Fincancı TTB davasını değerlendirdi: Görevden alınsak da mücadele devam edecek
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 30 Kasım'da kurumun Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınmasına ilişkin açılan davanın karar duruşması öncesi Artı Gerçek'e konuştu: “Biz olsak da olmasak da TTB mücadelesine devam edecek”
Hasret VURUCU
ANKARA-Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin görevden alınması talebi ile açılan davanın karar duruşması 30 Kasım’da Ankara Dışkapı Adliyesi’nde görülecek. TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı dava süreci ve öncesine ilişkin Artı Gerçek'e konuştu. İktidarın TTB’ye karşı uzun yıllardır saldırgan bir tutum izlediğini belirtirken, “bizim alanımızda umutsuzluğa yer yok, karar ne olursa olsun mücadeleye devam edeceğiz” mesajı verdi.
“İKTİDAR BİZİ HEDEF HALİNE GETİRDİ”
TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınması talebi ile dava açılmasına giden süreci değerlendiren Fincancı, iktidarın uzun yıllardır TTB’ye karşı saldırgan bir tutum içerisinde olduğunu söyledi. Sağlıkta dönüşüm projesine karşı yürüttükleri mücadeleyi ve pandemi sürecinde TTB’nin yaptığı çalışmaları hatırlattı, “İktidar bu çalışmalarımızdan kaynaklı bizi hedef haline getirdi” dedi. TTB'nin iktidarın hedefi haline gelmesinin birinci sebebinin pandemi sürecindeki çalışmaları olduğunu belirten Fincancı şöyle konuştu:
“Pandemi sürecinde bizden önceki dönem Covid-19 izleme kuruluyla bir izlem çalışması yürütt ve hakikati ortaya koymak için ciddi bir çaba içinde oldular. Toplumda Türk Tabipler Birliği'ne ciddi bir güven oluştu. Sağlık Bakanını ve o turkuaz tabloları değil TTB’yi izleyen Türkiye kararlarını da ona göre verdi.”
“HAKİKATİ GÖSTERMEKTEN YANA TUTUM ALDIK”
Fincancı, TTB'nin hedef haline getirilmelerinin bir başka sebebinin ise, AKP iktidarı tarafından başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Projesi'ne karşı yürüttükleri mücadele olduğunu söyledi. Tahrip edilen sağlık sisteminin ilk adımlarının bu proje ile atıldığını söyledi ve buna karşı verdikleri mücadeleyi hatırlattı:
“AKP iktidara geldikten sonra Dünya Bankası'nın sunduğu ve 'Sağlıkta dönüşüm' adını verdikleri o proje ile sağlık tümüyle piyasaya terk edildi. Adım adım bugün içinde olduğumuz; hastanelerde randevu alamadığımız, randevu alsak da iki üç dakikalık muayyenlerle hastalığımızın ya da sorunlarımızın çaresini bulamadığımız koşullara dönüştü. Sağlık otoritesi, sağlık emekçisi ile hastayı karşı karşıya getiren tutum aldı. Biz burada da hakikati göstermekten yana tutum aldık. “Emek Bizim Söz Bizim” eylemleri ile mesleğimizin itibarsızlaştırılmasına karşı pek çok eylem yaptık. Sonunda, projeyi sempatik göstermek için Sağlık Bakanı 'beyaz reform' demek zorunda kaldı.”
“BİZ OLMASAK DA ÇALIŞMALARIMIZ DİĞER ARKADAŞLARIMIZLA SÜRECEK”
Fincancı görevden alma davasına giden süreçte yürüttükleri önemli mücadelelere dikkat çektikten sonra sözlerini TTB’nin toplumsallığına vurgu yaparak sürdürdü:
“TTB ne bir başkanla ne de 11 kişi konseyle yürüyen bir meslek örgütü değildir, biz mücadelemizi hekimlerle birlikte yürütüyoruz. Bu da çok rahatsız edici bulunuyor, çünkü hekimlerde bir karşılığı var. Hekimler bütün eylemlerde meslek örgütünün içinde yer alarak bu mücadeleyi güçlendiriyorlar.
TTB’nin toplumda da bir karşılığı var, toplumun da desteğini alıyor. Bu yüzden biz olsak da olmasak da çalışmalarımız diğer arkadaşlarımızla yürüyecek.”
“DOSYADA USULSZÜLÜKLER İLK AŞAMADA BAŞLADI”
Fincancı davanamenin hazırlanma sürecini ise, “ben gözaltında yanımda polislerle Ankara’ya giderken savcı TTB hakkında davanameyi hazırlamıştı” sözleri ile özetledi. Dosyadaki usulsüzlüklerin davanamenin hazırlanması ile başladığının altını çizen Fincancı şöyle konuştu:
“Benim gözaltına alınıp tutuklanma sürecimdeki iddianameyi hazırlayan savcı ile görevden alma davasındaki davanameyi hazırlayan aynı savcıydı. İddianamede yaptığı hataların çok benzerini davanamede de yapmıştı. Ayrıca biz bu soruşturmanın başlayacağını öğrendiğimiz ilk anda ifade vermeye hazır olduğumuzu bildirmiştik ama bir ev baskını yapmayı, baskın olduğu esnada evimde canlı yayın yapmayı seçtiler.”
“UMUTSUZLUĞA YER YOK”
Fincancı, sözlerini umut ve mücadele vurgusu ile tamamladı:
“TTB mücadeleci bir meslek örgütüdür ve tüm hekimlerle birlikte mücadelesini yürütüyor. Umutsuzluğa yer yok bizim alanımızda biz karar ne olursa olsun biz mücadeleye devam edeceğiz.”