'Gerginlik bitmedi üstü örtüldü'
Urfa’da 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın ardından Vali 'Yazılı olmayan kurallara uyun' uyarısı yaparken, dükkanlarını yeniden açmaya başlayan Suriyeliler endişeli.
Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK - Urfa’nın Eyyübiye ilçesinde 27 Eylül 2018 tarihinde Suriyeliler ile çocuklar yüzünden başlayan kavga kısa sürede büyümüş, Urfalı 2 kardeş hayatını kaybederken 3 kişi de yaralanmıştı. 8 kişinin silahlarıyla birlikte gözaltına alındığı olaydan Suriyeli mülteciler sorumlu tutuldu. 27 Eylül’de başlayan gerginlik ise sürüyor. Kentte bulunan Suriyeliler olayın ardından dükkânlarını açamazken tepkiler de giderek arttı.
VALİDEN UYARI
Yaklaşık 600 bin Suriyelinin yaşadığı Urfa’da Valilik gerginliğin sona ermesi için girişimde bulundu. Urfa Valisi Abdullah Erin, dün Büyükşehir Belediye Başkanı, Eyyübiye Kaymakamı, İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Komutanı ve Urfa’da oturan Suriyeli kanaat önderleri ile bir toplantı yaptı. Valilik, "Suriyelilere kritik uyarı" başlığı ile yapılan toplantıyı bir açıklama ile duyurdu. Açıklamada Vali Abdullah Erin’in Suriyelilere yönelik konuşmalarına da yer verildi. Hukuk dışı hiçbir eyleme, harekete ve davranışa müsamaha gösterilmeyeceğini belirten Vali Erin, Suriyelilere ilişkin şu uyarıda bulundu: "Sonuçta biz ev sahibiyiz, buradaki insanlar sizin ev sahibiniz. Suriyeli kardeşlerimiz de bu ev sahiplerinin misafirleridir. Hepimizin geleneğinde, örfünde, adetinde misafir gittiğimiz bir yerde misafirlik kurallarına tabi olmak vardır. Hiç birimiz misafir olarak gittiğimiz bir evde, ev sahibini rahatsız edecek nitelikte bir harekette, eylemde, söylemde bulunmayız. Bu, ev sahibine olan hürmettendir."
"YAZILI OLMAYAN KURALARA UYUN"
Kentte huzursuzluğa neden olacak davranışlara müsaade edilmeyeceğini belirten Erin, Suriyelilere yönelik olarak ‘yazılı olmayan kurallara’ uymaları gerektiğine de değindi. Urfa’da yaşayan Suriyelileri misafir kabul ederek ev sahiplerinin yaşam tarzlarına saygılı olmalarını söyleyen Erin, açık alanlardan, parklardan ve sokaklardan istifade etmek isteyenlerin, yazılı olmayan belli kurallara uymaları konusunda uyarılarda bulundu. Erin, Suriyelilerden, parklarda ve sokaklarda gelişigüzel vakit geçirmelerinden giyim kuşamlarına, nargile içmelerinden yüksek sesle müzik dinlemelerine kadar birçok davranışın tepki çektiğini iddia ederek bu tutumlarını değiştirmeleri gerektiğini vurguladı.
