'Gülmen ve Özakça'da Wernicke-Korsakoff'un öncü belirtileri'
ATO, açlık grevinin 63. gününde olan eğitimcilerin sağlık durumuna dikkat çekti. Artı TV'ye konuşan eylemciler 'biz ilk değiliz, son da olmayacağız' dediler.
HABER MERKEZİ - Açıklama yapan Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Bulut, Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumundaki bozulmaların Wernicke-Korsakoff Sendromunun öncü belirtileri olduğunu söyledi.
'KRİTİK DÖNÜM NOKTASI AŞILDI'
Vedat Bulut, 63 günde Gülmen ve Özakça’nın 15 kilo üzerinde kilo kaybı yaşadığını belirtti. Sağlık durumlarına dair şu bilgileri paylaştı:
"İki gündür Nuriye Gülmen’in sağlığı giderek bozuldu. Tansiyon ve nabız düzensizlikleri başlamış, bulaşıcı hastalıklara karşı savunmaları zayıfladı.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça kan ve biyokimya değerleri bu açlık grevinde giderek kötüleşti. Özellikle açlık grevlerinin kritik dönüm noktası olan 45. gün aşıldı ve 63. güne girildi.
Her iki vatandaşımızda algılama, duygu durum bozuklukları, zihinsel ve motor faaliyetlerde bozulmalar dikkat çekici.
B1 vitamini desteği almalarına karşın bu belirtiler Wernicke-Korsakoff Sendromunun öncü belirtileri. Bu hastaların yüzde 10-15’i yaşamını kaybetmekte ve yüzde 77’si ileriki dönemlerde enfeksiyonlarla kaybedilmektedir. Yüzde 25 kadarı uzun süreli hastane ve özel bakım gerektiren bedensel ve ruhsal sağlık sorunlarından etkilenmektedir."
'MÜDAHALEYE İZİN VERMEYECEKLER'
Bulut, her iki eğitimcinin de bilinçleri kapanması durumunda tıbbi müdahaleyi kabul etmeyeceklerini söylediklerini ifade etti.
"Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yla görüşmelerimizde bilinçleri kapanması durumunda müdahale şansı ve izinleri Ankara Tabip Odası tarafından ısrarla istendi, ancak kendileri bu onamı vermeyeceklerini ve tedavi olmak istemediklerini defalarca beyan etti.
Amaçlarını kendi ölümlerinin ve etkilenmelerinin KHK nedeniyle haksız ve hukuksuz bir şekilde işlerinden, aşlarından edilen diğer on binlerce vatandaş için bir umut olabileceği şeklinde açıkladılar. Ulusal ve uluslararası basın ve kamuoylarının dikkatini bu yöne çekmek ve kendilerine yapılan haksızlığı bu şekilde protesto etmek istedikleri anlaşıldı.
Bu trajedi Ankara’nın göbeğinde, TBMM’den 500 metre uzakta, gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Hekimler olarak elimizden bir şey gelmemesinin ıstırabı ve acısı içerisindeyiz. Nihayet açlık grevleri yapan bireyler ölümlerinin zulme karşı bir çığlık olacağını, bu şekilde kendilerini açlıkla terbiye etmeye çalışan hükümeti protesto ettiklerini ifade ettiler.
Tüm dünya kamuoyunun göz Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın üzerinde. Göstermelik komisyonlarla AİHM’e hile yapma ve uluslararası imza koyduğumuz sözleşmeleri yok sayma anlayışı ülkemizi bir çağdaş ülke olmak konumundan çıkarmakta, Türkiye’nin onurunu zedelemektedir. Türkiye bu trajediyi ve bu gencecik insanların ölümünü hak etmiyor."
'EKMEĞİMİZİ VE ONURUMUZU SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Açlık Grevi'nin 63. gününde ARTI TV'ye konuşan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, "Mesele sadece kişilerin ekmek kazanma meselesi değil. Onurumuzu savunacağız. Gemisini kurtaran kaptan olmayacağız. 80 milyonu teslim alamazlar. Biz ilk değiliz, son da olmayacağız. Biz ekmeğimizi ve onurumuzu savunmaya devam edeceğiz" dediler. Kişisel bir mesele peşinde olmadıklarını vurgulayarak 'destek ve dayanışmayı büyütme' çağrısı yaptılar.