Gazeteci Abdurrahman Gök tahliye edildi

Gazeteci Abdurrahman Gök tahliye edildi
Kemal Kurkut cinayetini fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök’ün ikinci duruşması başladı. Aranın ardından Mahkeme, yurt dışı yasağı şartıyla tahliye kararı verdi. Duruşma 12 Mart'a ertelendi.

Rojhat ABİ


DİYARBAKIR - Tutuklu Mezopotamya Ajansı editörlerinden (MA) Abdurrahman Gök, bugün bir kez daha hakim karşısına çıktı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Abdurrahman Gök, tutuklu bulunduğu Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nden getirildi.

BASIN ÖRGÜTLERİ İZLİYOR

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Felat Bozarslan, Medya ve Hukuk Çalışmaları (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) Temsilcisi Sertaç Kayar, Punto24 ile birçok gazeteci duruşmayı izliyor.

DURUŞMA BAŞLADI

Duruşma SEGBİS ile bağlanan tanık Ümit Akbıyık'ın ifadesinin alınmasıyla başladı.

TEMUR: TANIK BEYANIN TAMAMI YALAN

Avukat Resul Temur, "Bu tanık ifadelerini genişleterek beyanlarını ifade ediyor. Artık tanıkların ezberlediği ifadelerdir. Abdurrahman Gök bir trafik kazası geçiriyor. Tanığın bahsettiği tarihte de istirahatte olduğu kanıtlıdır. Çok uzun bir süre yatakta yattı. Müvekkilim hiçbir zaman Pel Prodüksiyon'da çalışmadı. Öncesinde Mezopotamya Ajansı'nda çalışıyordu. Tanık doğrudan hiçbir fiiline denk gelmedi. Yasal hiçbir fiil yoktur. Beyanlarını tamamı yalandır. Esas alınmaması gerektiğini talep ediyoruz" diye konuştu.

'KADROLU İTİRAFÇI',

Avukat Mehmet Emin Aktar da "Bu şahış koruma altında gezdirilen kadrolu bir itirafçıdır. Bu beyanlar bu şartlar altında gerçeği yansıtmamaktadır" dedi.

SAVCI TAHLİYE TALEP ETTİ

Avukatların savunmasının ardında duruşma savcısı, gazateci Abdurrahman Gök'ün tahliyesini istedi.

'CEZAEVİNDEYKEN BİLE TELEFONLA KONUŞTUĞUM SÖYLENİYOR, BU MÜMKÜN DEĞİL'

Abdurrahman Gök'e HTS kayıtlarında konuştuğu kişilerin kim olduğu soruldu. Gök, "Bunların tamamı gazeteci. Bir kısmı ile tanışıklığım vardır. Gazeteciler olarak birbirimizi bilgi almak için ararız, konuşuruz. Bunlar cezaevindeyken bile ben onlarla telefon konuştuğumu söylemişler. Bu mümkün değil" dedi.

'KOBANE'DE HABER TAKİBİ YAPTIM'

Gök'e kendisine ait YouTube kanalı soruldu Gök, "Kobanê'de ben haber takibi yaptım. Gazetecilik yapıp belgesel çektim. Bugün Gazze'de bir sürü gazeteci var haber takibi yapıyorlar. Belgesel çekiyorlar. Bugün neden oradakilere hiçbir yargılama yapılmıyor" diye konuştu.

'GAZETECİYİ HABER ÜZERİNDEN YARGILAYAMAZSINIZ'

Avukat Veysel Ok, "Burada iddianameyi eleştireceğim. 14 sayfalık iddianamede Abdurrahman Gök'ün hiçbir beyanı yok. Bu iddianamede Abdurrahman Gök nerede? Bu davada amaç gazeteciliğin engellenmesidir. Bir insanın nerede çalışıp çalışmadığı vergilerle yaptığı işlerle ortadadır. Ümit Akbıyık Pel prodüksiyonda Abdurrahman Gök'ü gördüğünü ifade ediyor. Bir insan ilk defa karşılaştığı kişiye "örgüt adına çalışıyorum" der mi? Bu hayatın akışına terstir. Kendisi profesyonel bir tanıktır. Ayrıca kendisi bir itirafçııdr. O kişi kendisini kayırmak için bunu yapıyor. Bu itirafçıları dikkate almamak gerekiyor. Sizde gazeteciyi yaptığı bir haber üzerinden yargılayamazsınız. Yapılan haberler sizi rahatsız edebilir, size göre iktisaslı da olabilir. Ama gazeteci bundan dolayı yargılanmaz. Tüm bu yargılamanın sebebi hepimiz biliyoruz ki Kemal Korkut'tur" diye konuştu.

TAHLİYE EDİLDİ

Avukatlar da tahliye talep etti. Mahkeme karar için ara verdi. Aranın ardından Mahkeme, yurt dışı yasağı şartıyla tahliye kararı verdi. Duruşma 12 Mart'a ertelendi. Tahliye kararı alkış ve zılgıtlarla kutlandı.

NE OLMUŞTU?

20 yılı aşkın bir süredir gazetecilik yapan Gök, bugüne kadar gündeme birçok önemli habere imza attı. 3 Ağustos 2014'te IŞİD'in hedef aldığı Şengal'de Ezidilerin sesini duyurdu. 5 Ekim 2014'te Kobanê'de verilen direnişi tüm dünyaya duyuran gazetecilerden biri oldu. 2017 yılı Diyarbakır Newrozu’nda polis kurşunuyla katledilen Kemal Kurkut’un vurulma anının fotoğraflayarak hakikatin tersyüz edilmesinin önüne geçti.