"OLAY SİYASİ VE ETNİK BİR YÖNE ÇEKİLMEMELİ"
Urfa’da yaşanan gerginliğe ilişkin bir açıklama da Urfa Barosu’ndan geldi. Urfa Baro Başkanı Ahmet Tüysüz, siyasi ve etnik bir yönü olmayan adli bir vakanın farklı yönlere çekilmesi çabasını doğru bulmadıklarını belirtti. Sosyal medyada başlatılan provokatif kampanyalarla kentte esnaflık yapan Suriyelilerin işyerlerine yönelik saldırılara varan tehlikeli bir gerginliğe çanak tutan eylem ve söylemleri kaygıyla izlediklerini belirten Tüysüz, "Bir kavgadan kaynaklanan böyle bir suçta, sanki kentimizde yaşayan 500-600 bin Suriyeli cinayet işlemiş gibi algı yaratılmasını doğru bulmadığımızı, bunun kimseye bir yararının da olamayacağının altını çizmek istiyoruz. Başta siyasiler olmak üzere politika yapıcıları, STK temsilcilerini ve tüm hemşehrilerimizi ayrımcılığa neden olacak her tür eylem ve söylemden uzak durma konusunda duyarlılığa davet ediyoruz. Devlet kurumlarını, savaştan kaçarak şehrimizde misafir konumunda bulunan mültecilerin yarattığı kapasite fazlasının toplumsal yapıda yarattığı sağlık, eğitim, sosyal ve ekonomik etkileri analiz eden ciddi yapısal çözümleri hayata geçirmeye davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"DÜKKANLAR AÇILMADI, İNSANLAR EVLERİNDEN DIŞARIYA ÇIKAMADI"
Urfa’da yaşanan bu olay ilk değil. Daha önce de benzer olaylar yaşanmıştı. Kentte Suriyelilere yönelik tepkiler ise oldukça yüksek. Bu gerginliğin daha genişlemesi kaygıya neden oluyor. Artı Gerçek’e konuşan Hak İnisiyatifi’nden Fethi Tapaç, günlerdir süren gerginliğin ardından bugün durumun kısmen normale döndüğünü söyledi. STK’lerin ve kanaat önderlerinin çağrılarının olumlu karşılık bulduğunu belirten Tapaç, "Kaç gündür gerginlik vardı. 3 gün bu insanların dükkanları kapalı kaldı. İnsanlar evlerinden çıkamadı. Tabi bu bizim için üzücü bir şeydi. Sivil toplum kuruluşlarının, halkın, aydınların çağrıları karşılık buldu. İnsanlar yavaş yavaş iş yerlerini açtılar. Sokağa çıkmaya başladılar. Bu bizi bir nebze de olsa rahatlattı" dedi.
"MÜLTECİ SAYISI 700 BİN CİVARINDA"
Şu an için olumlu hava olsa bile durumun tekrar kötüye gidebileceği uyarısında bulunan Tapaç, Urfa’da bulunan Suriyeli mülteci sayısının büyük sorun yarattığını söyledi. Birçok yerde kapatılan kamplardaki Suriyelilerin Urfa’ya yönlendirildiğini hatırlatan Tapaç, "Antep’ten ve başka illerden mülteciler buraya yönlendirildi. Resmi rakamlara göre Urfa’da bulunan mülteci sayısı 600 binin üzerinde. Ama gerçekte bu sayı oldukça yüksek. 700 bin civarında Suriyeli mülteci var Urfa’da. Kayıt dışı olanların sayıları da oldukça yüksek. Urfa açısından bu sayı başlı başına sorun oluşturuyor" diye anlattı.
"URFA BU KADAR NÜFUSU KALDIRMAZ"
Aşırı göç dalgasının kentin olumsuz olan sosyo ekonomik yapısını daha da kötüleştirdiğini belirten Tapaç, "Şehrin sosyo ekonomik durumu zaten kötüydü. Bu kentte yoksulluk oldukça yüksek. 460 binin üzerinde mevsimlik tarım işçisi olan bir kent burası. Hem Suriye’den gelen insanların durumu, hem de buradaki yerli halkın durumu ortada. Yoksul olan bir kente bu kadar çok nüfus artışı sorunu derinleştiriyor. Böyle olunca bu insanlar alttan altan homurdanmaya başladılar. Bu hem ülkemiz açısından, hem de ilimiz açısından bir sıkıntı barındırıyor. Urfa fakir bir şehir, bu kadar insanı kaldıramaz" ifadelerini kullandı.
