Gazetecilere ajanlık dayatması: Suç duyurusunda bulundular

Gazetecilere ajanlık dayatması: Suç duyurusunda bulundular
İki Jınnews muhabiri gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra sürekli telefonla arandıklarını söyleyerek savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Remzi BUDANCİR


GÜNCEL - OHAL uygulamasıyla birlikte yaşanan hak ihlalleri gün geçtikçe artıyor. Keyfi gözaltılar, uzun gözaltı süreleri ve gözaltında şiddet haberlerine son zamanlarda 'ajanlık' dayatması da eklendi. Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Jınnews çalışanları, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’ne başvuruda bulunarak kendilerine ajanlık dayatması yapıldığını belirtti.

BİLİCİ: GÖZALTINA AJANLIK DAYATMASI İDDİALARI ÇOĞALDI

Muhabirler Nurcan Yalçın ve Durket Süren ile birlikte basın açıklaması yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, çok vahim iddialar ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Son dönemlerde İHD’ye çok ciddi başvurular olduğunu ifade eden Bilici, başvuruların tehdit, baskı ve 'ajanlık teklifi’ne ilişkin olduğunu söyledi. Bu tür uygulamaları asla kabul etmediklerini belirten Bilici, "Cumhuriyet Başsavcılığına çağrıda bulunuyoruz. Bunların yargı önünde hesap vermesi gerekiyor" diye konuştu.

GÖZALTINDA ‘DIŞARIDA GÖRÜŞELİM’ BASKISI

Muhabir Durket Süren, Lice’de 1 Mart 2018 tarihinde aranması olduğu gerekçesi ile gözaltına alındığını belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı: İçişleri Bakanlığınca görevlendirdiğini söyleyen iki kişi benimle görüşmek istedi. Basın çalışanları olmamızdan kaynaklı halkın nabzını bizden duymak istediklerini söylediler. Ben de bir sorgu varsa avukatımın dışında herhangi bir ifade vermek istemediğini belirttim. Konuşmaya başladıklarında benim görüşümü almaları gibi bir durumun söz konusu olmadığını anladım. ‘Jınnews ajansının PKK kurumu olduğunu, Kandil'den talimat alarak haber yaptığım’ şeklinde suçlamalar yapınca sohbeti kesmek istediğimi söyledim. Bu defa bana dışarıda beraber bir çay içmek istediğini söylediler. Ben de ısrarla bunu kabul etmedim.

"SERBEST KALINCA TELEFONLA ARADILAR, GÖRÜŞME DAYATTILAR"

5 Mart'ta yurtdışı yasağı konulup, denetimli serbestlikle bırakıldığını ifade eden Süren, bu iki kişinin dışarıda da kendisi ile iletişime geçmek için girişimde bulunduğunu söyledi. 21 Nisan’da kendisini Cihan diye tanıtan biri tarafından arandığını belirten Süren, bu kişinin ısrarla görüşmek istediğini ancak kendisinin reddettiğini söyledi. 26 Nisan’da tekrar telefonla arandığını anlatan Süren, "Israrla benimle görüşmek istediğini ifade ediyordu. Ben haksız yere gözaltına alındığımı, bu süreci atlatmaya çalıştığımı, sakin bir hayat sürdürdüğümü söyledim. Bu sözlerim üzerine telefondaki kişi, ‘Bu süreci atlatmaya çalışıyorsun ama bu yapıda olduğun sürece buna benzer çok şey yaşayacaksın’ dedi.  Ben de herhalde bir daha aramayacaklar diye düşündüm. Onun için her hangi bir yere başvuruda bulunmadım. Dün tekrar arandım. Kendisini Cihan diye tanıtan kişiydi yine. Kendisine neden benimle görüşmek istediğini sordum. ‘Birkaç soru soracağız. Sadece 10 dakika görüşmek istiyoruz’ dedi. Ben de bu kadar acil, bu kadar önemli bir durum varsa avukatımla geleceğimi belirttim. Bu defa ses tonunu yükselterek, ‘Ortada hukuki bir durum yok. Neden avukatı işin içine karıştırıyorsun’ dedi. Ben bu durumu arkadaşım Nurcan’a anlattığımda, benzer bir durumu kendisinin de yaşadığını anlattı. Hatta onunla görüşen iki kişi ile benimle görüşenlerle aynıydı" dedi.

 "AVUKAT GİDİNCE BASKI BAŞLADI"

Jınnews muhabirlerinden Nurcan Yalçın da benzer bir durumla karşı karşıya kaldığını söyledi. Kendisinin 4 Mayıs’ta aranarak ‘İfaden var’ gerekçesi ile Emniyet TEM Şube'ye çağrıldığını anlatan Yalçın, "Avukatımla sabah TEM’e gittim. Savcılık talimatı beklendiği söylenerek bir süre bekletildik. Saat 13.00 gibi ifadem alındı. İfadem alındıktan sonra tekrar savcının talimatını beklediklerini ifade ederek biraz daha bekleteceklerini söylediler. Avukatımın işi çıktığı için emniyet binasından ayrıldı. Avukat binadan ayrılınca beni farklı bir odaya aldılar. İki kişi vardı orda. Sohbet edeceklerini söylediler. Bend e ‘ifademi verdim’ deyince bana ‘Biz ifade almıyoruz. Biraz sohbet edeceğiz’ dediler. Ben sohbet edecek bir durum yok dememe rağmen, ısrarla beni oturttular. Benim ‘Terör örgütüne hizmet ettiğimi, yasa dışı bir iş yaptığımı’ iddia ettiler. Ben de illegal bir iş yapmadığımı, açık bir şekilde çalıştığımı söyledim. Onlar ‘Biz sizin ne iş yaptığınızı biliyoruz. Bu işi yapmaya devam ederseniz sizin kapınızı çalmaya devam edeceğiz’ diyerek tehditlerde bulundular. Ben de işimin bu olduğunu, ekmeğimizi bu işten kazandığımızı söyledim. 'Siz bize yardımcı olursanız biz sizi mağdur etmeyiz, bunun başka yolları var' deyip üzerime geldiler. 'İlla dışarıda bir çay içelim' şeklinde ısrarcı oldular. Numaramı aldılar. Ben kaygılıyım. Kadın gazeteciler bu tür baskılar ile karşılaşıyor. Biz gereken hukuki işlemin başlatılmasını istiyoruz" diye konuştu.

"YAYGIN BİR UYGULAMA"

Jınnews muhabirlerinin avukatı Pirozhan Karaali, bu durumun sadece iki gazeteci ile sınırlı olmadığını söyledi. Başka şehirlerde yaşayan meslektaşlarının da benzer uygulamalar ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Karaali, "Sadece gazetecilere değil, öğrenciler ve toplumun her kesimine yapılıyor. Bu bize yaygın bir uygulama haline getirildiğini gösteriyor" dedi.

İHD’de yapılan basın açıklamasının ardından Jınnews muhabirleri Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundular.

Öne Çıkanlar