'Güzel annesiz bu meydan acılı'

Bu hafta 23 yıl önce Ankara'da gözaltına alınarak kaybedilen 35 yaşındaki Kenan Bilgin’in akıbetini soran Cumartesi Anneleri, yaşamını yitiren Cumartesi annesi Güzel Şahin'i de andı.

'Güzel annesiz bu meydan acılı'

İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 652’nci kez Galatasaray Meydan’ında bir araya geldi. Eylemde açılan "Failler belli kayıplar nerede" pankartının üzerine kırmızı karanfiller ve barışı simgeleyen beyaz tülbent bırakılarak, kayıpların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Bu haftaki eylemde geçtiğimiz gün yaşamını yitiren Cumartesi İnsanlarından Güzel Şahin'in fotoğrafları da taşındı. Oturma eylemine Şahin’in ailesi ve mücadele arkadaşları olan Barış Anneleri de katıldı.

Bu hafta 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’de gözaltına alınarak kaybedilen 35 yaşındaki Kenan Bilgin’in akıbeti sorularak, "Kenan Bilgin için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz" denildi.

'BARIŞA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ'

Oturma eyleminde ilk önce Barış Anneleri'nin mesajı okunda. Mesajda şöyle denildi: "Güzel ana yaşamı boyunca adı gibi güzel ve kocaman yüreği ile ayrıştırmadan, bütün halkların acısını yaşadı. Barışa olan inancını hep diri tuttu. Sana söz veriyoruz barış, adalet ve özgürlük bütün dünyaya hakim oluncaya kadar mücadele edeceğiz."

YÜKSEKDAĞ VE TUNCEL'DEN MESAJ

Daha sonra Kandıra Cezaevi’nde bulunan HDP Eski Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in mesajları da okundu.

Tuncel mesajında, "Hatun annenin cenazesine yapılan ırkçı, faşist saldırı nedeni ile büyük bir öfke yaşarken, acımız halen çok taze iken bu kez de Güzel annenin vefatını öğrenmiş bulunuyoruz. Güzel anne haksızlığa, zulme, faşizme karşı mücadelenin en ön saflarındaydı. Yüreği özgürlük sevdasıyla, enerjisiyle dolu Güzel anne, tüm etkinliklerde bizlere yol gösterici oldu. Hem Hatun anneye hem de Güzel annemize sözümüz özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesinde ısrar olacaktır. Başta Güzel Şahin annemizin ailesine, Cumartesi Anneleri'ne ve halkımıza başsağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.

Yüksekdağ’ın mesajında ise şöyle denildi: "Sevgili Güzel anneyi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bizim için hem bir anne hem de en zor mücadele yollarının yoldaşı oldu hep. Direnişçiliğini, sevgisini ve hiç bitmeyen enerjisini bütün eylem alanlarında daima yanımızda gördük, hissettik. Son nefesini vermeden önce dimdik ayakta ve eylemdeydi. Bütün hak savunucularının, devrimcilerin, yurtseverlerin eylem annesi, mücadele yoldaşı olan o soylu kadını minnetle selamlıyorum. Güzel annenin tüm evlatlarına, mücadele yoldaşlarına, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Kadın siyasi tutsaklar olarak, onun direnişçiliğini büyütecek, bizlere emanet ettiği mücadele bayrağını zafere taşıyacağız."

GÜZEL ANNEYİ UNUTMADILAR

29 Temmuz 1981 tarihinde gözaltında kaybedilen Süleyman Cihan’ın kardeşi Ahmet Cihan, "Bu meydan öksüz değil ama Güzel annesiz öksüz. Güzel anneyi sadece bu meydan değil, herkes bilir. O herkesin annesi. Güzel annesiz bu meydan acılı" diye konuştu. Hükümet yetkililerine seslenen Cihan, "Vicdanınız kurusun daha kaç anne yitireceğiz kayıplarımızı bulmak için" dedi.

'NE ARADINIZ DA BULUMADINIZ?'

Kenan Bilginin kardeşi İrfan Bilgin de, Galatasaray Meydan’ında birçok arkadaşlarını kaybettiklerini anımsatarak, "Bunlardan biri Güzel anne. Bize bir çok şey öğretti" diye belirtti. 22 yıldır mücadele ettiklerini belirten Bilgin, Kenan Bilgin dosyasındaki gelişmeleri anlattı. Bilgin dosyanın kapatılmasına ilişkin "Bu dosyada 12 tanık ve cumhuriyet savcısının ifadesi var. Başka ne aradınız da bulamadınız? Sorun biz size söyleriz" diye tepki gösterdi. Bilgin, son nefeslerine kadar mücadele edeceklerini kaydetti.