"BATI ÜLKELERİNE BAKMAK GEREKİYOR"
Tapaç, yaşanan sorunun sadece Urfalılar üzerinden analiz etmenin yeterli olmadığı görüşünde. Suriye’den gelen mültecilerin savaştan kaçtığını, evini barkını, yakınlarını kaybettiğini hatırlatan Tapaç, şunları söyledi: Ortadoğu halkları bunu pek iyi anlayamazlar. Ama bu mültecilerin Avrupa’da başka yerlerde, sığınmacıların nasıl yaşadığına dair, oradaki örnekleri nasılsa, burada da aynısı olmalı. Bu insanlar ilk önce bir yerde toplanacak. Kamplar olacak muhtemelen. Bunun dışında bir seçenek çokta kolay değil. bu insanların entegrasyonu için, sosyal, psikolojik olarak topluma uyum sağlaması için, iş hayatına aktarılabilmeleri için rehabilite edilmeleri gerekiyor. Bu insanlar zaten yoksul. Zaten bir travmadan kaçarak buraya geldiler. Psikolojileri de çok iyi değil. Bu insanları birde böyle değerlendirmek lazım.
"ENSAR-MUHACİR POZİSYONU YOK, AKLISELİM POLİTİKALAR ÜRETİLMELİ"
Mültecilerin topluma uyumu için entegrasyonun sağlanması gerektiğine dikkat çeken Tapaç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa’daki örneklerine baktım. Bu insanlar bir yerde toplanıyor. Önce rehabilite ediliyor. Yeteneklerine göre iş alanları bulunuyor bu insanlara. Kuru bir ‘Ensar-Muhacir’ ilişkisi, zemine oturmamış ‘Ensar-Muhacir’ ilişkisi ile sürdürülebilir bir pozisyon yok burada. Biraz daha sağduyulu, biraz daha aklıselim bu insanlara yaklaşalım."
RESMİ RAKAMLAR İLE SAHADA OLANLAR UYUŞMUYOR
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 13 Eylül 2018 tarihli, Türkiye’de bulunan Suriyeli mülteciler ile ilgili verilere göre, 81 ilin tamamında Suriyeli mülteciler bulunuyor. Verilere göre Türkiye’de bulunan Suriyeli mülteci sayısı 3 milyon 559 bin 262. Urfalıların verdiği bilgilere göre kentte bulunan mülteci sayısı 700 bin civarında. Ancak Göç İdaresi’nin Urfa’ya ilişkin rakamları oldukça düşük. Göç İdaresi’nin en son verilerine göre Urfa’da 449 bin 85 mülteci bulunuyor. Bu rakam, kentte bulunan mültecilerin büyük bir bölümünün kayıt dışı olduğunu gösteriyor. En fazla Suriyelinin kaldığı 10 il arasında İstanbul önde.
MÜLTECİLERİN YOĞUN YAŞADIĞI 10 İL
Göç İdaresi’nin yayınladığı haritaya göre Urfa’da 449 bin 85, Hatay’da 438 bin, Antep’te 397 bin 617, Kilis’te 127 bin 995, Mersin’de 206 bin 949, Adana’da 224 bin 364, Konya’da 94 bin 799, İzmir’de 139 bin 164, Bursa’da 155 bin 741 ve İstanbul’da 561 bin 293 Suriyeli kalıyor.
İLLER KAPASİTELERİNİ AŞIYOR
Haritada bu illerden bazılarının maksimum dolum kapasitesine ulaştığı görülüyor. Urfa, Antep, Kilis, Maraş, Mardin, Hatay, Adana, Adıyaman, Osmaniye ve Malatya’da geçici barınma merkezleri bulunuyor. Bu barınma merkezlerinde mültecilerin kalması planlanıyordu. Yayınlanan verilere göre Suriyelilerin barınma merkezlerine fazla ilgi göstermediği görülüyor. Açıklanan verilerde Mardin ve Adıyaman’da bulunan Geçici Barınma Merkezlerinde hiç mülteci kalmadığı görülüyor.
EN AZ MÜLTECİNİN BULUNDUĞU İL SAYISI 6
Verilere göre an az mülteci 6 ilde bulunuyor. Bu 6 ilde kalan mülteci sayısı yüzün altında. Dersim'de 48, Iğdır’da 87, Gümüşhane’de 75, Bayburt’ta 31, Bartın’da 92 ve Artvin’de 42 mültecinin kaldığı belirtiliyor. Açıklanan verilerde yer alan tabloya göre mültecilerin en yoğun kaldığı bölge Suriye sınırında kalan kentler ve büyük metropoller.