Gidenler, gitmeyi düşünenler: İskoçya'ya gitmemin şerefine kaç gündür içiyorum

'Yapamıyorlar ise bıraksınlar. 20 senedir iktidardalar. Çıkın, gidin artık. Bizi de, gençleri de perişan ettiniz.'

Gidenler, gitmeyi düşünenler: İskoçya'ya gitmemin şerefine kaç gündür içiyorum

Yağmur KAYA

ARTI GERÇEK - İstanbul Karaköy'de çöp konteynerının hemen dibine bağdaş kurarak oturmuş, konteynırın içinde her ne varsa dışarı çıkarıp poşetlerin içindeki ürünleri tane tane ayıklayarak yiyen genç bir kadın.

Taksim Tarlabaşı'nda 3 oyun masasının bulunduğu, sigara dumanının gözleri ve genzi yaktığı bir kahvehanede oturan 3 kadın. Biri Ardahanlı, biri 20 yıl önce Romanya'dan Türkiye'ye gelmiş bir diğer kadın sessiz. Hiç kimse yokmuş gibi, sorduğum bir iki soruya tepki vermiyor. Arkadaşı, "Gariban, boş ver" deyip bu sessiz kadına olan ilgimin dağılmasını öneriyor. Arkadaşının "Gariban" olduğunu söyleyen kadın 3 aydır ev kirasını ödeyemediğini vurguluyor. İki hafta kadar önce AKP'li bir grubun kapısına kadar gelerek kendisini AKP üyesi yaptıklarını anlatıyor. Telefonuna gelen mesajı göstererek, "Yardım ederler mi acaba?" diye bana soruyor. "'Seni üye yapalım' dediler ben de 'Tamam' dedim. Bak beni çekmedim değil mi? Fotoğraf? Bak seni de yakarım kendimi de." Güven duygusundan uzak bakışlarında benden cevaplamamı istediği sorular soruyor. "Düzelir miyiz? Yardıma ederler mi? Çok aç var değil mi?"

‘ONUN DA SARAYI VARDI'

Türkiye'de 20 yıldır bulunduğunu söyleyen Romen kadın, Türkiye'nin şu anki durumunu Romanya eski Devlet Başkanı Çavuşesku dönemine benzetiyor. Romen kadın, "İkisi de diktatör. Onun da (Çavuşesku) sarayı vardı. Ama biz bir olduk, Çavuşesku'yu devirdik. Sizin halk korkak" diyor.

Taksim Tünelde Şişhane Metro Durağı merdivenleri girişinde bulunan iki genç kadın. Beyza Tekirdağ'dan, Öykü ise Trabzon'dan İstanbul Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okumak üzere geliyor.

Beyza, "Zaten bir senedir pandemideydik. Pandemi dönemi de çok kötüydü. Çok kötü yönetildi çünkü. Zaten pandemi olmasaydı da ülkenin durumundan dolayı çok fazla şey yapılmıyor yani. Sosyal vs... Burs sonuçları yeni açıklandı. Bana kredi çıktı. Bizim evde sadece tek bir çalışan var. Babam çalışıyor. Asgari ücretin bir tık üstünde bir maaş alıyor. Özel yurtta kalıyorum. Burada ben zorlanıyorum, ailem orada zorlanıyor. Ve benim hiçbir şeyim yok. Sigara, alkol kullanmıyorum. Ve gerçekten paranın nereye gittiğini anlamıyorsunuz. Zaten yurtta sadece sabah kahvaltısı var; okulda uygun fiyata yemek yiyebiliyoruz. Akşamları biraz sıkıntı oluyor. Yurtta yapılabilecek kolay, basit yemekler yapabiliyoruz. Bu şekilde" diyor.

'KOĞUŞ GİBİYDİ'

Öykü, "Bana devlet yurdu aslında çıktı ama eski olanlar çıktığı için hiç kalınabilecek durumda bile değillerdi. Koğuş gibiydi. 6 kişilik. Sadece küçük bir masa var. Demirden dolaplar falan var. Baya koğuş, cezaevi gibiydi. O yüzden özel yurtta kalıyorum" diyor.

'Kİ ONU BİLE DÜŞÜNÜYORUZ'

Bu iki üniversiteli sosyalleşebilmek adına yapabildikleri tek şeyin -hesap ederek- en fazla kahve içmek olduğunu söylüyor. Öykü, "Ki onu bile düşünüyoruz çoğu zaman. 'Cafede oturacağız ama paramız gidecek'. Kahve içmekte lüks olduğu için artık kahve bile içemiyoruz" diye vurguluyor. Öykü ve Beyza ülkenin "İlla ki bir gün düzelecek" ini düşünmelerine rağmen Türkiye'de kalmayı kesinlikle düşünmediklerini vurguluyorlar. Öykü, "Zaten bölüm seçerken de şunu düşünerek seçtim: İstediğimi değil 'Türkiye'den nasıl gidebilirim' i düşünerek bölüm seçtim. Çünkü bu ülke birden batmadı birden de düzelmeyecek ne yazık ki! Ve düzelmediği sürece burada yoksulluk çekmenin bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Biz bir şeyler yapabilmeye, düzeltebilmeye çalışsak diyeceğiz ama oda çok mümkün gözükmüyor. Çünkü bir yerlerde amcalarımız yok" diyor. Beyza, "Aynen" diyerek Öykü'nün tüm söyledilerini onaylıyor.