‘OĞLUMA SELAM SÖYLE'

23 Şubat 1995 tarihinde kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız ise, Şahin ile hep birlikte yürüdükleri yolda bugün yalnız yürüdüğünü ifade etti. Yıldız, "Ben anneden, babadan, evlattan yetim kaldım. Arkadaştan yetim kalacağımı bilemedim" diyerek Şahin’in hep havada olan yumruğunu hep kaldıracağını söyledi. Yıldız, Şahin’e güzel insanların arasında olduğunu ve oğluna selam söylemesini istedi.

Yıldız’ın konuşması esnasında alanda bulunanlar duygusal anlar yaşadı.

Basın açıklamasını okuyan Cumartesi İnsanları'ndan Meryem Göktepe, demokratik devletlerin öncelikli görevinin hukukun üstünlüğünü güvence altına alacak ve hukukun tarafsız, doğru, adil ve etkin bir şekilde uygulanmasını temin edecek bir yasal sistem kurmak olduğunu ifade etti. Göktepe, "Bu yasal sistemde yargı mensuplarının soruşturmalarını yürütürken, kararlarını verirken bağımsız ve tarafsız olmaları, baskı, tehdit veya müdahalelerden uzak bir şekilde hareket etmeleri esastır" diye belirtti. "Bugün Türkiye’de hukukun üstünlüğüne uygun olarak hareket eden bir iktidar yok" diyen Göktepe, vatandaşların yasalarla eşit şekilde korunduğu ve haklarının güvence altına alındığı bir yasal sistemin olmadığını söyledi.

SAVCIDAN: SİZİ İLGİLENDİRMEZ

Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’deki bir otobüs durağında gözaltına alındığı hatırlatan Göktepe, aynı operasyon kapsamında Bilgin dışında 10 kişinin daha gözaltına alındığını aktardı. Ankara Emniyeti'nin Bilgin'in gözaltına alınanlar arasında olduğunu inkâr ettiğini belirten Göktepe, "Mahkemeye çıkarılan 10 kişinin ‘Kenan Bilgin de bizimleydi, Kenan Bilgin’e ne yaptınız?' sorusuna savcı ‘o sizi ilgilendirmez’ cevabını verdi" diye belirtti. Göktepe, gözaltına alınan 10 kişinin Bilgin’in Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerini söylediklerini aktardı.

‘3 SAYFALIK RAPORLA DOSYA KAPATILDI'

Aynı dönemde gözaltına alınan Avukat Murat Demir’inde Bilgin’i emniyette gördüğünü kamuoyuna açıkladığını kaydeden Göktepe, şöyle dedi: "Kenan’ı bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi ve Ankara’dan sürüldü. Dosyayı savcı Özden Tönük devraldı ve Kenan Bilgin'e işkence yapan polisleri teşhis edebileceklerini söyleyen tanıkların ifadelerinin, ‘polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialar olduğunu’ içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı."

‘ZAMAN AŞIMINA UĞRADI’

İç hukuk yoları tükenince AİHM’e başvurulduğunu ifade eden Göktepe, AİHM’in oy birliğiyle Bilgin’i kaybetmekten Türkiye'yi mahkum ettiğini söyledi. Buna rağmen etkin bir soruşturmanın yürütülmediğini vurgulayan Göktepe, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 31 Mart 2017 tarihinde Kenan Bilgin’in ‘Ankara Emniyeti’ne bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır’ diyerek zamanaşımı gerekçesiyle ‘Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi" dedi. Bilgin ailesinin 15 Mayıs 2017 tarihinde, Ankara Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak bu karara itiraz ettiğini dile getiren Göktepe, geçtiğimiz ay Ankara Sulh Ceza Hakimliği'nin bu itirazı ret ederek, davanın Anayasa Mahkemesi’ne taşındığını aktardı. Göktepe, son olarak "Bu davanın takipçisi olmaktan ve Kenan Bilgin için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz!" diye konuştu. (Mezopotamya Ajansı MA)

Cumartesi Anneleri