden sonra evi boşaltırken bulup, o sırada fırsat olmadığı için teslim edememiş, alıp evime getirmiştim.
7.62mm dolu iki kutu mermi ise MKE (Makine ve Kimya Endüstrisi) yapımı, TSK’de kullanılan G3 silahına ait. Nereden geldiğini hatırlamıyorum. Fakültede yaralar bahsini anlatırken; ateşli silahlar, mermi çekirdek ve kovanları ve tek tük değişik çapta mermiler bir kutu içinde bana hocalarımdan, sonra da o kutu dersi üstlenen öğrencime geçmişti. Arada kalmış, emeklilik sonrası kürsüdeki odamı boşaltırken eve gelmiş olabilir ama hatırlamıyorum yalnız yandaş basının iddia ettiği gibi kalaşnikof mermisi olmadıklarını söyleyebilirim."
‘BU HUKUKİ DEĞİL SİYASİ BİR SÜREÇ OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ’
Hukuksal sürece dair ise Fincancı şunları söyledi:
“Ortada "hukuki" bir süreç olmadığı söyleyebilirim. Bana yöneltilen suçlama propaganda. Propaganda suçunda tutuklu yargılama hukuk açısından kabul edilebilir olmadığı gibi hakkında soruşturma başlatıldığını öğrenip yurt dışından dönmüş birisi için kaçma şüphesinden de söz edilemeyeceği aşikâr. Bu hukuki değil siyasi bir süreç olarak değerlendirilmeli. Ortada bir iddia var. Ön değerlendirme sonucu gerekli etkili soruşturma yapılması için bir önermenin suç olarak tanımlanıp, ev baskını ve tutuklamaya dönüşmesi bana yönelik değil topluma yönelik bir susturma girişim olarak değerlendirilmeli."(Kaynak)