Jina Mahsa Amini'nin katledildiği İran’da yaşananları yerinde görerek kaleme aldı. En son 6 Şubat 2023'te yaşanan ve on binlerce insanın öldüğü depremler sonrası soluğu Maraş'ın Pazarcık ilçesinde aldı.

'FAŞİZM YENİLECEK, YAŞASIN ÖZGÜR BASIN'

Gök, meslek hayatında birçok kez hedef oldu. Birçok kez gözaltına alındı ve benzer suçlamalarla tutuklandı. En son Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 25 Nisan’da 21 ilde düzenlenen ev baskınlarında gözaltına alınan 126 kişi arasında yer aldı. 27 Nisan’da Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 'örgütü üyeliği' ve 'örgütü propagandası yapmak' iddialarıyla tutuklandı.

Tutuklandığı adliye koridorlarında, “Faşizm yenilecek hiç merak etmeyin. Faşizan defolup gidecek. Kahrolsun faşizm, yaşasın özgür basın” sözleri yükseldi.

Şu an Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Gök'ün ilk duruşması 14 Eylül’de görüldü. Gök, geçici heyetin baktığı davada tahliye edilmedi. İlk duruşmada, bugüne kadar yüzlerce kişi hakkında 'tanıklık' yapan Ümit Akbıyık’ın dinlenmesine karar verildi. Ayrıca Gök’ün Yargıtay’da bulunan dosyalarının istenmesine karar verildi.

İDDİANAMEDEKİ İDDİALAR

Gök, 14 sayfalık bir iddianame üzerinden yargılanıyor. Gök’ün tutukluluğunun 47’nci gününde hazırlanan iddianamenin bir bölümü, 'KCK yapılanması'ndan oluşuyor.

Diğer bölümler ise, açık ve gizli tanık iddiaları, haberler, el konulan kitapların içeriği ve meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerin sayısında oluşuyor.

GÖK: YALAN İFADELER ÜZERİNE TUTUKLANDIM

Önümüzdeki duruşmada dinlenmesi beklenen açık tanık Akbıyık, Gök’ün Pel Prodüksiyonu’nda çalıştığını ve 'örgüt mensuplarından talimat alarak faaliyet yürüttüğünü' iddia ediyor.

Gök, ilk duruşmada söz konusu iddialara değindi. Gök, Akbıyık’ın soruşturma sürecinde 4 defa ifade verdiğini ve ifadelerinde kendisi ile ilgili bir şey söylemediğini kaydetti.

Soruşturma savcısına da bunu ilettiğini aktaran Gök, “İlk iki tanık soruşturmasında ismim bile yok. Sonrasında 'Abdurrahman Gök’ü tanıyor musun?' diye sorulmuş. O da 'şunları şunları biliyorum' demiş. Ondan sonra dosya hazırlanıyor. Tanık ifadesinde benim PEL Prodüksiyon'da çalıştığımı söylüyor. Ben orada çalışmadım, onun yalan ifadeleriyle tutuklandım. Tanık ifadesinde beni bir kere gördüğünü söylüyor” diye kaydetti.

İddianamede Gök’e yöneltilen bir başka suçlama, Gök’ün YouTube kanalında yayınladığı ve 2014 ile 2017 yıllarında haber takibi amacıyla bulunduğu Kobanê’de çektiği görüntüleri içeren “Kobanê; ne fîlm e ne belgefîlm e” başlıklı görüntü. Savcıya göre; söz konusu belgesel ile 'örgüt propagandası' yapılıyor.

BELGESEL SUÇLAMASI

Gök'ün bu iddiaya da şu sözlerle itirazı var:

"Bir kent olan Kobanê belgeselinde çektiğim videolarda tabi ki mezarlıklar, heykeller olacak. Yine belgeseldeki güzellemeler suçlama konusu yapılmış, kaldı ki güzellemeleri de yapan ben değil oradaki insanlar. Tabi ki güzellemeler yapacaklar, binlerce insan orayı DAİŞ’ten almak için can verdi. Orası alınmamış olsaydı bugün DAİŞ ile komşu olurduk. DAİŞ’e karşı orayı savundular. O dönem Cumhurbaşkanı ‘Koridoru biz açtık’ dedi. Süleyman Şah Türbesi Eşme’den YPG/YPJ kontrolünde getirildi. Böyle bir durumda bir belgesel nasıl suçlama konusu yapılır?."

1830’DA YAZILAN KİTAP SUÇLAMA KONUSU OLDU

İddianamede yer alan en dikkat çekici suçlama da kitap tanıtımlarına dair yapılan haberler. Élisée Reclus’ın 1800'lü yıllarda kaleme aldığı ve Türkçe çevirisi 2021’de Aram Yayınevi’nden çıkan 'Bir Dağın Hikayesi' kitabına dair tanıtım haberi de iddianamede suçlama konusu yapıldı.

Gök, söz konusu kitabın 1830 yılında yazıldığına işaret ederek 'dağ' kelimesinden suç yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Yine birçok yayınevinin kitaplarını kendisine ya da ajansa protokol olarak gönderdiğini aktaran Gök, kitapların içeriğiyle suçlandığını aktardı.

BAKANLIĞA YAZILAN MEKTUP

İddianamede en dikkat çeken suçlama ise, Elbistan’da engelli Kısa ailesinin Adalet Bakanı’na yazdığı mektuba dair haber.

Gazeteci Gök’ün 70 yaşındaki annesi Elif Kısa’nın 3 Aralık 2020’de tutuklanarak Elbistan E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulan duyma ve konuşma engelli oğlu Ahmet Kısa’nın dönemin Adalet Bakanı Abdullahamit Gül’e gönderdiği mektubu suçlama konusu yapıldı.

Yine Gök’ün 2017-2020 yılları arasında meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmeler ile ev aramasında el konulan kitaplar suçlama konusu yapıldı.

Öne Çıkanlar