Hablemitoğlu davasında eski Sağlık Bakanı hakkında zorla getirme kararı

Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili Ankara 28’nci Ağır Ceza Mahkemesi ara kararda, ANAP Hükümetinin Sağlık Bakanı Halil Şıvgın hakkında zorla getirilme kararı çıkardı. Mahkeme, Nuri Gökhan Bozkır’ın tutuklanmama garantisi istemesini de reddetti.

Hablemitoğlu davasında eski Sağlık Bakanı hakkında zorla getirme kararı

Artı Gerçek - Ankara Çankaya'daki Portakal Çiçeği sokağında 18 Aralık 2002’de silahlı saldırıya uğrayan Akademisyen Necip Hablemitoğlu davasının 19’uncu celsesinde ara karar verildi.

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27 Kasım’dan beri devam eden duruşmalarda Anavatan Partisi Hükümeti’nde Sağlık Bakanı olarak görev yapan Halil Şıvgın hakkında 4-8 Mart tarihlerinde yapılacak duruşmalara zorla getirme kararı çıkarıldı. Tutuklu sanığın bulunmadığı dosyada yargılananlardan Mehmet Narin haricindekilerin adli kontrollerine ise devam kararı verildi.

Gazeteci Müyesser Yıldız’ın aktardığına göre mahkemenin ara kararında yer alan diğer kararlar ise şöyle:

“ABD Büyükelçiliği’ne Portakal Çiçeği Sokağı’ndaki lojmanda güvenlik kamerası olup olmadığının sorulmasına ve varsa suikast öncesi, suikast günü ve sonrasına ait görüntülerin istenmesi, Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın zorla getirilmesine, sağlık durumu uygun olmadığı takdirde ambulansla mahkemede hazır edilmesine karar verildi.”

MUSTAFA ÇALIŞKAN VE İRFAN FİDAN DİNLENSİN TALEBİNE RET

Hablemitoğlu ailesi avukatları, mahkemeye yalnızca taleplerini bildireceğini belirterek, 2015 yılında Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadesini aldığı iddia edilen, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve bugün Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi İrfan Fidan ile dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı ve bugün Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olan Mustafa Çalışkan’ın dinlenmesinin gerekli olduğu belirtildi. Ancak mahkeme, İrfan Fidan ile Mustafa Çalışkan’ın yeniden bir arada dinlenmesini reddetti. Hablemitoğlu ailesi, Mustafa Çalışkan ile İrfan Fidan’ın dinlenmesini, Nuri Gökhan Bozkır’ın baskı altında olmadan ifadesinin alınmasına tanık oldukları için istiyor.

NURİ GÖKHAN BOZKIR’IN DURUŞMAYA GELME ŞARTI

18 Mayıs’ta Hablemitoğlu dosyasından tahliye olan Nuri Gökhan Bozkır, 27 Mayıs’ta IŞİD’e silah taşıdığı için durdurulan Soğan tırları davasından 21 yıl 9 ay ceza aldı ve hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Ancak Bozkır, duruşmalardan vareste olduğu için kaçtı. Bozkır’ın avukatı müvekkilinin tutuklanmama garantisi verilmesi durumunda duruşmalara gelebileceğini söyledi. Ancak mahkeme bu talebi de reddetti.

Mahkemede ayrıca firari Nuri Gökhan Bozkır hakkındaki yakalama kararının beklenmesi ve diğer firari sanıklar Fethullah Gülen, Mustafa Özcan ve Serhat Ilıcak hakkında da tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.

‘MİT BAŞKANI OLUYORUM’ DEDİĞİ GAZETECİ TANIK OLARAK DİNLENECEK

Hablemitoğlu ailesinin avukatları mahkemenin sadece tanık dinlemeye döndürüldüğü eleştirisinde bulundu. Mahkemenin ara kararında Gürsel Tokmakoğlu, Av. Hüseyin Buzoğlu, gazeteci Abdurrahman Şimşek ve Yasemin Güneri’nin dinleneceği belirtildi. Gazeteci Yasemin Güneri’nin Star Gazetesi’nde çalıştığı dönem, Hablemitoğlu ile röportaj için sözleşmişti. Güneri, Hablemitoğlu’nun röportaja iki saat geç geldiğini söylemiş, gecikme nedenini ise Hablemitoğlu’nun ağzından şöyle aktarmıştı: “Çok önemli bir yerden geliyorum. Ben MİT Başkanı oluyorum…”

NE OLMUŞTU?

Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002 tarihinde Ankara Çankaya’da Portakal Çiçeği Sokak’ta bulunan evinin önünde silahlı saldırıya uğrayarak öldürüldü. AKP döneminin ilk faili meçhul cinayeti olarak bilinen Hablemitoğlu’nun neden ve kimler tarafından öldürüldüğü yıllar geçmesine rağmen iddia boyutunu geçmedi. Öldürülmesine neden olabilecek bazı senaryolar ise şöyleydi: Hablemitoğlu, Bergama’da altın madenlerine karşı mücadele eden köylülere karşı “kara propaganda” sayılabilecek kitapları ile adını duyurmuştu. Tarihçi-yazar olarak tanınan bir akademisyendi. İddiasının temeli Almanya’nın altın ticaretinden büyük gelir elde ettiği, Türkiye’nin bu madenleri çıkartmasını engellemek için Alman vakıfları aracılığı ile ilk çevreci köylü hareketi sayılabilecek bu karşı çıkışı desteklediğiydi.

Hablemitoğlu’nun son dönemlerinde Fethullah Gülen cemaatine ilişkin araştırmalar yaptığı biliniyor. Cemaate konu edinen ‘Köstebek’ adlı kitap ölümünden sonra yayımlandı. Yine çıktığı bir televizyon programında cemaatin emniyet ve ordu içinde örgütlendiğini söylemişti.

Ancak iddiaların en önemlisi olarak sayılan ve Hablemitoğlu’nun ölümüyle ilişkili olduğu düşünülen olay ise MİT Müşteşarlığı. Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarı olacağı konuşuluyordu. Hatta kendisi de çeşitli insanlara böyle ifadeler kullanıyordu. Ancak MİT Müsteşarı olmak isteyen yalnızca kendisi değildi. Yani Hablemitoğlu gizli bir rekabetin kurbanı olmuştu. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamaya bakıldığında, Hablemitoğlu’nun neden öldürüldüğüne ilişkin somut bir neden bulunabilmiş değil.