Gabar Dağı'nda yıllar sonra Süryanice ağıtlar yükseldi
Artı Gerçek - Bir zamanlar Şırnak'taki Gabar Dağı zirvesinde yer alan Dêra Jor ve Cinêt köylerinde yaşayan Süryaniler, yıllar sonra Almanya’dan gelip köylerini ziyaret etti.
90’lı yıllarda “güvenlik” gerekçesiyle boşaltılan köylerde yaşayanların büyük çoğunluğu Almanya’ya göçtü. Bölgede bulunan, 7 veya 8’inci yüzyıllarda arasında inşa edildiği belirtilen Mor Aho Manastırı definecilerin hedefi olup büyük ölçüde tahrip edilmiş durumda. Bölgeye ziyarete gelen Süryaniler, viran haldeki köylerine duydukları özlemlerini Süryanicenin yanı sıra Kürtçe ve Türkçe ağıtlarla dile getirdi.
DOĞDUĞU KÖYE 40 YIL SONRA GELDİ: CENNETTE GİBİ HİSSEDİYORUM
40 yıl önce ayrıldığı köyüne ilk defa ziyarete gelen Hanno Paçun, “Köyüme geldiğim için kendimi cennetteymiş gibi hissediyorum. Köyümüzü, evleri ve manastırı görünce çok duygulandım. Umarım köyümüz yeniden inşa edilir ve yeniden buralar gelip yerleşiriz” dedi.
Evlerinin yakılmış durumda olduğunu, tarihi manastırlarının ise defineciler tarafından tahrip edilmiş olmasına üzülen Paçun, yetkililerin gelip bunu görmesi gerektiğini belirti.
'DERDİMİZ, KAHRIMIZ, FİKRİMİZ BURADADIR'
Dêra köyünden olan 78 yaşındaki Afrin Paçun da, 33 yıl önce ayrıldığı köyünü son on yıldır her sonbaharda ziyarete geliyor.
Köylerinin taşlarını görünce bile mutlu olduklarını dile getiren Afrin Paçun, yılların dindiremediği özlemini şu özlerle anlattı:
"Şu gördüğünüz yıkılmış evlerin taşlarını etraftan toplayıp ve sırtlayıp köye getirerek evlerimizi inşa ettik. Taşların hepsini vadilerden ve yamaçlardan sırtlayıp getirdik. Bugün Almanya’da yaşıyor olabiliriz ama derdimiz, kahrımız ve fikrimiz buradadır. Ancak elimizden bir şey gelmiyor. Eğer köyümüz inşa edilseydi, bu yaşıma rağmen gelip yerleşirdim ve burada yaşardım. Köyümüze yol gelmediği için ulaşmak zordur. Buradan göç etmeden önce hayvanlarımız vardı ve burada çiftçilik yapıyorduk. Dicle Nehri kenarında bulunan arazilerimizi boğalarla sabahtan akşama kadar sürerdim. Çok zahmetliydi ama mutluyduk ve keyfimiz yerindeydi. Her zaman keşke Almanya’daki rahatlık değil de buradaki o zor ve eski yaşamımız olsaydı diyorum. O günlere özlem duyuyoruz.”
KÖYDEN EN SON O AYRILDI
Atalarının binlerce yıl boyuncu bu köylerde yaşadıklarını söyleyen Kerim Paçun ise, bugün viran haldeki köylerini, “1990’da köyü en son terk eden kişi benim. O günden beri köyümüz boştur. Bizden sonra evlerimiz ve bahçelerimiz tam 6 defa yakılmış. Eskiden köye girdikten sonra zeytin ağaçlarından dolayı güneşi göremezdin. Her yer gölgelikti. Bugün ise bu zeytinlerin yüzde biri bile kalmamış. Kalanlar da sarp kayalıklarda olduğu için yakılmamış ya da kesilmemiş. 20 binden fazla zeytin ağacımız vardı. Şuan 200 tane bile kalmamış” cümleleriyle anlattı.
Paçun, buralarda barındırılmadıkları için ister istemez göç yollarına düştüklerini ifade ederek, “Almanya’ya gittik ama köyümüzün hasretiyle ayakta kaldık. Gece gündüz ve her saniye kulağımız köyümüzdedir. Gündüzleri Almanya’dayız ama geceleri rüyamızda köyümüzde ve kilisemizdeyiz. Topraklarımızı asla unutmayız ve kimseye de bırakmayız. Çünkü toprak namustur. Ata topraklarımızı kimseye vermeyiz. Bu topraklar bizimdi ve hep öyle kalacaktır. Hiç kimse topraklarımıza gelmemizi engelleyemez. Zulüm iyi bir şey değildir ve sürekliliği de yoktur. Bize yapılanları Allah’a havale ediyoruz” diye konuştu.
'ANILARIMIZ BURADA'
Doğduğu Cinêt Köyünü uzun yıllar sonra ziyaret edebilen Meryem Kural da, gelir gelmez gözünde birçok anının canlandığını paylaşıyor. Kural, köylerinden kalan taş kalıntılarının arasında ağıt yakarak özlemini gidermeye çalıştı.
Dede ve ninelerinin topraklarına 30 yıl sonra geldiğini söyleyen Cinêt Köyünden Edip Duru de ağıt yakanlar arasında. Duru, “Köyüme geldiğim için çok mutluyum. Burada insan ferahlıyor ve kendine geliyor. Anılarımız burada ve o yüzden buradan uzaklaşsak da hiç kopmadık” dedi. (MA)