Genç kadınlar, sınıflarında bulunan öğrencilerin ya çok zengin ya da çok yoksul olduğunu, orta sınıfın olmadığına da dikkat çekiyor.

Öykü ve Beyza'yla sohbetimizin sona ermesinin ardından 5-10 metre ilerde ATM'nin basamağına oturmuş Enes ve Burak'la tanışıyorum. Kuzeni Enes'i İskoçya'ya yolcu etmek için Taksim'e geldiklerini söylüyor Burak. Bir iki yıl sonra kendisinin de İskoçya'ya gideceğini çünkü Radyo ve Televizyon lisans bölümü bitmesine rağmen şu an inşaata çalıştığını vurguluyor Burak.

'YENİ YAŞAM'

"Kuzenim iki gün sonra İskoçya'ya gidecek. Ekonomik sebeplerden dolayı, ülkede alım gücünün bu kadar düşmesinden dolayı, geçim sıkıntısından dolayı yurtdışına gidecek. Ben de bir iki yıl içerisinde kuzenimin yanına gitmeyi düşünüyorum. Şu an 10 bin lira da kazansak geçinmek çok zor. Çünkü ev kirası, market, giyim kıyafet, teknoloji ürünlerinin pahalılığından dolayı insan artık bir arayış içine giriyor. Bu arayışı da kendi ülkemizde değil de dış ülkelerde arıyoruz. Yeni yaşam alanları inşaa etmeye çalışıyoruz biz gençler olarak; çünkü iş alanı da yok.

'DİN SÖMÜRÜSÜ YAPIYORLAR AÇIKÇASI'

Burak, "Üniversite okuyorsunuz ama bunun karşılığında asgari ücret alıyorsunuz. Bu normal sayılacak bir durum değil. İktidar bizi bilinçli bir şekilde isteyerek yoksul bırakıyor. Hükümet insanları ne kadar yoksullaştırırsa kendine o kadar muhtaç kılacağını düşünüyorum. Bir de toplumu çok cahil bırakıyorlar. İnsanlar üniversiteyi okuyorlar ama cahil kalıyorlar. Bunun sebebinin ise tarikatlar ve cemiyetler olduğunu düşünüyorum. Din sömürüsü yapıyorlar açıkçası. Bu yerlerde de insanlara dini inançları üzerinden kendilerine oy potansiyeli çıkartıyorlar. Mesela en basiti Cuma Namazına çoğu erkek gider. Cuma Namazlarında imamlar vaaz vermek yerine hükümeti destekleyen şeyler söylemeleri insanlardan bu şekilde oy çıkarmaya çalıştıklarını düşünüyorum şahsen" diyor.

'İSKOÇYA'YA GİTMENİN ŞEREFİNE'

İskoçya'ya gideceği için günlerdir sevinçten alkol aldığını söyleyen Iğdırlı Enes, "Toplum koyunlaşmış abla ya. Ak Partililer var ya! Şimdi burada ağır konuşacağım. Ağlıyor, sızlıyorlar. Şöyle bir şey var: Fakirler şükrediyor zenginler isyan ediyor. Artık öyle olmuş ya! Fakir adam diyor ki; 'Tayyip giderse din elden gider'. Tayyip gideceği için din elden gidiyorsa ben öyle dinin... Saçma sapan işler! İskoçya'ya gitmemin şerefine kaç gündür içiyorum abla ya!

Iğdır'da hayvancılık, nakliyat işiyle uğraşıyordum. İskoçya'da tanıdık var. Berberlik yapacağım. Yılda bir iki defa ailem için gelirim o kadar. 21 yılımı mahvettim burada (Türkiye'de). Ama 27 olarak gösteriyorum. Öyle diyorlar genelde. Hayvancılık da bitti zaten Iğdır'da. Kötü olmasının nedeni ise yem olsun, saman olsun, ot olsun geçen seneki fiyatıyla şu anki aynı değil. Yemin çuvalı 260 lira. Geçen sene 180 liraydı. Aynı şekilde bir balya ot 45 lira. Bir inek günde iki balya ot yiyor zaten. Siz hesap edin artık! Harbiden öyle bir seviyeye geldik ki millet artık yapamıyor. Arsan marsan varsa yaparsın ama arsan yoksa otunu, samanını dışardan, başkasından alıyorsan senin için çok sıkıntıdır. Hiçbir şey eskisi gibi değil artık.

'GENÇLERİ PERİŞAN ETTİNİZ'

Bir sürü mesleğim var. Tesisatçıyım, elektrikçiyim, berberim. Başları batsın, dalları yansın abla ne diyim. Yapamıyorlar ise bıraksınlar. 20 senedir iktidardalar. Çıkın, gidin artık. Bizi de, gençleri de perişan ettiniz" diyor.

NOT: "Başın batsın" deyimi Kars, Ardahan, Iğdır bölgesinde başı toprağın altına girsin manasına geliyor.

yoksulluk gitmek